Havalı bilim adamlarımıza kısa bir not..

Akıl ve bilim bu Dünya'da rehberimiz olmalı.. Çok doğru. Ancak, aklı ve bilimi kötüye kullanma tehlikesi de var.. Yalnız bireylerin değil, toplumların da böyle bir tehlikeyle karşılaşmaları mümkün. Nitekim çok zorlanırsa marksist ve faşist ideolojilerin temelinde de tümevarımcı bilimsel (!) ögeler bulabilirsiniz. Darwinizm ve Freudizm de öyle. Çağımızın büyük düşünürleri bu izm'leri bilim olarak kabul etmiyorlar; aklın kötüye kullanılışı ve sapıklığı olarak nitelendiriyorlar. *** Modern fizik, pozitivistlerin, yani bilimcilerin özlediği determinist yasaların doğa tarafından doğrulanmadığını gösteriyor. Batı bilim dünyasında bilimin mutlak gerçeklerle değil, geçici gerçeklerle, paradigmalarla uğraştığına inanılıyor artık.. Pozitivist bilim mantığının dayalı olduğu klasik (amprist) bilim kuramı artık bütün zamanlar için yıkılmış durumda. Yani geleceğin şimdiki zaman gibi olacağı iddiasındaki tümevarımcı görüşün artık mantıksal bir yanılsama olduğu kabul ediliyor.. Tümevarımcı ampirik yani gözlemci ve bilgi kısıtlı deneyimin bundan böyle bilime temel olamayacağı anlaşıldı.. Bizim aydın geçinenlerimiz biraz Jurgen Habernası okusalar mesele kalmayak. Habernas'a göre pozitivizmin ya da bilimciliğin, hiçbir eleştirel çözümlemeye gerek duymaksızın yalnız bilimlerin gerçek bilgiyi verecebileceği iddiası bir varsayım. *** Bilimcilik bilimi bilgelikten, bilgiyi de moral değerlerden koparmıştı. İnsanı sebep sonuç zinciriyle bağladıktan sonra özgürlük ateşiyle tutuşturmak gibi paradoksal duruma düşürenler de yine bu bilimperestlerdi. Yirminci yüzyıl, bilimi bilimcilik haline getirenleri suçüstü yakaladı. Kendi öz yargılarının kendi dogmalarının bilincinde olmamak rasyonelistleri akılcıları akılsız hale getirdi.. Bizim havalı bilim adamlarımızın hastalığı da bu.