Bazı hakemler, sosyal medya üzerinden kendilerine yapılan hakaretler üzerine binlerce tazminat davası açarak; bu işi bir "kazanç kapısı" hâline getirmişler!
Belli hukuk bürolarıyla pazarlıklar, komisyonlar, oradan oraya taşınan vekaletler...
Bu konuda TFF'nin de ciddi bir rahatsızlığı söz konusu.
Şimdi burada şu söylenebilir; "Hakemler, kendilerine hakaret edenlere karşı sessiz mi kalsınlar?"
Ah keşke iş sizin düşündüğünüz gibi olsa...
1) 18 yaşından küçüklere, hatta depremde enkaz altında kalıp hayatını kaybetmiş olanlara bile; yani ölüye diriye tazminat davaları açılmış!
2) Hukuk büroları arasında iş büyük bir rekabete kadar gitmiş! Peşin alınan paralar var!
3) Sosyal medyada belli bir ağırlığı olan, 50-100 bin takipçisi olan hesaplara dava açılabilir. Ama çoluk çocuğa 50-100 takipçisi olana açılmaz!
4) Buralardan kazanılan paralar, Kızılay, Mehmetçik Vakfı gibi hayır kurumlarına bağışlansa saygı duyarsınız!
5) Hakemlikten yılda 1-2 milyon kazanan bir hakemin, bu yoldan 10 milyonlar kazandığından bahsediliyor! Yani hakemlik performansı; artık ikinci planda!
6) Madem o kadar delikanlısınız, o kadar titizsiniz, o kadar ilke ve prensip sahibisiniz; bir tane kulüp yöneticisini niye mahkemeye vermiyorsunuz?
7) Yazdığınız raporlarda da bu kadar hassas ve titiz davrandığınızı düşünüyor musunuz? Onlarca şeyi görmüyorsunuz, duymuyorsunuz!
8) "Hakemler kasıtlı olarak kötü maç yönetiyor, hakaret ve küfür olsun istiyorlar, bunu bir gelir kapısı hâline getirmişler" diyenleri haklı çıkardınız!
TFF'nin emektarlarından Baki Şahin, 1990 yılından bu güne kadar aralıksız 35 yıl federasyon bünyesinde çalışan tek isimdir. Bu hafta itibarıyla emekli oldu.
Önce "Hakem İşleri" ve ardından Temsilciler Kurulunda uzun yıllar görev yaptı.
Tam bir "Kurumsal hafıza" idi!
Kendisini bu sütunlarda eleştirdiğim günler de olmuştur.
Düşünün, Şenes Erzik zamanında işe başlamış; bu süre zarfında onlarca TFF Başkanı, onlarca kurul başkanı görmüş. Hiç kimse ondan vazgeçmemiş!
Kim Temsilciler Kurulu Başkanı olmuşsa; Baki Şahin'le yola devam etmiş.
İşine çok titiz ve tam hâkimdi. TFF yönetim kurulları da hep kendisine güvenmiştir. Hiçbir gün hiçbir polemiğe sebep olmamıştır.
Ayrılışı ile ilgili de ok sayıda kişi ile görüştüm. Yaşanılmış herhangi bir kriz yok. Güzel bir veda olmuş.
Bu hafta birkaç İl Hakem Kurulu Başkanı ile görüştüm. Çok dertliler!
Hakemlikten kaçan kaçana... İlgi çok azalmış…
"Biraz üzerlerine gitsek, hemen bırakıyorlar. Kimseye bir şey diyemiyorsun. Ücret, tatmin edici değil. Ne zengin, ne fakir çocuğu geliyor" diyorlar.
Yani bu beğenmediğiniz hakemleri de arayacağınız günler devam edecek.
TFF ve MHK, kulüplerin ağzına bakmaktan buraları gördükleri yok!
Çözüm bulunmuş, yabancı hakem!
TFF Hakem Gelişim Direktörü Vitor Melo Pereira; "Hakemlerin yarısı testi geçemedi" diyor, hızını alamıyor!
Hakem Akademisi'nin büyük bir ihtiyaç olduğunu söylüyor. Bunun eksikliğinin altını çiziyor.
"Siz kendi Türk VAR'larınıza görev vermezseniz, UEFA da sizin VAR'lara görev vermez" diyor!
Bu çok değerli tespitlerini biz defalarca yazdık ve söyledik de, acaba Vitor Melo Riva'dakilere söylemiş midir?
Ömer Faruk Ünal'ın önceki yazıları...