Bu yüce milletin en büyük özelliklerinden biri, darda olan kardeşinin derdine ortaklık etmesi, onun acısını hissetmesi ve paylaşması, tüm imkanları ile ona yardım etme duygusuna sahip olmasıdır. İşte Van depreminde bu tabloyu bütün çıplaklığı ile görebiliyoruz. Zengin-fakir fark etmez, herkes Van'daki kardeşlerimize yardımcı olmak için seferber olmuş durumda. Karşılaştığım birçok insan bu çaba içerisinde. Kızılay 16 bin çadır göndermiş Erciş'teki muhabir arkadaşlarım, "çadır fazlası ile geldi. Ama özellikle köylerde oturanlarla, evi yıkılmadığı halde artçı şoklardan korkup eve giremeyen vatandaşlar da çadır alınca sorun yaşandı" diyorlar. Gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaşma konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Hiç ihtiyacı olmayan insanlar da kuyruğa girip çadır alıyorlar. Yazın yaylada kullanmak üzere alanlar bile var. Kabinenin yarısı Van'da. Bölgeye 10 milyon TL Acil Yardım Ödeneği gönderilmiş. 9 bin kamu personeli kurtarma-arama ve sağlık hizmeti işlerinde çalışıyor. 52 uçak malzeme gitmiş bölgeye. 140 ambulans ve 33 jeneratör çalışıyor bölgede. 80 bin battaniye, 6 bin katalitik soba dağıtılmış. 8 nakliye uçağı aralıksız malzeme taşıyor. Van merkezin tamamına, Erciş'in yüzde 90'ına elektrik verilebiliyor. Kurtarma çalışmalarının yapıldığı kesimlerde elektrik kesintisi yapılıyor. Günlük 2 bin ton kömür gidiyor. Kısacası Türkiye, özel ve kamu tüm imkanlarını bölgeye akıtıyor. Ancak ekranlara baktığınızda görüntü böyle değil. Sağ olsunlar bölgede yayın yapan arkadaşlarımız sadece olumsuzlukları ekranlara taşıyorlar. Bardağın yüzde 90'ı dolu, yüzde 10'u boş. Medya tüm haber ve görüntülerini bardağın yüzde 10'luk kısmı üzerinden yapıyor. Bu haksızlık. Tabii ki medya olumsuzlukları-eksiklikleri de yansıtacak. Ama bütün resmin böyle olduğu algısını oluşturmak yanlış ve haksızlık. Yüzde 90'ını da göreceksiniz ve yansıtacaksınız. Hem Van sokaklarında hem de Erciş'te devleti zaaf halinde göstermek, olumsuzlukları abartmak ve acıları istismar etmek için çaba harcayan provokatörler var. Bunlar kameraların, canlı yayın araçlarının peşinde koşuyorlar. Kameraların karşısına geçmek ve mikrofonlara konuşmak için sistemli çaba içindeler. Maalesef meslektaşlarımız da onları sıradan vatandaş zannedip ekrana çıkarıyor ve propagandalarına alet oluyorlar. Bu acıyı, felaketi kendileri için siyasi ranta çevirmeye çalışan ahlaksızlar var. Kardeşlik duygularının güçlenmesinden korkanlar var. Bu acı üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışanlar var. Bu durumu bile istismar eden anlayış provokasyonlar yapmaya çalışıyor. Acı üzerinden siyaset yapılır mı? Acısı olan insanları devlete-millete karşı kışkırtmak için özel bir çaba gösteriliyor. Adam enkaz kaldırmaya katılmak yerine fitne çıkarmaya çalışıyor. Devlete, milletin kardeşliğine ve hükümete karşı acılı insanları kışkırtmaya çalışıyorlar. Hem bölge halkı bu oyuna gelmemeli hem de medya bu provokatörlerin sesi olmaktan kaçınmalıdır. Elinizi vicdanınıza koyun ve birazcık insaflı olun. Olayın meydana geldiği andan bu yana Türkiye devleti ile hükümeti ile özel sektörü ile zengini fakiri ile Van'da, Erciş'te tek yürek olmuş durumda. Bütün imkanlar akıtılıyor. Yiğidi öldürün ama hakkını da inkar etmeyin. Yöre halkı nankörlerin, bölücü provokatörlerin oyununa gelmesin. Medya provokatörlere alet olmasın, onları deşifre etsin. Koordinasyonsuzluk hariç sorun yok. herkes ihlasla yüreğini ortaya koyuyor.