Türkiye'nin gündemini değiştirmeyin!

A -
A +

Makro ekonomik göstergeler insanı umutlandırıyor. Faiz oranları yüzde 26'lara indi. Enflasyon hayal edemediğimiz oranlara doğru geriliyor. Döviz yükselmediği gibi uzun süredir sabit bir seviyede seyrediyor. Planlanan büyüme oranının rahatlıkla gerçekleşeceği ve tasarlanan Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 6.5'i oranında faiz dışı fazla hedefine ulaşılabileceği görülüyor. Hem sanayi hem de zirai üretimdeki temel girdilerin çoğuna uzun süredir zam yapılmıyor. Hatta bir kısım girdilerin fiyatı düşürülüyor. İhracatta ve turizmde önemli hedeflere ulaşıldı. Piyasalar hareketlenmeye başladı. AB süreci iyi gidiyor. Sadece başımızda sıkıntı olarak Irak ve Kıbrıs konusu var. Irak konusunda bir tarafta Bakanlar Kurulu, diğer tarafta Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlığı harıl-harıl çalışıyor. Bu gelişmeler hepimizi sevindiriyor ve moralimizi düzeliyor. Ama, ne zaman güzel şeyler yaşamaya başlasak hemen görünmez bir el uzanıyor ve ortalığı karıştırıyor, Türkiye'nin olması gereken gündemini değiştiriyor. Saçma sapan konular ülkenin birinci gündem maddesi haline geliyor. Irak'ta işler iyice karışmışken, Kıbrıs meselesi aciliyetini korurken ve AB süreci hızla ilerlerken; biz herşeyi bir tarafa bırakıp birden bire İmam Hatip Liselerini tartışmaya başladık. Böyle bir ortamda, Türkiye'yi gereksiz gerginliklere sürüklemek ve zamansız tartışmalarla meşgul etmek yanlıştır. Meseleleri soğukkanlı tartışmalıyız Üniversiteye girişte meslek liseleri aleyhine bir haksızlık olduğu ve düzeltilmesi gerektiği bir önceki hükümet döneminde de ifade edildi. Hatta bu haksızlık bu hükümetin hazırladığı 8. Beş Yıllık Kalkınma Planının 691'inci paragrafında da dile getirildi. Şimdiki Hükümet de 'en azından' önümüzdeki dönemin üniversite imtihanlarına yetişsin diye bu haksızlığı giderecek bir düzenlemeyi Meclise getirdi. Bu düzenleme tüm meslek liselerini kapsıyor. İmam Hatip Liselerinin meslek liseleri içerisindeki oranı yüzde 8 civarında. Kamuoyu, yüzde 92'yi bir tarafa bırakıp yüzde 8 ile uğraştı ve bu meseleyi Türkiye'nin birinci gündem maddesi haline getirdi. Kamuoyunun bir bölümünde 'din elden gidiyor' psikolojisi, bir bölümde de 'din korkusu' hakim hale geldi. Hiçbir konuyu soğukkanlı, ön yargısız tartışmıyoruz. Uzlaşma kültürümüz zayıf. İmam Hatip Liselerini bu hükümet kurmadı. Bu hükümet kucağında bulduğu toplumsal bir probleme ve toplumsal bir talebe cevap vermeye çalışıyor. En ideali, bu probleme tüm tarafların uzlaşabileceği bir çözüm bulmak. Bu problemi, bu haksızlığı görmezlikten gelmek, ertelemek doğru değildir. İmam Hatip Liseleri T.C. Hükümetleri tarafından kuruldu. Hepsi Milli Eğitim Bakanlığının kontrolünde. Bu okullardan korkmak yerine problemlerine çözüm bulup, uygun düzenlemelerle sistemin içerisine dahil etmek daha doğru değil mi? İlâhiyat kolejleri kurulabilir İnsanların yüzde doksanı çocuklarını bu okullara imam veya hatip olsun diye göndermiyor. Bu okulları tercih eden velilerin amacı, çocuklarının yeterli din eğitimi almasını sağlamak. Muhafazakar ailelerin çoğu bu maksatla çocuklarını, bu okullara gönderiyor. Yasaya göre meslek okulu olan İmam Hatip Liselerinin pratikte meslek okulu olma özelliği kalmamış. Eğitim sisteminde, din eğitimi ihtiyacını karşılayan düzenlemeler yapmadığınız sürece bu okulları kapatmak veya sayısını azaltmak doğru değildir. Din görevlisi ihtiyacınızı karşılayacak seviyede ilahiyat kolejleri açarsanız buralarda din görevlisi yetiştirilir. Bu problem din eğitimi ihtiyacını genel liselerde karşılayacak düzenlemeler yapılırsa çözülür. Mesela din görevlisi ihtiyacını karşılayacak seviyede ilahiyat kolejleri açılabilir. Bu okullarda din görevlisi yetiştirilebilir. Bir çözüm bulmadan İmam Hatipleri genel liselere dönüştürürseniz devletin din eğitimi ihtiyacını karşılama konusunda bıraktığı boşluğu başkaları doldurur. Bence iş o zaman daha da zorlaşır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.