Türkiye'nin komşuları ile ticari ilişkileri

A -
A +

AK Parti iktidara geldiği günden itibaren Türkiye'nin komşuları ile ilişkilerine önem verdi. Hem siyasi-kültürel, hem de ticari ilişkilerin artırılması ve geliştirilmesi için önemli çabalar sarf edildi. Bir taraftan, Sayın Başbakan bizzat kendisi komşu ülkelere Türk işadamları ile birlikte ziyaretlerde bulunurken, bir taraftan da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, komşu ülkelerle varolan sorunları gidermek ve bölgemizde barış, güven ve huzurun tesisi için yoğun gayretler gösterdi. Diğer taraftan da dış ticaretten Sorumlu Bakan Kürşad Tüzmen komşularımızla ticaret hacminin artırılması için nerdeyse her yola başvurdu. Bu yoğun çabalar da meyvelerini vermeye başladı. En çok sorunumuzun bulunduğu komşumuz Yunanistan'la bile ilişkilerin geliştirilmesinde önemli mesafeler alındı. Başbakan komşu ülkelerin liderleri ile kişisel ilişkilerini geliştirerek bu sürece olumlu katkılar verdi. Sayın Gül'ün yapıcı kişiliği ve pozitif üslubu, Başbakanın komşu ülke liderleri üzerinde bıraktığı güvenirlilik ve inandırıcılık, Sayın Tüzmen'in ticaret konusundaki inatçı ve işin peşini bırakmayan yaklaşımı sayesinde Türkiye'nin komşu ülkelerle olan ticareti arttı, siyasi ilişkiler normalleşme sürecine girmeye başladı. Görünmez eller devrede Ama bazı çevreler bu olumlu süreçten sanıyorum ki rahatsız oldular. 'Herşey iyi gidiyor' derken 'görünmez bir el' sürece müdahale etmeye başladı. Rusya ile siyasi-ekonomik ilişkilerimizin gelişmeye ve ülkemize rekor sayıda turistin gelmeye başladığı ve Devlet Başkanı Putin'in Türkiye'yi ziyaret ederek enerji, savunma sanayi, müteahhitlik hizmetleri gibi konularda hayati anlaşmaların imzalanacağı geziden hemen önce, Kuzey Osetya Beslan'da teröristler okul basıp yüzlerce masum insanı katlettiler. Putin bu gezisini ertelemek zorunda kaldı. Savaş nedeniyle büyük acılar çeken Irak halkına bu kötü günlerde destek vermek, onlara yardım etmek maksadıyla Türk işadamları ellerini taşın altına koydular. Gıda, ilaç, temel ihtiyaç maddeleri götürmeye, Irak'ın yeniden inşasında görev almaya, önemli projeleri inşa etmeye başladılar. Türk işadamlarının Irak'tan iş alması, o bölgeye mal ve hizmet ihraç etmesinden rahatsız olan birileri şoförlerimizi, işçilerimizi kaçırıyorlar. Aynı güçler Türk işadamlarının Irak'tan çekilmesi ve pazarın kendilerine kalması için her yola başvuruyorlar. İran'la ilişkilerimiz yumuşamaya başladı, Başbakan kalabalık bir heyetle İran'a gitti, 'ticari ilişkilerimiz gelişiyor, 7-8 milyar dolar değerinde iki ihale aldık' derken, o görünmez eller oraya da müdahale etti. Muhafazakârların kontrolünde olan İran Meclisi, TAV ve Türkcell firmalarının hak ettiği iki ihaleyi son anda aldığı bir kararla riske soktu. Bu risk yüzünden Ankara'yı ziyaret edip birçok anlaşmayı imzalayacak olan İran Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ziyaretini erteledi. İran'la ticari ilişkilerimiz sıkıntılı bir döneme girdi. Olaylar tesadüf değil Diğer taraftan ilişkilerimizi oğul Esat'ın da katkılarıyla iyi seviyelere getirmeye çalıştığımız Suriye, demiryolu hattı üzerinden Türkiye'ye petrol sevkini durdurduğunu açıkladı. Sonuç olarak; son iki üç aydır Türkiye'nin komşuları ile gelişen ticari ilişkileri birileri tarafından baltalanmaya başlandı. Senaryo üretmek istemiyorum ama son iki-üç aydır meydana gelen olumsuz gelişmelere bir tesadüf olamaz. Türkiye'nin hem kendi içinde hem de çevresi ile beraber huzur, barış ve güven ortamında varlığını sürdürmesi komşuları ile olan iyi ilişkilere bağlıdır. Komşularımızla siyasi alanda uzun vadeli olumlu siyasi ilişkilerin yolu karşılıklı ticari ilişkilerden geçer.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.