Eğer "Sarıkız" ve "Ayışığı" darbe girişimleri doğru ise bu girişimlerin olduğu dönemde Genelkurmay Başkanı askerî yargıyı harekete geçirip sorumlularının cezalandırılmasını sağlamalıydı. Ancak bir darbe girişimden ziyade, bu yönde niyet belirtenlerin niyetleri emir-komuta zinciri içinde engellenmiş ve bu yönden düşüncelere sahip olanlar emekliye sevk edilmiştir. TSK'dan emekli olan personelin, görevden ayrıldıktan sonraki eylem ve işlemleri TSK'yı bağlamaz. "Darbeye ortam hazırlama" girişimlerinde bulundukları iddia edilen, emekli komutanların yargı önüne çıkarılması konusunda TSK taraf olmamış, sürecin kendi kuralları içerisinde işlemesini benimsemiştir. TSK hukuktan yana tavır sergilemiştir. Ergenekon soruşturması kapsamında iki emekli orgeneralin gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını fırsat bilen bazı çevreler, bu gelişmeyi "asker düşmanlığı" için kullanıyorlar. TSK'yı yıpratmak için fırsat olarak değerlendirenler var. TSK'nın yıpranması ülkesini-milletini seven hiç kimsenin işine gelmemelidir. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra görülmüştür ki, en iyi darbe en zayıf demokrasiden daha kötüdür. Darbeler en çok da TSK'ya zarar vermiştir. Sorun çözmek için başvurulan darbelerin sorunları daha çok arttırdığı ve ilave sorunlar doğurduğu görülmüştür. Darbe dönemleri ülkemizin kayıp yılları, Cumhuriyet tarihimizin kara lekeleridir. TSK bünyesinde aklı başında, muhakeme yeteneği olan, dünyayı bilen hiçbir personel darbe istemez. TSK için darbe dönemi 12 Eylül ile birlikte kapanmıştır. TSK içinde suç işleyen Korgeneral, Tümgeneral rütbesinde insanlar ve emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı, TSK'nın kendi iradesi ve desteği ile yargının önüne çıkartılmış ve cezalarını çekmeleri sağlanmıştır. TSK içinde suç işleyen cezasını çeker. Eğer mahkemece tutuklanan iki emekli orgeneral suç işlemiş ise onlar da cezalarını çekeceklerdir. Suçsuzluklarını kanıtlayıp kamuoyunun önüne göğüslerini gererek çıkmalarını arzu ediyorum. Ama eğer savcının iddiaları doğru çıkarsa bedelini ödemeleri gerektiğine inanıyorum. "Bu insanlar terörle mücadele etti, 40 yıl devlete hizmet etti, bunlar Atatürkçü, bunlar Laik Cumhuriyeti savunuyorlar, onun için tutuklandılar" iddiaları ile konuyu başka mecralara çekmeyelim. Devlet için kahramanlık yapmamız, Atatürkçü olmamız ömrümüzü devlete adamış olmamız bize suç işleme, yasaların dışına çıkma ayrıcalığı vermez. Bilakis sorumluluk yükler. İddianame ortaya çıkmadan hüküm yürütmek doğru değildir. Vatansever olmak hiç kimseye yasaların dışına çıkma ayrıcalığı vermez. Doğru olmamasını diliyorum. Emekli bir Orgeneralin görevdeki bir Genelkurmay Başkanı için arşiv oluşturması iyi niyetten uzak bir Harbiyeliye yakışmayacak davranıştır.