YAŞ'ta neler olabilir?

Yaş, TSK'daki terfi-atama ve ihraçları görüşmek üzere 1 Ağustos Pazar günü toplanıyor. Bu sene YAŞ toplantısı, yargıya intikal eden ve halen yargı sürecindeki darbe iddialarına ilişkin soruşturma ve kovuşturmaların etkisinde yapılıyor. Kasım 2002'de iktidar olan AK Parti'yi hukuk dışı yollarla iktidardan uzaklaştırmak için TSK bünyesinde yapılan antidemokratik girişimlerin hepsi yargı tarafından sorgulanıyor. Bu girişimlere kendi iradesi ile veya emir-komuta zinciri içinde zorunlu olarak bulaştığı-karıştığı iddia edilen birçok emekli ve muvazzaf asker yargı sürecinde şüpheli-sanık veya tutuklu durumunda. Bu durumda olan muvazzafların varlığı YAŞ'ta sorun oluyor. Cunta yapılanmaları ve darbe girişimleri ile hükümete yönelik antidemokratik girişimler dikkate alınmaz ise, nasıl bir YAŞ listesi ortaya çıkar? Kara Kuvvetleri Komutanı Koşaner Genelkurmay Başkanı, Hasan Iğsız Kara Kuvvetleri Komutanı, Nejdet Özel Jandarma Genel Komutanı, Saldıray Berk EDOK Komutanı, Hayri Kıvrıkoğlu 2 veya 3'üncü Ordu Komutanı, Erdal Ceylanoğlu 1'inci Ordu Komutanı, Aslan Güner 2 veya 3'üncü Ordu Komutanı olabilir. Harp Akademileri Komutanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı Kurmay Başkanları görevlerinde kalır. Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlarının süreleri dolmadığı için görevleri devam ediyor. Bu seçenekte terörle mücadele tecrübesi gerektiren 2'nci Ordu Komutanı belki farklı bir isim olabilir. Kara Kuvvetlerinden terfi edip orgeneral olacak iki korgeneral, Genelkurmay İkinci Başkanlığı, Ege Ordu Komutanlığı veya 2'nci Ordu Komutanlığına gidebilir. Gelelim ikinci alternatife. Eğer Milli Savunma Bakanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı yargıya intikal etmiş, mahkemelere konu olmuş iddiaları dikkate alarak hareket ederlerse birinci alternatifteki bazı isimlerde sorun çıkabilir. Bence son günlerde kopartılan fırtınaların sebebi de tam bu durumla ilgili. Yargıya intikal eden 'irtica eylem planı' ile ilgili iddiaların, hükümet cephesini çok rahatsız ettiğini hepimiz biliyoruz. Çünkü iddianameye konu olan bu plan iktidar partisini ve demokrasiyi hedef alıyor. Bu planın Genelkurmay Karargahında bir şube müdürü tarafından hazırlandığı hem askerî savcılık-hem de sivil savcılık tarafından iddia ediliyor. Bu belgenin sahte olmadığı ilgili tüm kriminal birimlerince rapor edildi. Bir birliğin veya askerî kurumun yaptığı veya yapamadığı tüm eylem ve işlemlerden komutan sorumludur. İddia edilen planın hazırlandığı dönemde Genelkurmay Karargahının Komutanı, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız'dır. Eğer, bu denli kapsamlı bir plan kendi talimatı ile hazırlanmış ise sorumludur. Eğer kendi bilgisi dışında şube müdürü bir kurmay albay tek başına hazırladı ve birçok şube ile koordine etti ve bundan kendisinin haberi olmadı ise bu daha beter bir durum. Bu konuda kafa yoranlar; Genelkurmay İkinci Başkanının bilgisi olmadan Genelkurmay Karargahında böyle bir planın asla hazırlanamayacağı kanaatini taşıyorlar. Kısacası iddia edilen planın Orgeneral Iğsız'ın emri veya bilgisi dahilinde hazırlanmış olma ihtimalini yüksek buluyorlar. Bu nedenle sivil otoritenin Sayın Iğsız'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilmesine sıcak bakmadığı iddiaları Ankara kulislerinde yaygın olarak konuşuluyor. Böyle bir durumda ne olur? Dört yıllık orgenerallik süresini doldu ran Hasan Iğsız emekli edilebilir. Geçmişte Edip Başer olayında olduğu gibi mevcut Jandarma Genel Komutanı Atilla Işık Kara Kuvvetleri Komutanı olur, Nejdet Özel Jandarma Genel Komutanı olur. Orgenerallik süresinin dolmasına bir yıl kalmış olan ve Erzincan iddianamesinde sanık olarak ismi geçen Saldıray Berk, Jandarma Genel Komutanlığı'na getirilmeye çalışılırsa işte film asıl o zaman kopacaktır. Bekleyip görelim, bakalım...