Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin her yıl heyecanla beklediği ağustos ayı Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısı ağustos ayı başında yapılacak. Her şura öncesinde olduğu gibi bu yıl da üst düzey terfi ve atamalar öncesinde bilgi kirliliği ve akıl almaz iddialar kol geziyor. Bilindiği üzere YAŞ üyeleri Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı, Kara, Deniz, Hava Kuvvet komutanları, Jandarma Genel Komutanı, 1'inci, 2'nci, 3'ncü ve Ege Ordu, Donanma, Harp Akademileri, EDOK komutanları, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı ve Genelkurmay İkinci Başkanı'ndan oluşuyor. Toplantının başlangıcında genel hatları ile bir iç ve dış tehdit değerlendirmesi yapıldıktan sonra terfi, uzatma, emeklilik ve disiplin dosyaları ele alınır. Terfi ve atamalarda TSK'nın oturmuş bir sistemi, kimsenin müdahale etmediği, genelde uyduğu kökleşmiş gelenekleri vardır. Bu sisteme ve bu geleneklere içerden ve dışardan müdahale edilmediği sürece terfi ve atamalarda liyakat ve başarı etkin faktörlerdir, adil bir biçimde sonuçlanır. Bu sisteme yapılan her müdahale göz bebeğimiz gibi korumaya çalıştığımız TSK'ya hatta ülkemizin çıkarlarına zarar vermiştir. Yakın tarihimizde sisteme en önemli müdahaleyi kuralları ve gelenekleri zorlayarak eski Genelkurmay Başkanlarından Emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu yapmıştır. Prensip olarak emekliye ayrılacak olan Genelkurmay Başkanı TSK'nın yeni komuta yapısının oluşmasının inisiyatifini yerine gelecek olan Genelkurmay Başkanına bırakır. Doğru olan budur. Ancak Emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu bu teamülü çiğnemiş, yerine gelen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'e bu inisiyatifi bırakmamıştır. Sistemin kurallarını zorlayarak Emekli Orgeneral Edip Başer'in önünü kesmiştir. O yıl yapılan bu gelenek dışı müdahale sonucu Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel komutanlıklarına getirilen Emekli Orgeneral Aytaç Yalman ve Emekli Orgeneral Şener Eruygur, Emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile uyumlu çalışamamışlardır. Sıkıntılar çıkmıştır. Ülkemiz, demokrasi dışı girişimlerin eşiğinden dönmüştür. Temenni ediyorum ki, bu yıl yapılacak askeri şurada bu tür müdahaleler olmasın. Ancak Genelkurmay Başkanlığı'na gelecek olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilmesi kesin olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner'le ilgili yönlendirmeler başladı bile. Bu çabaları kınıyorum. Sözüm, bu yıpratma kampanyasının malzemelerini basına servis eden çevreleredir. Orgeneral Başbuğ, şeffaf, açık sözlü, vatansever bir komutandır. Orgeneral Koşaner de iki yıldır yürüttüğü Jandarma Genel Komutanlığı'nı layığı ile yerine getirmiştir. İki komutan, bölücü terör örgütü PKK ile mücadelede çok önemli sorumluluklar üstlenmiştir. Kritik soru şudur; Başbuğ'un Genelkurmay Başkanlığı'na, Koşaner'in Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na gelmelerinin önünün kesilmesi en çok kime yarar? Bence PKK terör örgütüne ve onun yerine göz diken omurgasızlara yarar. Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadeleye kendisini adamış ve soruna doğru teşhisler koymuş bir komutandır. TSK üst kademesini yıpratma kampanyası, YAŞ toplantısı tamamlanıncaya kadar devam edecektir. Kamuoyumuz 35-40 yılını ülkesine hizmet etmekle geçirmiş, vatanın bekasından başka bir gündemleri ve çabaları olmamış bu insanlara sahip çıkmalıdır. Bu insanlar kolay yetişmiyor!