Yeni Kabine

Başbakan Erdoğan nihayet kabine değişikliğini gerçekleştirdi. Yeni Bakanlar Kurulu ilk toplantısını yaptı. Bakanlar görev-devir teslimlerini yaparak işe koyuldular. 26 bakandan 10'u yerini korudu. 8 bakan gitti, 9 yeni bakan geldi. Birçok bakanın görev alanı değişti. Âdeta yeni bir hükümet kuruldu. Başbakan Erdoğan ayrılan bakanların başarısız ve yetersiz kaldıkları için değiştirilmediğini, kabinede yeni bir heyecan oluşturmak, kabineye taze güç katmak için bu değişiklikleri yaptıklarını ve bunun siyasetin doğasında var olduğunu belirtti. Bu görüş yanlış değildir. Elimizi vicdanımıza koyduğumuzda kim Kemal Unakıtan'ın, Hüseyin Çelik'in, Nazım Hoca'nın, Sait Yazıcıoğlu'nun başarısız ve yetersiz olduğunu söyleyebilir. Kemal Bey denk bütçe başarısıyla Türk Maliye tarihine geçmiştir. Hüseyin Çelik MEB'te 70 yılda yapılandan daha fazla iş yapmıştır. Ben bir vatandaş olarak ayrılan bakanlara ülkemize yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Tayyip Erdoğan gibi çalışma temposu yüksek bir liderle 6.5 yıl bakanlık yapmak zor ve yıpratıcı bir iştir. Sait Yazıcıoğlu ve Nazım Hoca'nın kabine dışı kalması hariç hiçbir görevlendirme benim için sürpriz olmadı. AK Parti'nin temel hedefi, "3Y" olarak formüle edilen yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele ederek refahı yükseltmekti. Yeni kabine oluşumunda bu temel hedefi devam ettirecek atamalar var. Profesör Davutoğlu'nun Dışişleri Bakanlığına getirilmiş olması son derece isabetli bir karardır. Davutoğlu, son 6 yıldır Türk dış politikasının âdeta mimarı olmuştur. Sütre gerisinden çıkarılıp cepheye getirilmesi ve davulun boynuna asılması yerinde bir karardır. Davutoğlu diplomasi alanında sınırsız bir potansiyeldir. Komşularımızla sıfır problem politikasını azami çıkar ilişkisine çevirme stratejisi tutmuştur. Yeni kabine ekonomi ve dış politikada başarıya odaklı bir yapıdır. Sayın Babacan'ın ekonominin tek patronu olması işleri kolaylaştıracaktır. Ekonomik krizin dünyayı kasıp kavurduğu ve ülkemizin de bu olumsuzluktan kısmen etkilendiği bir dönemde ekonomi iktidarın en önemli gündem maddesi olmak durumundadır. Ali Babacan bu alanda kendini ispatlamış bir isim. Ayrıca tüm kamu bankalarının, Hazinenin aynı iradeye bağlanması doğru bir tercihtir. Maliye Bakanlığı'na getirilen Mehmet Şimşek, Sayın Babacan'ın birlikte en rahat çalışabileceği bir isimdir. Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın kabineye başbakan yardımcısı olarak alınması yerinde ve sürpriz olmayan bir karardır. Sayın Arınç AK Parti'yi kuran 4 kurucudan biridir. Başbakan Erdoğan'ın dava arkadaşıdır. Partide "Abi" konumundadır. AK Parti çizgisinin vicdanı olarak algılanır. Şimdi sıra meclis ve merkez genel yönetiminin güçlendirilmesindedir. 29 Mart Yerel Seçim sonuçları bence kabine ile değil daha çok genel merkez yönetimi ve teşkilatlarla ilgilidir. En önemli ve en kapsamlı değişiklikler buralarda yapılmalıdır. Teşkilatlar yenilenmeli, bu teşkilatları diri ve dinamik tutacak bir parti yönetimi oluşturulmalıdır.