Genelkurmay karargahında dün Genelkurmay II. Başkanı sayın Orgeneral İlker Başbuğ'un yaptığı basını bilgilendirme toplantısına katıldık. Yazılı ve görsel medyamız toplantıya her zamanki gibi büyük bir ilgi gösterdi. Toplantının başlama saati 14:30 olarak duyurulmuştu. Orgeneral Başbuğ her zamanki titizliğini gösterdi ve randevusuna tam zamanında geldi. 14:29'da salondan içeriye girdi, 14:30'da kürsüden konuşmasına başladı. Bu örnek davranış, yaz sıcağında salonlarda katılımcıları dakikalarca bekleten büyüklerimize duyurulur. Bu bir inceliktir, saygıdır, nezakettir. Orgeneral Başbuğ'un gündeminde; komşumuz Irak'taki son gelişmeler, terör, Kuzey Irak' taki askeri varlığımız, İSAF Hareketi, İncirlik Hava Üssü, TSK'nın harcamalarının denetimi gibi konular vardı. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi bu tip toplantılarda yarar var. Kokteyllerde ayaküstü verilen çarpıtılmaya ve yanlış anlaşılmaya müsait demeçler yerine , kamuoyu gündeminde TSK ile (dolaylı - dolaysız) ilgili konularda hazırlıklı bilgilendirme toplantısı yapılmasının kamuoyunun TSK'nin bakışını birinci ağızlardan öğrenmesinin sayısız faydaları var. Eğer bilgilendirme toplantıları yapılmaz ise kamuoyunun merak ettiği konuları yarım yamalak bilgilerle kamuoyuna eksik veya yanlış bir tarzda aktarılma ihtimali yüksektir. Kerkük'te özel statü verilmeli Sayın Başbuğ'un konuşmasının büyük bir bölümü Irak- Kerkük ve terörle mücadele ile ilgiliydi. Kuzey Irak'taki etnik grupların Kerkük'ün demografik yapısını bozma yolundaki çabalarından dolayı TSK de ciddi rahatsızlık duyuyor. Irak geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin "Kerkük'ün ne olacağına Ankara'dan karar verilmez. Bu Irak'ın iç meselesidir" tarzındaki yaklaşımına karşın Orgeneral Başbuğ "Tabii ki Kerkük konusu onların iç meselesidir. Ancak Kerkük'ün geleceği Türkiye'nin güvenliğini ciddi bir biçimde etkileyecektir. Eğer Kerkük bünyesinde barındırdığı ekonomik kaynaklarla birlikte bir etnik grubun kontrolüne verilirse Irak'ta yaşayan diğer gruplar bunu kesinlikle kabul etmez. Irak'ta bu bölgeden kaynaklanan iç savaş çıkar. Irak'ta çıkacak bir iç savaş ülkemizin güvenliğini yakından ilgilendirir. ABD yönetimi dahil herkes Irak'taki yer altı kaynaklarının Irak halkının tamamı tarafından kullanılmasını öngörüyor. Ayrıca Kerkük'te bize kan bağı ile bağlı olan soydaşlarımız var. Burada kargaşa olursa ciddi zararlar görürler. Aynı zamanda Kerkük'ün bizim için tarihi bir önemi var. Eğer Irak' ta ilerde ciddi sorunlar istenmiyorsa Kerkük'e özel statü verilmeli, burası bölgesel değil merkezi hükümete bağlı olmalıdır. Bu bölgenin demografik yapısını korumak Irak geçici yönetiminin görevidir" şeklinde açıklamaları ile TSK' nin Kerkük ile ilgili endişelerini dile getirdi. ABD beklentilerimizi karşılamadı Toplantıda üzerinde önemle durulan ikinci konu ise terörle mücadele konusu idi. Basın organlarında yer alan "Irak'ın kuzeyinden Türkiye asker çekecek" tarzındaki haberlere değinen Başbuğ, "Irak'ın kuzeyindeki ateşkes izleme gücüne destek veren unsurların TSK'nin, PKK ile mücadele için Irak'ın kuzeyinde bulunan askeri varlığımızla herhangi bir bağlantısı yoktur" dedi. TSK, Irak'ın kuzeyindeki varlığında herhangi bir azaltmaya gitmiyor. Terör örgütü silahları ile birlikte o topraklardan sökülüp atılmadıkça TSK'nin Irak'ın kuzeyinden ayrılması mümkün gözükmüyor. Orgeneral Başbuğ, "Bu bölgedeki varlığımız PKK terör örgütüne endeksli." açıklaması ile konuyu özetledi. TSK, BM Güvenlik Konseyi'nin Irak ile ilgili 28 Mayıs 2004 tarihli kararını önemsiyor. Bu kararın 8. Maddesiyle Konsey Irak'taki uluslararası güce terörist hareketlerinin önlenmesi ve caydırılması görevini veriyor. TSK, herkesin terör örgütleri listesine aldığı PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığı konusunda sadece Irak Geçici Hükümetini değil, hem ABD'yi hem de Irak'taki uluslararası gücü muhatap alacağını belirtiyor. Orgeneral Başbuğ "ABD PKK'yı terör örgütleri listesine alan ilk ülke. Bu mücadelede bize yardımcı olmuştur. Ancak Irak'ın işgalinden bu yana bu örgüte karşı aktif bir faaliyette bulunmamış beklentilerimizi karşılamamıştır. ABD ile zamanlama sorunu yaşıyoruz." tarzında bir değerlendirme yaptı. Nitekim Orgeneral Başbuğ "TC' nin güvenliği tehlikeye girerse Türkiye yapılması gerekeni yapar. Bu gücü vardır." açıklaması ile bu yöndeki sinyalleri verdi. Sivil örgütler de destek vermeli Orgeneral Başbuğ, PKK terör örgütünün tehdit olma özelliğinin sürdüğünü ve Irak'ın kuzeyinden son aylarda ülkemize geçişlerin arttığı bilgisini de verdi. "TSK bu örgütle mücadelesini kararlıkla yönetecek" diyen Başbuğ' un bana en ilginç gelen açıklaması "TSK'ne terörle mücadelede en önemli destek yöre halkından gelmektedir. Yöre halkının terörü lanetleyen çıkışları güvenlik güçlerimiz için büyük bir moral kaynağı olmuştur. Terörle mücadelede devletin bütün kademelerinin ve sivil toplum kuruluşlarının kararlılığının açıkça sergilenmesi çok önemlidir." sözleriydi. TSK, yöre halkının terörle mücadelede desteğini çok önemsiyor... Yarın yazımıza devam edeceğim...