Ülkemizin gündemi ve sorunlarıyla ilgili herkes son 10 yıldır yeni bir anayasa talebini dile getiriyor. Muhalefetinden iktidarına, sivil toplum kuruluşlarından basına kadar her kesim 1982 anayasasının en kısa sürede değiştirilmesini, onun yerine sivil, pratik ve demokratik kısa bir anayasa yapılmasını yüksek sesle dile getiriyor. Yıllardır tüm hükümetler "Yeni bir anayasa" yapacaklarını taahhüt ediyorlar ama iş icraata gelince yan çiziyorlar. Açıkçası iktidarlar bugüne kadar yeni bir anayasa yapmaya cesaret edemediler. Bir takım maddelerini değiştirerek mevcut anayasayı yamalı bohça haline getirdiler. Ama artık yolun sonuna gelindi. AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamış bir Türkiye, karmaşık, uzun, yasakçı, talimname tarzındaki bir anayasayla daha fazla yaşayamaz. Mevcut anayasanın ne kadar karmaşık olduğunu cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde hep birlikte yaşadık. Bugün Türkiye'nin daha çağdaş ve daha demokratik bir anayasaya ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor. Peki, "Nasıl bir anayasa?" diye ortaya çıktığınızda her kafadan bir ses geliyor. Özgürlükçü sivil bir anayasayı hazmetmeye hazır olmayan kesimler var. Daha demokratik daha özgürlükçü bir anayasanın laik devlet ilkesine, üniter yapımıza zarar verebileceğini düşünen ve bu korkuları taşıyan insanlar var. AK Parti iktidarı bir önceki dönemde de yeni bir anayasa talebini dile getirdi. Ancak mecliste ana muhalefet partisi CHP ile uzlaşmaya varamadıkları için bu ihtiyaç bu günlere taşındı. Seçimlerden önce AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, seçmene iki temel vaatte bulundu. Bunlardan biri refahın arttırılması, diğeri de özgürlüklerin arttırılmasıydı. Bu vaatler toplumda karşılık buldu ve AK Parti milletin büyük desteği ile tek başına iktidara geldi. İktidarın vaatlerinden biri olan 10 bin dolarlık kişi başına milli gelir hedefi güvenle, istikrarla ve iyi bir ekonomi yönetimi ile ilgili. Tabii ki yasal düzenlemelerin de bu hedefe katkısı olacaktır. Ancak özgürlüklerin arttırılması hedefi, yeni sivil ve demokratik çağdaş bir anayasa ile gerçekleşebilecek bir hedeftir. Bu nedenle iktidar partisi yaklaşık 4 aydır sürdürdüğü "Yeni anayasa" çalışmalarını tamamlamak üzere. AK Parti'li hukukçular ile sivil anayasa taslağını hazırlayan bilim kurulu Sapanca'da üç gün süreyle çalıştı. Taslak metin bu hafta sonuna doğru kamuoyuna açıklanabilir. İsmi üzerinde taslak metin; kesinleşmiş bir karar değil. Eğilimleri-görüşleri ifade eden bir çalışma. Bu çalışma yapılırken Türkiye Barolar Birliği, TÜSİAD ve TOBB ile bazı siyasi partilerin daha önce hazırladıkları taslaklardan da istifade edilmiş. Bu taslak AK Parti Merkez Yürütme Kurulu'nda netleştirildikten sonra kamuoyunda tartışmaya açılacak. İnşallah kavga etmeden insanımızı germeden, kimseyi zan altında bırakmadan, niyet okuyuculuğu yapmadan medeni insanlar gibi tartışırız. İdeolojik bakış açısından sıyrılarak, peşin hükümlü olmadan niyet okuyuculuğuna soyunmadan, bizim gibi düşünmeyenlerin düşüncesine de saygılı davranarak herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak, sivil, demokratik ve çağdaş bir anayasa için el ele vermek zorundayız. Ülkemiz artık bu mevcut anayasa ile yoluna devam edemez. Bu elbise bu vücuda uymuyor artık. Önü iliklenmiyor, beli dar geliyor, paçaları kısa kalıyor. Empati yaparak tartışmalıyız. 1982'den bu güne 25 yıl geçti. 25 yıl bize yasaklarla-dayatmalarla, talimatlarla bir yere varamayacağımızı çok açık bir biçimde gösterdi. Bu geçen 25 yılı iyi analiz edip ders çıkarmalıyız. Suları ve vicdanları yasayla sıkıştıramıyoruz.