Terör örgütü PKK/Kongra-Gel, son bir haftadır Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da eylemler yapıyor. Barış, istikrar ve huzur ortamını dinamitlemek için tekrar harekete geçtiler. Demokratikleşme alanında atılan adımlar, güven ve huzurun yerleşmesi, yerel seçimlerde DEHAP'ın ciddi oy kaybı ve bölgedeki ekonomik canlanma terör örgütünü telaşlandırmıştır. Terör örgütünün en büyük problemi, tabanın kontrolünden kaydığını görmesidir. Uzun yıllar eylemsiz kalan, kendi içerisinde de dağılma problemleri yaşayan PKK, örgütün dağılmasını önlemek,tabanının kaymasına engel olmak,Türkiye'nin AB'den müzakere tarihi almasını önlemek, bunu önleyemediği taktirde AB'den müzakere tarihi almak için birçok fedakarlığı göze alan hükümeti örgütle anlaşmaya zorlamak ve bu anlaşma ile genel siyasi af, Teröristbaşının taleplerinin karşılanması ve dağdaki silahlı kadronun ve özellikle de yönetim kadrosunun affını sağlayarak aktif siyasete katılmalarını temin etmek istiyor. Demokratikleşme yolunda çok önemli adımların atıldığı, Kürt meselesinde ciddi bir yumuşamanın yaşandığı bir dönemde, PKK gerçek niyetini ve yüzünü ortaya koyarak tekrar eylemlere başladı. AB ülkelerinin bu durumu nasıl değerlendirdiklerini çok merak ediyorum. Umarım, yıllarca savunuculuğunu yaptıkları örgütün gerçek yüzünü görmüşlerdir. Umarım, Doğu ve Güneydoğulu vatandaşlarımızın refah ve huzurunu, kültürel haklarını elde etmiş olmalarını, yoksulluğa karşı sürdürülen ciddi ekonomik çabaların PKK'nın umurunda olmadığını artık fark etmişlerdir. Kürt kökenli vatandaşlarımız PKK'nın umurunda değil. Terör örgütünün amacı-derdi başka. 35 bin insanımızın ölümüne sebep olan bu kanlı örgüt, nasıl Kürtler adına hareket edebilir? Kaybettiğimiz, canına kastettikleri insanların büyük bir bölümü Kürt kökenli vatandaşlarımız. Bu vatandaşlarımıza en büyük kötülüğü PKK yapmıştır. PKK vahşeti sonucu malından, canından bir şeyler kaybetmeyen aile sayısı çok azdır bölgede. Türkiye Cumhuriyeti, Kürt meselesinde son yıllarda ciddi mesafeler almıştır. Farklı siyasi yaklaşımlara sahip üç ayrı partiden meydana gelmiş olmasına rağmen bir önceki koalisyon hükümeti idamı kaldırmıştır. AK Parti hükümeti döneminde ise Kürtçe serbest bırakılmış, Kürtçe kursuların açılmasına izin verilmiş, Kürtçe TV yayını başlatılmış, bölgeye çok önemli teşvikler verilerek ekonomik yönden kıpırdanmalar sağlanmış ve son olarak 4 eski DEP milletvekili tahliye edilmiştir. Böylece, bölgeye güven ve huzur gelmiş, kültürel kimlik tanınmış ve yoksulluğa karşı sürdürülen ekonomik çabalar da meyvelerini vermeye başlamıştır. Kısacası kültürel haklar olarak gündeme getirilen talepler yerine getirilmiştir. PKK ile mücadelede binlerce şehit veren TSK, Türkiye'nin AB sürecine zarar vermemek ve bölge insanının huzur içinde yaşamasına ve refah düzeyinin yükseltilmesine katkı vermek maksadıyla bir zamanlar telaffuz edilmesi bile zor olan birçok konudaki gelişmeler-reformlara tepki vermekten kaçınmıştır. Ayrıca tüm bu olumlu gelişmelerin yanında hükümet bölgede yoksulluğu ve işsizliği gidermek amacıyla birçok projeyi uygulamaya devam etmektedir. Herkesi şaşırtan sözler! Hem PKK, hem de halk, Türkiye'nin bu önemli demokratik açılımlarını zaaf olarak algılarlar ise çok büyük yanılgıya düşürler. Tüm bu olumlu pozitif gelişmelerin karşısında son günlerde meydana gelen terör olayları, DEHAP'ın açıklamaları ve tahliye edilen eski DEP milletvekillerinin bazı söylemleri herkesi hayrete düşürmektedir. Yapılanları ve söylenenleri tasnif edip alt alta koyduğunuzda eski kafaların-eski zihniyetin çok fazla değişmediğini görüyorsunuz. Bölge ile ilgili hiç kimse, bu olumlu gelişmelere bakarak "zafer kazandık, ateşkesi kaldırdık, genel siyasi af çıkmaz ise olmaz" gibi pazarlıkların içine girmemelidir. Tüm bu olumlu ve umut verici gelişmelere terör örgütü kurşun sıkmıştır. Ayrıca yanlış takdim edilen bir konuyu düzeltmekte yarar var; PKK'nın yıllar önce başlattığı ateşkes filan sözkonusu değildir. PKK 6 yıl önce yenilmiş ve o gün perişanlığını örtmek ve yeniden derlenip, toparlanmak için ateşkes ilan etmiştir. Yoksa bölgede barış zemini oluşturmak için yapmamıştır.. Dün de, bugün de bölge, PKK'nın umurunda olmamıştır. Bugün PKK'ya ateşkes çağrısında bulunanlar, ya bu örgütü tanımıyorlar ya da siyasi bir tiyatro oynuyorlar. Terörden barış dilemek hayal üretmektir. Kuzey Irak'ta terör eğitimi alıp bugün bölgede tam demokrasi isteyenler, ya çok değiştiler ya da takıyye yapıyorlar. Bir kez daha dikkatinizi çekmek istiyorum; PKK'nın tekrar eyleme başlamasının sebebi, Türkiye'yi terör örgütü ile diyaloğa zorlamak, eğer diyalog kurulamaz ise kötü şeyler olacağı havasını yaymaktır.