AİHM, teröristbaşı Öcalan'la ilgili kararı bugün açıklayacak. Dün bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde nasıl bir karar çıkabileceği konusunda gazetede arkadaşlarla tartıştık. Avrupa'nın çifte standartlarına alışık olan arkadaşlarımız AİHM'den; Öcalan'ın yeniden yargılanması yolunda bir kararın çıkmasının mümkün olduğu kanaatinde idiler. Bugün kararı öğrenmiş olacağız. Nasıl bir karar çıkarsa çıksın çok önemli değil. Türkiye olarak en olumsuz kararın çıkmasında bile paniğe kapılmamalıyız çünkü AİHM'nin kararı bizim konuyla ilgili enstrümanlarımızı yitirdiğimiz ve Türkiye aleyhine bir inisiyatifin yürürlüğe sokulacağı anlamında yorumlanmamalı. Öncelikle şunu hiç unutmayalım. Öcalan meselesi sadece AK Parti'nin veya hükümetin meselesi değil. Tüm Türkiye'nin meselesi. Dolayısıyla bu konuyu iç siyaset malzemesi yapmak doğru değil. Düşünün bugün iktidarda sayın Baykal olsaydı ve "yeniden yargılanma" kararı çıksaydı "hayır" mı diyecekti veya bu konudaki kararı tek başına mı verecekti? Bu sadece hükümetin değil devletin tüm kurumlarının istişaresi sonucunda verilecek bir karardır. Sonuç değişmez Teröristbaşı tüm dünyanın gözleri önünde titiz bir biçimde adil yargılandı. AİHM yeniden yargılanma kararı verirse bu dünyanın sonu olmayacak. 30 bin insanın katledilmesinden birinci derecede sorumlu olan bir bebek katili değil Türkiye, dünyanın neresinde yargılanırsa yargılansın sonuçta aynı karara varılacaktır. Sonuç değişmeyecektir. Yargılanmanın tekrarı ancak şekli bazı gerekçelere dayandırılabilir ki bu gerekçeleri geçersiz hale getirdiğimiz an teröristbaşının aynı cezayı almasının önünde hiçbir engel kalmaz. Ortalığı ayağa kaldırmaya, konuyu iç siyaset malzemesi yapmaya gerek yok. TBMM inisiyatifi ele almalı Bugün karar açıklanır, devletin her kademesinde bu karar incelenir. Altına ülke olarak imza koyduğumuz uluslararası sözleşmelerle iç hukuk sistemimiz incelenir ve TBMM özel bir gündemle toplanıp bu konuda nasıl bir yol izleneceğine karar verir. Bu konuda TBMM inisiyatifi ele almalı, içeride ve dışarıda bu konunun istismar edilmesine izin vermemelidir. Ayrıca bu konu fazla abartılmamalıdır. Yeniden yargılanma sonucu değiştirmeyecektir. Eğer yeniden yargılanma sürecine müdahale etmek isteyenler olursa Türkiye, sonuçları ne olursa olsun buna izin vermeyeceğini herkese açık bir biçimde hissettirmelidir.