Yargı tarafsız olursa bağımsız olur!

A -
A +

Başbakan Erdoğan'ı ortamı germekle suçlayanlar ne diyecek şimdi? Partisi hakkında soyut iddialarla kapatma davası açıldı. Herkes, ondan açılan bu kapatma davasını boşa çıkaracak bir anayasa değişikliği yapmasını beklerken o, "gerginlik olmasın, siyasi istikrar bozulmasın, davanın süresi uzamasın" diyerek beklemeyi," yargı işini yapsın, biz de kendi işimize bakalım" yolunu tercih etti. Hükümet siyasi belirsizliği ortadan kaldırmak ve kutuplaşmayı engellemek için "uzlaşma" ararken Yargıtay bildirisi ile ortam tekrar gerildi. Uzlaşma yollarını kapatmayı da hedefleyen bu bildiri yargıya ciddi zararlar verebilecek nitelikte... Bildiride; Bir taraftan TBMM'ye tavır alınıyor, yasama erkine müdahale ediliyor. Diğer taraftan Anayasa'nın 138'inci maddesi çiğnenerek Yüce Mahkeme'de görülmekte olan Anayasa'nın 10 ve 42'nci maddeleri ile ilgili Anayasa değişikliğinin iptali ve Ak Parti kapatılma davasını etkilemeye yönelik bir tavır sergileniyor. Öte yandan da tam üyelik müzakerelerine başladığımız AB yetkililerinin kapatılma davasına ilişkin eleştirileri kınanıyor. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; Yargının hepimiz için gerekli olduğunun biliyoruz. Yargının yedeğinin olmadığını, iyi korunması gerektiğini de biliyoruz. Bu nedenle yargı ile ilgili görüş beyan ederken kılı kırk yarıyoruz, yargıyı yıpratmamaya özen gösteriyoruz. Ancak aynı özeni yüksek yargı organlarının yöneticilerinin de göstermesi gerekiyor. Yargıtay Başkanlar Kurulu bildirisini okuduğumda şaşırdım. Bildiri CHP Lideri Deniz Baykal'ın grup konuşmasının metni gibi geldi, bana. Bir yargı kurumunun açıklamasından ziyade bir muhalefet partisinin yayınladığı bir bildiri gibi. Öncelikle çok kötü bir dille kaleme alınmış. Gerilim ve kavgayı hedefleyen bir üslup kullanılmış. Bildiride sorunları çözme arayışından çok tavır koyma söz konusu. Yargının bağımsızlığı kadar tarafsızlığı da 'olmazsa olmaz' bir kuraldır. Yargıtay Başkanlar Kurulu bu bildiri ile Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan iki davada da taraf olmuştur. Bildiri yargının "tarafsızlık" ilkesine özen gösterilerek hazırlanmamıştır. Hukuki olmaktan çık siyasi bir tavır içermektedir. Gelişmiş hiçbir demokraside, yürütme ve yasamadan tamamen kopuk olan bir 'yargı yönetimi' yoktur. Onun adı, 'yargı oligarşisi' olur. İktidarı denetleme, dengeleme ve frenleme görevi Yargıtay'ın değildir. Yargı kurumları siyasi meselelerde görüş açıklarsa, taraf olurlar. Bu bildirinin Baykal'ın '367 gereklidir kararı alınmazsa çatışma çıkar' tehdidinden ve 27 Nisan muhtırasından ne farkı vardır? Anayasa Mahkemesi'nin önümüzdeki günlerde alacağı kararları etkilemek amacıyla yayınlanmış olan bu siyasi bildiri, yargının tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Yürütmeye tepki, yasamaya tepki, AB'ye tepki, Anayasa Mahkemesi'ne telkin. Ne oluyoruz Allah aşkına? Buyurun ülkeyi siz yönetin bari! Yargı sessiz güçtür, tarafsızdır. Tarafsız olduğu ölçüde saygın ve bağımsız olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.