Meclis Başkanı Cemil Çiçek, yeni anayasa yapımı için Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin verdiği üyelerden oluşan uzlaşma komisyonu ile birlikte basının karşısına çıktı. 19 Ekim 2011'de çalışmaya başlayan komisyonun yeni anayasa ile ilgili olarak bugüne kadar neler yaptığını anlattı. Diğer yandan da bu çalışmalara kamuoyunun sıcak ilgisi ve katılımının sağlanması için yazılı ve görsel medyadan yardım istedi. Cemil Bey; halkın, STK'ların, üniversitelerin kısacası herkesin 'Nasıl bir anayasa istediğini' kendilerine bildirmelerini talep ediyor. Uzlaşma komisyonunun nasıl bir yöntemle çalışacağına ilişkin 15 maddelik özel bir tüzük düzenlenmiş. Bu tüzüğü partiler onaylamış. Çalışmalar bu tüzükte yer alan prensiplere göre yürütülüyor. CHP ve AK Partili komisyon üyelerinin tamamı, MHP'den 2 üye, BDP'den de 1 üye toplantıda hazır bulundu. Komisyon yeni anayasa yapım sürecini 2012 sonunda tamamlamayı hedeflemiş. 4 etaplı bir yol haritası öngörülmüş. Birinci etapta, yeni anayasa ile ilgili görüş ve önerilerin toplanması ve değerlendirilmesi yapılacak. Bu etap 30 Nisan'da sona erecek. Şahıslardan, STK'lara, barolardan üniversitelere kadar kim ne söyleyecekse bu tarihe kadar komisyona ulaştırmalı. Sayın Çiçek, üniversitelerin ilgisizliğinden şikâyetçi. Turgut Özal ve Sabancı Üniversitesi hariç henüz diğer üniversitelerden bir katkı gelmemiş. Ayıplıyorum, üniversitelerimizin hukuk fakülteleri böyle bir hayırlı işe katkı vermeyeceklerse neye yararlar? İkinci etap taslak metnin hazırlanması. Üçüncü etapta, hazırlanan taslak metin kamuoyunun bilgisine sunulacak ve toplumda tartışılması sağlanacak. Dördüncü etapta tartışmalarla birlikte revize edilen taslak metin parlamentoya sunulacak. Meclis Başkanı samimiyetle, 'Türkiye'nin günün şartlarına uygun demokratik yeni bir anayasaya kavuşması için' var gücüyle çabalıyor. Ancak bunun için kendi bireysel çabasının yetmeyeceğinin de farkında. Bu nedenle milletten destek istiyor. Halkın bu konuyu yakından takip etmesini, sürece dahil olmasını ve 'yan çizmemeleri için' milletin parlamentoya, siyasi partilere gerekli baskıyı yapmasını, basının da bu süreci canlı tutmasını bekliyor. Öyle toplumsal bir baskı olmalı ki hiçbir siyasi parti masadan kalkmaya, yan çizmeye ve mazeretler üretmeye cesaret edememeli. Meclis Başkanı, genel başkanların şu andaki desteğinden memnun. Ama iş kırmızı çizgilere geldiğinde testinin çatlamaması için milletin kararlı ve görünür desteğine ihtiyacı var. Bu uzlaşma zemininin bozulmaması için Sayın Çiçek, çok dikkatli bir üslup kullanıyor. Basının da kırmızı çizgiler yerine sağduyuyu öne çıkaran bir dil kullanmasını talep ediyor. Uzlaşmacı-yapıcı üslup ve söylemlerle sürecin desteklenmesini istiyor. Bu aşamada hiçbir siyasi parti kendi görüş ve taslağını dile getirmemiş. "Bunu doğru bulmuyoruz. Önce vatandaş nasıl bir anayasa istiyor? Onu öğrenmeye çalışıyoruz" diyor Sayın Çiçek. Her siyasi parti 2 veya 4'üncü aşamada görüşünü dile getirecek. Yaptıkları çalışmaları "Biz yeni anayasa yazmıyoruz, yeni anayasa yapıyoruz" diye özetledi Meclis Başkanı. "Anayasa yazsaydık kimsenin görüşünü almadan kapalı kapılar ardına çekilip yazar ve Meclis'e sunardık. Ama o, milletin anayasası olmazdı" diyor. Sayın Meclis Başkanının işi zor. Allah kolaylık versin. Umarım sayın genel başkanlar seçimde bu millete verdikleri yeni anayasa sözünün arkasında dururlar da bu meclis yeni bir anayasa yaparak tarihe geçer. Ama hepimizin bu süreci yakından takip etmesi ve katkı vermesi gerekiyor...