Mısralardaki gelecek

Jules Verne, "Ay'a Seyahat" romanını 1860'larda yazmış.. Aşağı yukarı, 100 yıl sonra Neil Armstrong aya ayak bastı.. Jules Verne hikayeci, romancı ve tiyatro eserleri olan bir san'atkâr.. "Ay'a Seyahat" romanıyla aynı zamanda bir futurist olduğu da bilinen bir gerçek.. Bazı şair ve romancıların eserlerinde, ileriye dönük hayallerinin gerçekleştiğine şahit oluyoruz.. Edebiyatçılarımızın ve güzel sanatlar mensubu hocalarımızın, bu konuyla ilgili çalışmaları var mı bilemem.. Ama, konu incelenmeye değer. Rahmetli üstadımız Necip Fazıl Kısakürek'in, "Çile" şiirindeki şu mısralara dikkatinizi çekerim: "Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur" mısraları, sanki kuvantum fizikçilerinin atom altında yakaladıkları cümbüşlü belirsizlikleri anlatıyor gibidir.. Kısakürek'in bu şiiri yazdığı sıralarda, kuvantum fiziğinin Türkiye'de bilinmediğini burada kaydetmeliyiz.. Ne acıdır ki, günümüzde hâlâ kuvantumdan haberi olmayan bir çok bilim adamımız var.. Atom altındaki o cümbüşlerin, o belirsizliklerin sonradan nasıl bir nizama kavuştuğu, nasıl donatıldığı en zeki kuvantumcu Heisenberg'in görüşleriyle nasıl da örtüşüyor.. Hele, büyük şair Yahya Kemal'in "Rindlerin Akşamı" şiirinde geçen şu mısralar dikkatinizi çekmiyor mu? "Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece." derken, adeta kara delikleri anlatır gibidir.. Kara delikler, Yahya Kemal'in ölümünden çok sonra teorik fizikçilerin gündemine girdi.. Rahmetli üstadımız Necip Fazıl'ın Çile şiirini ve nur içinde yatsın Yahya Kemal'in "Rindlerin Akşamı"nı tamtamına burada veremediğim için üzgünüm.. Gönül isterdi ki tamamını vereyim.. Gelecek haftaki yazımda, Ankara'nın başkent olacağını yaklaşık 100 yıl öncesinden haber veren veli zat Müştak Baba'dan bahsedeceğim..