Paris’teki fiyasko tablosu!

A -
A +

26 Temmuz’da başlayan 2024 Paris Olimpiyat Oyunları yarın gece sona eriyor. 10.500 sporcu, 32 spor branşının 48 dalının, 329 kategorisinde  “Altın / Gümüş / Bronz madalya” için mücadele etti.

 

54’ü kadın, 48’i erkek toplam 102 sporcu ile 18 branşta temsil edilen Türkiye’miz maalesef “bitişe iki gün kala ‘Sıfır altın madalya ile’ madalya sıralamasında 60. sırada” idi…

 

ABD’nin 30’u altın 103, Çin’in 29’u altın 73, Avusturalya’nın 18’i altın 45, Fransa’nın 14’ü altın 54, Büyük Britanya’nın 13’ü altın 51 madalya ile” ilk beş sırada yer aldığı listede… 

 

Ne yazık ki, “altın madalyalı” Dominikler, Bahreynler, Faslar, Guatemalalar, Bulgaristanlar, Ugandalar, Yunanistanlar, Ekvatorlar, Gürcistanlar, Romanyalar, Macaristanlar, Özbekistanlar, Azerbaycanlar, Hong

 

Konglar, Kazakistanlar, İsrailler bile Türkiye’nin üzerinde yer aldı…

 

“Ana spor” atletizmde tam bir hezimet oldu. Elbette “altında büyük ümitlerle gittiğimiz” okçulukta, jimnastikte, güreşte, boksta, karatede “sadece birkaç gümüş / bronz madalya ile yetinmemiz”, sporumuzun “ne hâlde’ olduğunu” ortaya koydu…

 

TV ekranlarında “bu birkaç madalya için âdeta ‘zafer çığlıkları’ atarak, ‘teşekkürler yağdıran’ spiker ve yorumcularımızın da dâhil olduğu TRT’miz başta olmak üzere spor medyamız bu ‘fiyasko’ tablosunun baş sorumluları” olarak ortadaydı…

 

Çünkü “azınlıkta olan istisnalar hariç” spor medyamız için varsa yoksa “futbol” ve futbolun da “Galatasaray / Fenerbahçe / Beşiktaş / Trabzonspor / Federasyon / Hakemler” damgalı olmak üzere sayfalar ve ekranlar “uzak ara” öncelikli idi… 

 

Mesela “İcardi’nin, Arda’nın, Mourinho’nun TV’lerde, spor sayfalarında bir ayda bulduğu yer kadarını, atletizmimiz, boksunuz, güreşimiz bir yılda bulamıyordu!..

 

Eskiden spor sayfalarımızda futbolun, basketbolun, voleybolun yanında “atletizmin, boksun, güreşin, hatta tenisin, bisikletin yorumcuları” vardı, TV ekranlarının da… 

 

Ya şimdi?..

 

Spor medyası, “gerçek spor medyası olsa”, spor teşkilatı da “olimpiyattan ‘ancak’ birkaç gümüş / bronz madalya ile dönülebilen” ve de “bekleneni veremeyen” spor branşlarında “neler oluyor” diye bakar, “yerinde sayan”, hatta “atletizm gibi geriye gidenlerin” federasyonlarının yönetimlerini sigaya çeker, “gereğini” yapardı…

 

 

Yargıtay Başkanı haklı!

 

 

Futbol Federasyonu Başkanlığı “Futbol Kurullarında Yargıtay üyelerinin yer almasına, Yargıtay Başkanlığının izin vermediğini” açıkladı.

 

Kurullar, her türlü eleştiriye, iddiaya açıktır. Bu kurullarda görev alacak tek tük Yargıtay üyesi de “karara olumlu oy vermeseler” de, kamuoyunda kurulun üyesi olarak yargılanacaklardır.

 

Nitekim Federasyon’un Tahkim Kurulu Başkanı için, “Fenerbahçe’nin sonuçlanmış ve devam eden davalarında başkanlık yaptığı” konusundaki paylaşımlar sosyal medyada dolaşmaktadır, eleştiriler yapılmaktadır.

 

TTF’nin “Hukuk ile ilgili” kurullarında “neden ‘faal’ hâkimlere, ‘Yargıtay’ üyelerine görev verilmek istenmektedir? Türkiye’de ‘akademisyen hukukçu, avukat, emekli hâkim, emekli Yargıtay, Danıştay üyesi, baro yöneticileri fıkdanı” mı vardır?..

 

 

İlk hafta kim lider olacak?

 

 

Ben bu satırları yazarken, Süper Ligi’nin açılış maçına 11 saat var…
“Geçen yılın şampiyonu Galatasaray, ‘geçen sezon yenildiği’ Hatayspor karşısında acaba ne yapar?” sorusuna milyonlar gibi ben de cevap arıyorum… Hâlâ… 

 

Hazırlık kamplarındaki hazırlık maçları, Süper Kupa hezimeti, “bu sorunun cevabının kolay olmasını” önlüyor…

 

Sarı kırmızılılar Süper Lig’i “açık farklı bir galibiyet ile” açar mı; “0-5’lik sonuç, Okan Buruk Hoca ile talebelerini uyandırmış” ise olabilir…

 

Beşiktaş’a karşı, “Bunca oyuncusu yenilenmiş ve oturmamış bir takım var, karşımızda… Biz iki yılın oturmuş bir takımıyız. Takviyelerimiz de var… Nasıl olsa yeneriz” havasını solumaya devam ederlerse… Zorlanma olacaktır…

 

Taraftarların ise cevap bekleyen başka bir soruları var; İlk haftayı lider bitirecek miyiz?..”

 

 

Şaka!..

 

 

Sevgili Ömer Faruk Ünal, “İnsani hatayı affetmem” diyen Federasyon Başkanı Hacıosmanoğlu’na sormuştu; “İnsani hata konusunda kim karar verecek?..”

 

Başkan, bir röportajda cevap vermiş; “TFF Başkanı seçildiği günden bu yana VAR’dakiler için ‘İki defa seyredince ben karar veriyorum, hata kabul etmiyorum’ demiş…”

 

Bir vakitler “Trabzonspor Başkanlığı yapmış” Hacıosmanoğlu “İki defa seyredip ‘ben karar veriyorum’ diyebiliyor” ise” bugün kulüp başkanlıkları yapan” Ali Koçlar, Dursun Özbekler, Hasan Aratlar, Ertuğrul

 

Doğan, “üç defa seyredip VAR hakemlerini yerden yere vururlarsa”, ne yapacak TFF Başkanı ve Hukuk Kurulu?.. Daha sonra da Disiplin ve Tahkim Kurulları?..

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.