Avrupa Birliği nasıl bir birliktir...

A -
A +

Biz Avrupa Birliği'nin kapısında beklerken, Avrupalı düşünürler, Avrupa nasıl kurtulur diye kafa yoruyorlar.. Pek farkında değiliz ama, Batılı entellektüellerin içine düştükleri ruhî buhran, inançsızlık, insansızlık, kendi elleriyle büyüttükleri teknolojinin tahribatı, bilinen bazı değerleri yok etmiş.. Sağduyulu bazı düşünürler bu durumu görmezlikten gelemiyorlar.. Şu son 10-15 yıl içinde Batı'nın geçirdiği buhranı anlatan onlarca eser yayınlandı, bunlardan pek azı bizde tercüme edildi.. Avrupalı aydınlar geleceğe umutla bakamıyorlar. İçinde bulundukları manevî buhranı sezmiş durumdalar; ancak çare bulmakta güçlük çekiyor, çöküş felâketini geciktirmekte zorlanıyorlar.. Balkan ülkeleri, bütün siyasî huzursuzluklarına rağmen yine de aile yapılarını muhafaza ediyorlar.. Ancak Yugoslavya'nın ötesindeki Avrupa'da aile yapısı neredeyse kaybolmuş gibi.. Akraba ilişkilerine gelince o, hemen hemen yok olmuş.. Turist olarak Türkiye'ye gelen Avrupalılar'ın en hayret ettikleri husus, bizdeki aile bütünlüğü ve akrabalık ilişkileri.. Hem hayret, hem de gıpta ile karşılıyorlar bizdeki birlik ve bütünlüğü..  Avrupa gençliği çoğunlukla inançsız yetişiyor.. Vatikan'ın elindeki istatistikler ve araştırma raporları inanç konusunda tehlike çanlarının kafaları zonklattığını gösteriyor.. Ateist ve dinsiz genç sayısının gün geçtikçe çoğaldığını gösteren raporlar var.. Manevî değerler alabildiğine terkedilmiş.. Yardımlaşma, paylaşma ve dayanışma gibi hassasiyetler kaybolmuş. Çalışma hayatının maddiyatı ön plana çıkaran vahşeti, genç nüfusu âdetâ robotize etmiş ve moral değerleri bastırmıştır.. Rene Guenon, Spengler ve Firitjof Capra, batı dünyasının bugünkü durumunu manevi bir çöküş olarak kabul ediyorlar.. Her medeniyetin yükselişinden sonraki çöküş sürecine geçtiği gibi.. Avrupa bu çöküş sürecini daha fazla uzatmamak için Avrupa Birliği idealine dört elle sarılmış.. Ne var ki Avrupa Birliği'nin etik değerlere bağlılıkta, şeffaflıkta hâlâ demokratik bir konumda olmadığı anlaşılıyor.. Demokrasi, etik değerlerin ve şeffaflığın kaybolduğu ortamlarda pek barınamıyor.. Avrupa'daki entellektüeller, Almanya'nın başını çektiği bir Avrupa Birliği'nin demokratik ve liberal değerlere bağlı kalacağına pek inanmış görünmüyorlar.. Kaldı ki, iki cihan harbi Avrupa ülkeleri arasındaki kültürel değerlerde de farklı anlayışlara yol açmış, toplumların şuur altına ittikleri şer tohumlarını silememiştir.. Düşünün ki, Avusturya'nın Nazi Partisi lideri Haider'in Vatikan'ı ziyaret etmek gibi masum bir teşebbüsü bile İtalya'yı ayağa kaldırdı... Protestolar yağdı..  Şimdi bizim böyle bir Avrupa ile birleşmemiz isteniyor, bu mümkün mü? Siyâseten mümkün.. Stratejik işbirliği bakımından da mümkün.. Hatta ekonomik alanda da bazı adımlar atılabilir.. Ancak, bir Hıristiyan kulübü olarak din ve kültür farklılığını önemli bir engel olarak gören mutaassıp Avrupalılar'la bizim birleşmemiz, Max Weber de dirilse bugünkü şartlarda mümkün değil.. Kaldı ki, Avrupa'yı hakimiyeti altına almak isteyen Federal Almanya'nın, yanıbaşında 70 milyon nüfuslu bir Türkiye'yi görmek istemediği de daha şimdiden kulaklara fısıldanan bir kompleks.. İnsan haklarına gelince kim ne derse desin, insan hakları başka, Alman hakları başka.. Nazi ruhunun Almanya'da tam anlamıyla silindiğini Almanlar bile iddia edemiyor.. Neo Naziler'in kendi ülkelerindeki yabancılara revâ gördükleri zulmü, hele Türkler'e karşı gösterdikleri kin ve barbarlığı başka bir yerde görebilir misiniz?.. Bütün bu gerçeklere rağmen ben Avrupa Birliği'ne girmeyelim demiyorum.. Mutlaka girmemiz lazım.. Ancak bunu bir ölüm kalım meselesi haline getirmemiz doğru değil. Avrupa'nın bir iç, bir de dış yüzü var.. Gerçekçi olalım ve önce kendi birliğimizi, kendi insanımızın haklarını, yaşama şartlarını, inanç ve ifade hürriyetini kuralım.. İşte o zaman Avrupa'nın kendisi bize talip olacak, kendisi kapılarımıza dayanacaktır.. Yeter ki biz, biz olalım..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.