Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Hollanda ziyaretinin son iki günü çok yoğun geçti. Kraliyet Sarayı ve finans dünyası İstanbul'da olduğu gibi Amsterdam'da. Hükümet ve bakanlıklar da Ankara'da olduğu gibi Lahey'de. Çarşamba günü Hollanda Başbakanının, Cumhurbaşkanı ve eşi onuruna verdiği yemeğe katıldık. Ortak basın toplantısında Hollanda Başbakanı, Türk ekonomisine övgüler yağdırdı. "Keşke biz de sizin gibi yüzde 8.5 büyüyebilsek" temennisinde bulundu. Hollanda'da büyüme oranı yüzde 1.5 civarında. Avrupa ülkelerinde PKK yandaşları, Ermeni Diasporası ve bazı sol gruplar, Türkiye aleyhine iş birliği yapabiliyorlar. Biz Hollanda'da iken PKK'lılar, Ermeniler, Süryaniler, yabancı işçi örgütleri ortak bildiri yayınladılar, gösteri yapmak istediler. Sayıları 30/40 kişiyi geçmeyen bir grubun gösteri yaptığı söylendi. Bildiride 1915 olayları, Dersim ve Sivas olayları, 7 bin Kürt politikacının KCK kapsamında tutuklanması, Süryani soykırımı gibi konulara yer verilmiş. İlginç olan kendi vatandaşlarımız sandığımız Anadolu'nun bazı insanlarının, Türkiye aleyhine Ermenilerle iş birliği yapabilecek noktaya gelmiş olması. Bu durum üzüyor insanı. Hollanda, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakan bir ülke. Zaten 2004'te Hollanda dönem başkanıyken müzakere tarihi aldık. Hollanda Başbakanı, AB konusunda ahde vefaya işaret etti ve "Sözümüzde duracağız" dedi. Türkiye'nin, Arap Baharı sonrasındaki gelişmelerle, Suriye konusunda aldığı inisiyatif, Avrupa'nın dikkatini çekmiş durumda. Hollanda Başbakanı,"Bu alanda Türkiye'yi hayranlıkla izliyoruz" diye konuştu. İstanbul'da yapılan Suriye'nin Dostları Toplantısı ve Türkiye'nin 20 bin Suriyeli mülteciye gönlünü açması, buralarda takdirle karşılanıyor. Herkes, Türkiye'nin 'bölgesel alanda' oynadığı rolün farkında. Ancak Türkiye'nin insan hakları konusundaki tutumuna ilişkin, 20 yıl öncesine ait bir algı var. Ve bu algı yanlış. Bu alanda Türkiye'nin ne kadar mesafe aldığının çok farkında değiller sanki. Bu algının düzeltilmesi gerekirdi. Suriye'de olup bitenlerin farkında Avrupa. Türkiye'nin bölgede gösterdiği liderlik pozisyonunu önemsediklerini söylüyorlar. Umarım samimidirler ve Suriye'ye Bosna gibi bakmıyorlardır. Lahey'de, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün genel merkezine gittik. Örgütün Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü. Sayın Cumhurbaşkanı, örgüt genel kuruluna hitaben güzel bir konuşma yaptı. Son yıllarda iyi yapılan lobicilik faaliyetleri sayesinde Türkiye uluslararası kuruluşların yönetiminde asli bir biçimde yer almaya başlıyor. Bu durum daha da iyileşerek devam edecek gibi. Kimyasal silah üretimi yasak. Eldeki kimyasal silahların dörtte üçü imha edilmiş. 188 ülke bu örgüte üye. Üye olmayan 8 ülke kalmış. Hatırladıklarım Suriye, İsrail, Mısır, Libya, Güney Sudan, Kuzey Kore gibi ülkeler. Kimyasal silah üretimi yasak ama, bu örgüt bunların tekrar ortaya çıkmaması ve eldeki mevcutların yok edilmesi için çalışıyor. Küresel terörizmin kimyasal silahlara ulaşması engellenmeye çalışılıyor. Cumhurbaşkanı konuşmasında Halepçe'yi hatırlattı. Bu kurumun, dünyadaki kitle imha silahlarının yok edilmesine de öncelik edebileceğine işaret etti. Orta Doğu'da kitle imha silahlarından arındırılmış bölge oluşturulması hedefinden söz etti. Sayın Cumhurbaşkanı, Hollanda'daki gurbetçilerimizle görüştü. Onlarla sohbet etti. Bulundukları ülkenin dilini öğrenmeleri, burada mutlaka çifte vatandaşlık almaları ve çocuklarını en iyi şekilde okutmaları konusunda telkinde bulundu. Bu gezi ile iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gelişeceğine inanıyorum. Önümüzdeki günlerde Hollanda Başbakanı, Haziran ayında da Kraliçe Türkiye'ye gelecek. Hollandalılar tüccar millet. Türkiye'deki potansiyelin ve fırsatların farkındalar. AB sürecimizle, ikili ticaret, turizm ve diğer alanlarda Hollanda ile iş birliğini geliştirmekte fayda var. Sayın Cumhurbaşkanının dönüşte bizlerle yaptığı mülakatın konusu; yeni anayasa. Cumhurbaşkanının yeni anayasa ile ilgili düşüncelerini yarınki gazetemizde size aktaracağız.