Vitrinle seçmeni kandırmayın

A -
A +

CHP Lideri Baykal bir televizyon kanalındaki söyleşisinde Genç Parti'nin CHP ile bir seçim işbirliği konusunda ilgili olduğunu söylemiş: "Temas oldu. Bazı temaslar şu ana kadar yapıldı. Bizim de onlarla ilgimiz var. İlgi karşılıklı. Bizim ilgimizin dışında olduğunu söyleyemem". Bizim bildiğimiz, aynı ideolojik zemin üzerinde siyaset yapan partiler arasında seçim ittifakı yapılabilir. Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir partinin Genç Parti ile hangi ortak zeminde buluşabileceğini merak ediyor, insan. AK Parti karşıtlığı ve koltuk sevdası seçim ittifakı için yeterli ve mantıklı sebepler değil. Anlaşılan CHP'ye DSP yetmedi. CHP hâlâ sandık korkusu yaşıyor. Sayın Baykal, GP Lideri Cem Uzan ile seçim ittifakı yapmayı uygun görüyor ama yıllarını CHP'ye vermiş Ertuğrul Günay'ı CHP'den ihraç ediyor ve AK Parti'den aday olmasını içine sindirebiliyor. CHP'de Genel Sekreterlik yapmış, CHP Genel Başkan Adayı olmuş, 30 yıldır CHP'de siyaset yapan düzgün, namuslu, toplumun tüm kesimleri ile uzlaşabilen, her siyasi görüşten insanların saygı duyduğu bir insan Baykal tarafından CHP'den ihraç ediliyor. Ertuğrul Günay gibi dürüstlük abidesi bir sosyal demokratı bünyesine katan AK Parti'yi tebrik ediyorum. Koltuk hırsı ile kimlere kıyılmadı ki? Birçok değerli siyasetçi CHP'den birer birer uzaklaştırıldı. 2002 seçimlerini hatırlayın. O seçim öncesinde CHP önemli transferler yaptı. Sayın Baykal vitrinine, kamuoyunca sevilen Kemal Derviş, Zülfü Livaneli, Yaşar Nuri Öztürk ve Fikret Ünlü gibi isimleri koymuştu. Miting meydanlarında kurulan kürsülerde sağ yanına Yaşar Nuri Öztürk'ü sol yanına Kemal Derviş'i alarak resim veriyordu. Ne oldu o isimler? Şimdi neredeler? Seçimden sonra ne yaptı onlara? Kemal Derviş gibi akıllı, çalışkan, düzgün bir adam yakasını zor kurtararak, kaçıp Dünya Bankası'na gitti. Yaşar Nuri Öztürk, 'kandırıldım' diyerek CHP'den ayrıldı. Zülfü Livaneli ise, bugün Baykal'ın bir an bile görmek istemediği bir isim oldu. 2002 seçimlerindeki ve sonrasındaki bu gelişmeleri unutmuşuz gibi aynı Baykal yine vitrin diziyor. İlhan Kesici, Yaşar Okuyan ve İsmail Amasyalı'yı vitrine yerleştiriyor. Yine mitinglerde bu insanları vitrin malzemesi olarak kullanıp, seçimden sonra kenara atacak. Aynı film tekrarlanıyor. Bu tutum milleti aptal yerine koymaktır. Millet bir kere yutar. Sayın Baykal'a yakışan sağına Zeki Sezer ve Murat Karayalçın'ı, soluna da Celal Doğan ve Ertuğrul Günay'ı almasıdır. Bu fotoğraf daha inandırıcı ve daha akıllıca bir görüntü olurdu. Cem Uzan ve İlhan Kesici'den daha çok yakışırdı, bu insanlar o resim karesine. Koltuk hırsı gözlerini öylesine kör etmiş ki, milletin tepkisinden korkmasalar, DTP ile bile seçim ittifakı yapar, bunlar... *** Teröre karşı birlik ve beraberlik çağrısı Terör yine çirkin, acımasız ve kahpe yüzünü gösterdi. Hain eller pimi çekerek yüzlerce masum insanın kanını döktü. Verilmek istenen mesaj açık, güç gösterisi bu. Bunu organize edip eylem yapan haysiyetsizler, vatan hainleri şu mesajı veriyorlar: "Biz arzu edersek Ankara'nın göbeğinde eylem yaparız. Siz bizi Irak'ın kuzeyinde arıyorsunuz. Orada aramayın, biz istersek evinizin dibine kadar geliriz." Evet, verilmek istenen mesaj bu, ama bizim de onlara vereceğimiz bir mesaj var: "Buna benzer binlerce eylem de yapsanız, yüzbinleri şehit de, versek, bu ülkeyi bölmenize, bir çakıl taşını bile koparmanıza asla ve asla izin vermeyeceğiz. Hepimiz şehit olmaya hazırız. Siz bölücüler, siz eli kanlı katiller! Bizi korkutamazsınız. Çanakkale'yi hatırlayın, Sakarya'yı hatırlayın. En son ferdimizin cesetini çiğnemeden amacınıza ulaşamazsınız. Hodri Meydan. Bu size, sizi maşa olarak kullanan tüm güçlere ve taşeron olarak kullandığınız DHKP-C gibi katil örgütlere açık mesajımızdır." Çoluk-çocuk demeden insanların üzerine bomba atanlara karşı kolkola, gönül gönüle birlik ve beraberlik içinde olmalıyız. Gün, birlik ve beraberlik günüdür. Aylardır yazıyorum; Türkiye Cumhuriyeti için birinci tehdit bölücü terördür. Bu tehdide karşı sivil -asker-siyasetçi- sivil toplum el ele vererek, kararlı, kesintisiz bir mücadele vermek zorundadır. Son iki aydır Türkiye'de suni gündem üretenler, suni tehdit algılamaları oluşturanlar, bu ülkeye zarar verdiklerinin artık farkına varsınlar. Türkiye'yi laik ve anti-laik diye kutuplaştıran siyasetçiler ve güdümlü sivil toplum kuruluşları suni gündemlerle milleti sokaklara dökeceklerine, bu tavrı terör ve bölücülere karşı göstersinler. Kimseyi kandırmayın, milleti korkutmayın. Laiklik de elden gitmez, Cumhuriyet de elden gitmez. Hiçbirimiz buna müsaade etmeyiz. Ama milli birlik ve beraberliğimiz elden gidiyor, terör canlarımızı alıyor. Teröre ve bölücü tehdide hep birlikte dur diyelim. Bu vahşeti yapanları yaptıranları lanetliyorum. Bunlar insan olamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.