TSK Hukuk Dışına Çıkamaz

A -
A +

"AK Parti ve Gülen Cemaatini Bitirme Planı" olarak adlandırılan belgenin orijinalinin savcıların eline ulaştığı ve gerekli kriminal incelemelerle belgenin gerçek olduğunun tespit edildiği haberleri doğrusu hepimizi şaşırttı. Başbakanın ilk tepkisi, "TSK bu lekeyi kabullenemez" tarzında yansıdı. Belgedeki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek'in el ürünü olduğunun kanıtlandığı iddia ediliyor. Genelkurmay Başkanlığı konunun basına yansıması üzerine "Hukuk devletinde herşeyin yasalara uygun olarak yürütülmesine hiçbir kimsenin itirazı olamaz" yönünde bir açıklama yaptı. Bu sözü edilen belge, ilk basına yansıdığında Genelkurmay Başkanı Askeri Yargıyı harekete geçirmiş böyle bir belgenin var olup olmadığının -basına yansıyan belgenin gerçek mi- sahte mi olup olmadığının incelenmesi talimatını vermişti. Genelkurmay Adli Müşavirliği askeri savcılar marifeti ile gerekli soruşturmayı açmış ve Askeri Savcılık incelemelerini tamamlayarak böyle bir belgenin olmadığını, Karargahta böyle bir belge hazırlanmadığını ve basına yansıyan belgenin de sahte olabileceği kanaatine varmıştı. Ayrıca Genelkurmay konu ile ilgili idari soruşturma da yapmış ve Askeri Savcı ile aynı sonuca ulaşmıştı. O tarihte şöyle yazmıştım; "Sanmıyorum ama eğer bu belge gerçek ise hukuk devleti için bir rezalettir-kepazeliktir. Eğer sahte ise de TSK ile Hükümetin ilişkilerini bozmak ve TSK'yı yıpratmak için yapılmış alçakça bir komplodur. Her iki halde de demokrasimizin ve ülkemizin geleceği açısından failleri bulunup yargının önüne çıkarılmalıdır" TSK hukuki ve idari soruşturmayı tamamladıktan sonra sanıyorum ilgili karargah subayları Genelkurmay Başkanına "Konuyu-iddiayı her yönü ile inceledik. Karargahta hazırlanan böyle bir belge yok. Albay Çiçek'in ve dairesinin böyle bir çalışması yok. İddialar asılsız ve basına yansıyan belge sahte" tarzında raporlarını sunmuşlardır. Sayın Genelkurmay Başkanı da Karargahının verdiği raporlar doğrultusunda kamuoyunun önüne çıktı ve bu belgenin gerçek olmadığını, böyle bir planın hazırlandığına dair hiçbir kanıt bulunmadığını ve iddia edilen belgenin kendileri açısından " Bir kağıt parçası" olduğunu açıkladı. O açıklama ile birlikte bu belgenin sahte olduğuna samimiyetle inanan Genelkurmay, ısrarla bu sahte belgeyi hazırlayanların yargı organlarınca bulunup cezalandırılmasını talep etti. Bugün itibari ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı henüz belgenin gerçek olup olmadığına ilişkin resmi bir açıklama yapmış değil. Eğer iddia edildiği gibi belge gerçek ise hiç kimse tereddüt etmesin bu belgeyi hazırlayanlar ile Genelkurmay Başkanına yanlış veya eksik bilgi veren herkesin rütbesi ve makamı ne olursa olsun ipinin çekileceğinden kimse kuşku duymasın. En yüksek rütbedeki kendi kuvvet komutanını adaletin önüne çıkarıp kodese gönderen TSK'dan kimsenin bu konuda bir şüphe duymaması gerekir. TSK'da Komutana yanlış ve eksik bilgi vermek suçtur. Komutan kendi astlarının verdiği bilgiye itibar etmek durumundadır. Eğer bu belge gerçek ise ülkenin Genelkurmay Başkanını kamuoyu önünde zor durumda bırakan ilgili tüm Karargah subayları hemen istifa etmelidir. Genelkurmay Başkanlığı oluşan güvensizliği gidermek için sivil savcılara bu konunun araştırılması maksadı ile kapılarını sonuna kadar açmalı ve onlara yardımcı olmalıdır. Çünkü Askeri Savcılığın yaptığı soruşturmalar adil de olsa kamuoyunda şüpheler uyandırmaktadır. Eğer belge gerçek ise hazırlayanlardan, göz yumanlara ve üstünü örtmeye çalışanlara kadar ilgili herkes adaletin önüne çıkarılmalıdır. Hiçbir güç ve makamın-kişinin TSK'nın hukuk dışı işler yapan, demokrasi düşmanı bir kurum gibi algılanmasına sebep olma hak ve yetkisi yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.