Eylül ortasında suyu bulandırmak isteyen kimi çevreler 3 Ekim'de AB ile müzakerelerin başlamayacağını iddia edebiliyorlar. Bu çevreler, nasıl bir zamanlar iddialı bir şekilde 17 Aralık'ta Türkiye bir takvim alamayacak deyip 3 Ekim tarihi belli olunca hiç mahcup olmadıysa; 3 Ekim tarihinde müzakere süreci başladığında da istifini hiç bozmayacaktır. Bundan emin olabilirsiniz. Müzakere süreci elbette kolay olmayacak. Kimse Türkiye'yi tam üye yapmak için gözü yolda beklemiyor. Amenna. Ancak AB'nin zaman içinde Türkiye'nin kendisine tam üye olmamasının faturasını fark edeceğini ve kimi iç politik hesaplarla, seçimden üç-beş fazla oy almak adına saptıkları yanlış yolu anlayacaklarını; anlamamakta ısrar etmeleri halinde ise Türkiye'den mahrum bir AB'nin kuruluş iddialarından vazgeçmek zorunda kalacağını düşünüyorum. Çünkü Türkiye'nin tam üye olmadığı bir AB'nin, idealiyle Avrupa'nın güvenliğini sağlamak gibi bir lüksü; Orta Asya ve Orta Doğu enerji kaynaklarından anlamlı bir pay alma ihtimali yoktur. Türkiye, bütün konsantrasyonunu müzakere sürecine harcaması gereken bir zaman dilimine girmek üzere... Terörü hortlatan ne? Tam da böylesi bir zaman diliminde "terör" kâbusunun hortlatılmaya çalışılmasını nasıl yorumlamalı? Yaşanan terör olayları ile Türkiye kabuğuna hapsedilmek; her biri vatandaşlarımız için kazanım olan reformları geçersiz kılacak geri adımlar atılması amaçlanıyor. Kimi çevrelere bu özgürlükler bizim için tehlikeli demesini sağlayacak malzeme olacak sözüm ona... Ancak Türkiye'miz, bu çirkin emellerin peşinde koşan ve insan hayatını, toplumun güvenliğini tehlikeye atmakta beis görmeyen bu çevrelerin hesaplarını boşa çıkaracak ve özgürlüklerden zerre kadar geri adım atmadan terörle mücadelesini her cephede sürdürmeyi başaracak kadar güçlü ve tecrübeli bir ülkedir. Bir denge bulunması gerekiyorsa o da bulunacaktır elbette... Türkiye terörle mücadeleyi bilir Hiç kimse henüz taslağının taslağı hazırlanmış terörle mücadele yasasından vatandaşlarımızın bundan önce artı hanesine yazdığı hukuki kazanımları sekteye uğratacak bir metin beklemesin. Türk Ceza Kanunu'nun altından başarıyla kalkan bir hükümetin Terörle Mücadele Kanununda hata yapacağına hiç ihtimal vermiyorum. Çünkü özgürlüklerden taviz vermenin teröristlerin işine geleceğinin; yaşanan terör olaylarının Türkiye'yi böylesi bir istikamete yöneltmek olduğunun en çok hükümet farkında. Türkiye özgürlüklerden geri adım atmadan terörle tavizsiz mücadele etmenin denklemini çözebilecek ve bu çözümle dünyaya da örnek olabilecek bir ülkedir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın...