Türkiye-Ermenistan maçı

A -
A +

Siz bu satırları okurken biz Bursa'da Atatürk Stadında Türkiye-Ermenistan maçını izliyor olacağız. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve konuğu Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan ile aynı ortamda bir dostluk maçına dönüşen müsabakaya ve sonrasındaki resepsiyona katılacağız. Daha önce Erivan'da yapılan maçlara katılmıştık. Her iki ülkenin de grupta bir iddiaları olmadığı için daha çok dostluk maçı havasında geçecek müsabaka. İlk maçı ve Erivan'da nasıl karşılandığımızı hatırlıyorum. Canımızı sıkacak ve bizi üzecek bir tablo ile karşılaşmamış ve dostça ağırlanmıştık. Umarım, bugün de aynı tabloyu yaşarız. Futbol diplomasisinin zaferi protokollerin imzasını getirdi. Umarım bu maç da bu protokollerin imzalanmasının motivasyonu için gerekli cesareti taraflara verir. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan, Diaspora ve Ermenistan'daki muhalefet partilerinin aşırı baskısına rağmen maçı izlemeye geldi. Bu buluşma, sürecin devam edeceğine ilişkin Sayın Gül ve Sarkisyan'ın gösterdiği önemli bir siyasi iradedir. Bu cesaret ve irade devam ettiği sürece mayınlarla dolu bir yol olsa da bu süreç devam eder. Eğer olumlu sonuç alınırsa da Nobel Barış Ödülünü Sayın Gül ve Sarkisyan hak etmiş olur. Maça ciddi bir yabancı basın ilgisi var. 90'ın üzerinde yabancı gazeteci ve birçok uluslararası ajans maçta olacak. Güvenliğin had safhada olacağı açık. Azerbaycan bayrağının stada alınmamasını abartmayalım. Yunanistan-Azerbaycan milli maçlarında Azeri kardeşlerimiz Azerbaycan bayrağı yerine Türk Bayrağını mı sallıyor?. Sallıyorlar ise yanlış. Bu konuklarına karşı nezaketsizlik olur. Muhalefet partileri eleştirse de Sayın Cumhurbaşkanı Gül, ülkemizin milli sorunlarının çözümü konusunda aktif rol üstleniyor. Türkiye'nin müzminleşmiş ve enerjisini tüketen sorunların çözümü için çaba sarf etmekle kalmıyor, hükümeti, kurumları ve siyasi partileri sorunların çözümü konusunda teşvik ediyor. Muhalefet memnun olmayabilir. Ama millet memnun. Bu millet, Çankaya'da sessiz-sedasız oturan, etliye-sütlüye karışmayan, sadece bayramlarda mesaj yayımlayan halktan ve ülkenin sorunlarından uzak yaşayan bir cumhurbaşkanı istemiyor. Cumhurbaşkanı Gül'ün performansını muhalefet liderlerimiz beğenmiyor ama AB Komisyonu İlerleme Raporunda Sayın Gül'ün müzakere sürecine katkılarından ve reformları teşvikinden övgü ile söz ediliyor. Ülkemizin milli bir projesi olan AB'ye tam üyelik, 90 yıllık Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu ve terör sorunu gibi milli sorunlarda Sayın Cumhurbaşkanının aktif olarak devreye girmesi kimseyi rahatsız etmemeli. Bilakis bu sorunlara sessiz kalırsa rahatsız olmalıyız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.