TSK'da mühimmatın denetimi

A -
A +

Toprak altında saklanmış bu kadar cephane ve patlayıcının varlığı hepimizi düşündürmelidir. Bulunduğumuz coğrafyada silah-mühimmat ve patlayıcı temin etmek zor bir iş değildir. Ancak işin can sıkıcı tarafı kazılardan çıkarılan mühimmatın MKE menşeli olmasıdır. MKE ürettiği mühimmat ve patlayıcıyı TSK'ya vermektedir. Polis teşkilatının ikmali de herhalde MKE'den yapılıyordur. Kazılardan çıkan veya sağa-sola atılmış olarak bulunan patlayıcılar yabancı menşeli olsa, "Terör örgütleri dışardan temin etti, eylem için gömdü" dersiniz. Ama öyle değil. Gölbaşı'nda, Yenikent'te, Eskişehir'de, Ümraniye'de, Dalan'ın arazisinde ve Sapanca'da yapılan kazı ve aramalarda ele geçirilen mühimmat ve patlayıcının nerdeyse tamamı MKE menşeli ve TSK' nın envanterinde mevcut olan mühimmat. İşin diğer can sıkıcı yanı da; bu patlayıcıların emekli bazı askerler tarafından temin edilip gömüldüğü, saklandığı iddiası. Emekli Binbaşı Fikret Emek'in evinde bulunan cephanelik, Polonezköy' de emekli Albay Arif Doğan'a ait depoda bulunan mühimmat ve silahlar, Yarbay Mustafa Dönmez'in Sapanca'daki evinde bulunan patlayıcılar, İSTEK Vakfı'na ait arazide bulunan cephanelikle ilgili emekli ve muvazzaf bazı subayların tutuklanması bu iddiayı destekliyor. Bu mühimmat ve patlayıcılar hangi maksatla depolandı? Nerden, nasıl temin edildi? Bir boş kovanın bile hesabının sorulduğu TSK' dan bu mühimmat nasıl dışarıya çıkarıldı? Bir önceki yazımda da belirttim; TSK' da silah kaybolmaz. Envanterdeki tüm silahların sayım ve kontrolü ile ilgili uygulanan sistem buna izin vermez. Ama aynı iddiayı aynı kararlılıkla mühimmat için söylemek zor. Çünkü mühimmat bir sarf malzemesi, demirbaş değil. Cephaneliklerden çıkarılan mühimmatın sarf edilip edilmediğinin kontrolü 90'lı yıllara kadar çok iyi yapılıyordu. Ancak TSK unsurlarının terörle mücadelede görev almasıyla birlikte bu denetim işin doğası gereği zorlaştı. Kışlalardaki atış alanlarında sarf edilen merminin boş kovanı, atılan bombanın tapası geri isteniyordu. Ama operasyona katılan bir birlikten bunları talep etmek komik olur. Terörle mücadelede görevli tüm unsurların operasyonlarda kullandıkları mühimmat ve patlayıcıların gerçekten sarf edilip edilmediği, o unsurların başındaki komutanın disiplin ve görev anlayışı ile ilgili bir konudur. Her unsurun komutanı operasyonunun görev bitiminde, görev esnasında sarf edilen mühimmatın sarf raporunu hazırlayıp ilgililerine verir. Genelde beyanı-raporu doğru kabul edilir. Ama her kurumda olduğu gibi TSK'da da azınlıkta da olsa kurallara uymayan-disiplinsiz-emir ve talimatların dışına çıkan personel vardır. Tespiti halinde bunlara yasal işlem yapılır. Mühimmatın sarfında profesyonel unsurların yetki ve inisiyatifleri daha fazladır. TSK'nın cephaneliklerinden dışarıya kontrolsüz mühimmat çıkmaz. Ancak görev için alınan ve sarf edilmiş gibi gösterilip gerçekte sarf edilmeyen mühimmat çıkmış olabilir. Bu da hırsızlıktır, disiplinsizliktir, suçtur. Geldiğimiz noktada TSK mühimmat sarfının kontrolü ile ilgili daha sağlıklı bir sistem kurmak durumundadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.