Yargı sessiz güçtür!
Yargıtay Başkanımız konuşmaya devam ediyor. Dün bazı gazetelere yansıyan açıklamasında "Yargı reformu strateji belgesindeki bazı düzenlemeler yargı bağımsızlığı ile çelişiyor. Belgenin yüksek yargıdan önce Oll Rehn'e verilmesi yüksek yargı mensuplarını üzdü. Belgedeki yargı bağımsızlığı ile bağdaşmayan düzenlemeler karşısında görüşümüzü açıklamak bizim görevimizdir. Bildiri tamamen hukuksal ve kurumsal bir açıklamadır" diyor. Hatta, "İhtiyaç duyarsak yine açıklama yaparız" diye de ekliyor. Sayın Yargıtay Başkanımızın yargı bağımsızlığına ilişkin hassasiyetini saygı ile karşılıyorum. Bağımsız ve yansız bir yargı sistemi demokrasinin en önemli sacayağıdır. Ayrıca Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin yüksek yargı organlarından önce AB yetkililerine verilmesini ben de eleştiriyorum. İzlenen yol yanlıştır. AB ile tam üyelik müzakerelerine başlayan bir ülkenin kendi hukukunu AB normlarına uydurması kaçınılmazdır. Ancak bu düzenlemeler ilgili tüm kurumlarla ve kamuoyunda tartışılmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki; Yargı Reformu Strateji Belgesi adı üzerinde henüz taslaktır. Bir hükümet tasarısı haline henüz dönüşmemiştir. Adalet Bakanı da bu belge meclise sevk edilmeden önce ilgili tüm tarafların görüşlerinin dikkate alınacağını söylüyor. Tüm kamuoyu gibi ben de merak ediyorum. Acaba Yargıtayımız bu bildiriyi yayınlamadan önce Adalet Bakanı ile görüşüp Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili görüşlerini, rahatsızlıklarını aktarmış mıdır? Bu belgenin kendileri ile paylaşılmadan AB yetkililerine verilmesinden duydukları rahatsızlığı paylaşmış mıdır? Yürütme organı ile bu kaygı ve rahatsızlıklarını paylaşıp herhangi bir sonuç alamadı ise konunun kamuoyu ile paylaşılması normal karşılanabilir. Yargıtay Binası ile Adalet Bakanlığı arasındaki mesafe 150 metredir. Yürütme organı ile iletişim kanallarını kapatıp konuyu kamuoyu önünde tartışmak göz bebeğimiz yargıya zarar veriyor. Yargı ve Yürütme'nin kavgalı kurumlar görüntüsü verip kamuoyu üzerinden konuşmaları şık değildir. Ayrıca Yargıtay bildirisinin konusu sadece Yargı Reformu Belgesi değildir. Sayın Başkanın bildirinin amacı olarak belirttiği konu, bildirideki eleştirilerden sadece birisidir. Ancak bildiride hem yürütme organı hem yasama organı eleştirilmiş ayrıca Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan iki davaya ilişkin değerlendirmeler yapılarak AYM'nin yetki alanına girilmiştir. AYM baskı altına alınmıştır. Tarafsızlık ilkesi çiğnenmiştir. Yargı Reformu Strateji Taslağı'na ilişkin eleştirilerin dışında bildiride hem yürütme hem yasama organının alanına girilmiş olması bildiriyi hukuki değil siyasi bir bildiri haline getirmiştir. Yargı sessiz güçtür. Kararlarıyla konuşur. Ne olur sussun artık!