TBMM bu hafta kapanıyor ve Türkiye resmen genel seçim atmosferine giriyor. 23'üncü dönem Meclis'i iyi çalıştı. Mükemmel bir performans gösterdi. Önemli reform ve düzenlemelere imza attı. Türkiye'nin demokrasi standartlarının yükselmesi ve ekonomik olarak büyümesi için tarihî adımlara vesile oldu. Bu meclis üyelerine millet olarak bir teşekkür ve dua borcumuz var. Seçime iki ay kala Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar fena değil, hatta bazı alanlarda durum gayet güzel. Seçmen tercihlerini etkileyen en temel faktörler ekonomi, güvenlik, huzur ve güven ortamı ile iş-aş ve geçim derdidir. Seçime iki ay kala Türkiye ekonomisi dünya rekorları kıracak kadar iyi durumda. Küresel krize rağmen Türkiye büyüme konusunda dünyada üçüncü, Avrupa'da birinci oldu. 8.9'luk rekor büyüme herkese parmak ısırttı. Açıklanan bu büyüme rakamlarının ardından iki gün önce enflasyon oranının TÜFE'de yüzde 3.9 olarak açıklanması borsaya tavan yaptırdı, faizler düştü. Yıllık enflasyon 41 yıl sonra ülkemizde yüzde 4'ün altında gerçekleşti. Enflasyon oranında Çin, Rusya ve İngiltere'den daha iyi bir seviye yakaladık. 2002 Kasımında yüzde 30'luk bir enflasyon oranı devralan iktidar partisinin, 8 yıl sonra bu oranı 10 kat birden iyileştirme performansını göstermesi haklı bir gurur kaynağı. Diğer taraftan son 8 aydır işsizliğin her ay düzenli olarak azalması diğer pozitif göstergelerden birisi. Kısacası seçim öncesinde, ekonomik krize ve Orta Doğu-Kuzey Afrika'daki siyasi gelişmelere rağmen Türk ekonomisi gayet iyi durumda. Ekonominin bu iyi ve pozitif hali seçim sonuçlarını iktidar partisi lehine etkileyecek en önemli unsurdur. İktidar partisi ve ekonomi kadrosu 8 yıldır ekonomi yönetiminde başarılı oldu ve hem topluma hem de iş dünyasına güven telkin etti. Bu nedenle yeni bir macera yaşamak istemeyenler ne yapacaklarını bildikleri ve emin oldukları siyasi parti ile yola devam etmek isteyeceklerdir. Diğer taraftan; istikrar, güven ve huzur ortamı arayışı seçim sonuçlarını etkileyen önemli bir faktördür. Çok şükür bugün ülkemizin PKK terörü hariç bir güvenlik sorunu yoktur. Mevcut iktidar döneminde çetelerle, mafya ve karanlık yapılarla iyi bir mücadele verilmiştir. Bu iktidar döneminde faili meçhul bir olay kalmaması güven ortamı oluşturmuştur. PKK terörü, devletin ve hükümetin istismar alanlarını ortadan kaldıracak adımlar atması ve bu adımlara seçimden sonra da kararlılıkla devam edeceğini açıklaması nedeni ile toplumsal tabanını kaybetmektedir. PKK, bahar aylarında terörü tırmandırmak isteyecektir, ancak vatandaş bu tutumun seçimle ilgili olduğunu artık algılamıştır ve taktik artık ters tepmektedir. Buna rağmen terörün artması MHP oylarını kısmen artıracak ve bölgede sandığa gitme oranlarını düşürecektir. Büyük fotoğrafa baktığımızda iktidar partisi çok önemli avantajlarla seçim sürecine girmektedir. Ancak muhalefet partileri ekonomi, demokrasi, insan hakları, Kürt sorunu, AB projesi gibi konularda iktidar partisinden daha ileri adımlar içeren projeler sunabilir ve projeleri uygulayabilecek kadrolarla toplumun karşısına çıkarlarsa seçim sonuçlarını kısmen etkileyebilirler. Ama pozitif muhalefet yapıp iyi bir gelecek sunmak yerine; iktidarı hırsızlıkla, cebini doldurmakla, büyük götürmekle suçlamaya devam ederlerse daha da küçüleceklerdir. Suçlama, kanıtın varsa savcıya git. Kanıtın yoksa çamur atma; "Ben daha iyisini yapacağım" de...