Yerel seçimler ve popülizm

A -
A +

Dünkü yazımda; 29 Mart genel yerel seçimlerinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu açısından ortaya çıkaracağı sonuçların analizini yapmıştım. Bugün de yerel seçimlerle ilgili genel bir analiz yapmak istiyorum... Ana muhalefet partisi genel başkanı, bu yerel seçimleri, bir yerel seçimden çok, bir genel seçim olarak algıladıklarını söyledi. Zaten "Çarşaf açılımı", "Kur'an kursu vaatleri" ve "İktidar partisini yıpratma girişimleri" CHP'nin bu seçime nasıl baktığının önemli işaretleri. Bu yerel seçimin sonuçları, CHP'deki Baykal ekibinin geleceğini ciddi şekilde etkileyecektir. CHP, bu seçimlerde oylarını artıramaz ise, seçimden sonra Baykal yönetiminin varlığı tartışmaya başlanacaktır. Hele hele 22 Temmuza göre oylarında ciddi bir düşüş yaşanırsa bu ekibin yönetimde oturmaya devam etmesi iyice zorlaşacaktır. Bunu Sayın Baykal ve ekibi iyi bildiği için oylarını artırmaya yönelik olarak herkesi şaşırtan açılımlarla vatandaşa ulaşmaya çalışmaktadırlar. Daha önce mahkemeye başvurarak belediyelerin üniversite öğrencilerine burs ve kredi vermesine imkân sağlayan yasayı iptal ettiren CHP, bugün tam tersini vaat ediyor. Kendi ideolojisine yakın bazı sivil toplum kuruluşlarını seferber ederek ailesi fakir olan zeki çocukların özel okullarda okumasının önünü kesen, belediyelerinin Kur'an kursları ve öğrenci yurtlarına yiyecek ve yakacak yardımı yapmasını engelleyen CHP, sandıkla yüzleşme günü yaklaştıkça bu tutumunu değiştiriyor. İktidar partisinin yaptığı "Üniversite öğrencilerinin başörtülü olarak yüksek öğrenim almalarını sağlayacak düzenlemeleri" mahkemeye taşıyıp iptal ettiren CHP, bugün başka şeyler söylüyor. CHP İstanbul Büyükşehir adayı Kılıçdaroğlu bugün, "Belediyede başörtülü işçi çalıştırabilir" noktasına gelmiş durumda. Başörtüsü, çarşaf ve Kur'an kursları CHP'nin lojistik ve siyasi desteği ile iktidar partisine açılan kapatma davasının en önemli gerekçeleriydi. Sandığın gözünü seveyim! 20. yüzyılın en harika buluşu sandık herkesi hizaya getiriyor. Bugün aynı CHP Kur'an kurslarından, çarşaf açılımlarından belediyede türbanlı işçilerden bahsediyor. İşte sandığın gücü bu; neler yaptırıyor insana. Sandığın zorlaması ile de olsa ana muhalefet partisinin toplum değerlerine saygılı bir siyaset çizgisine gelmiş olması demokrasimizin bir kazanımıdır. Ancak vaatlerin bir sınırı, mantığı ve algıda bir karşılığı olmalıdır. Ankara'da 25 bin kişinin belediyede de işe alınacağı, 90 bin aileye 600 lira maaş bağlanacağı, "Sadaka kültürü oluşturuyor" diye eleştirilen kömür-gıda-giyecek yardımlarının artırılarak devam ettirileceği, beleş doğalgaz, beleş otobüs, beleş su vaatleri siyasi popülizm yapıldığı algısına yol açıyor. Biraz ufak atmak, hesap-kitap yapmak lazım. Çünkü vatandaş çok akıllı ve bu hesabı kitabı yapıp içinden kıs kıs gülüyor. Yerel seçimlerin diğer siyasi partiler açısından değerlendirmesine devam edeceğiz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.