söz der ki
"-Sadece yalnızlıkla tek başına baş edemezsiniz..."
(...Akıllara zarar müthiş S.Ö.Z.leri)
tuzaktan kumanda
(...KANALTÜRK / Son Kale)
ERMAN TOROĞLU: Ahmet'cim bir kere ben senden iyi hakemdim...
AHMET ÇAKAR: Ben şöyle iyi hakemdim, ben böyle iyi hakemdim, ben Taksim'de düdük çalardım trafik dururdu diye uçmaya gerek yok... Bırak kamuoyu karar versin...
ERMAN TOROĞLU: Ben Ankaragücü'nde top oynarken, sen daha babandan doğmamıştın!..
bir film diyaloğu
"-İnsanlar kendi yapamadıkları şeyleri senin de yapamayacağını söylemek isterler. Bir hayalin varsa onu korumalısın..."
(...The Pursuit of Happyness filminden)
kadınlar&erkekler
Mehmet Yavuz'dan "Kadın erkek ilişkilerinde; sebep-sonuç ilişkisi" yorumu;
"-Alışveriş merkezlerinde kadınların çok olması;
Akıl hastanelerinde erkeklerin çok olmasının en güzel yorumudur..."
itiraf reyonu
(...isim: furkan zorkaya ...şehir: istanbul ...yaş: on sekiz)
Beylikdüzü'nde özel bir okulda okuyordum... 6. sınıfa daha yeni geçmiştik. Fen dersleri biyoloji, fizik, kimya olarak ayrıldı ve ilk kez laboratuvara götürüldük.
Simge adında balık etli bir arkadaşımız vardı. Onunla dalga geçerlerdi...
Tanışma faslı bitti. Simge en önde oturuyordu. Yeni biyoloji öğretmenimiz bize hücrelerden bahsediyordu ve "İlk dersimiz olarak bir hayvan hücresini inceleyeceğiz" dedi.
Tabii herkes pürdikkat izliyor. "Simge aç bakayım ağzını" deyip ağzından tükürük örneği almasıyla bütün sınıf yerlerde. Simge kıpkırmızı.
Bu olayın üstünden yıllar geçmesine rağmen her hatırladığımda anlatıp gülüyorum.
Simge'ye buradan bunu itiraf etmek istedim.
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
temel'in yeri
Temel'le Dursun bir yandan geziyor, bir yandan da elma yiyormuş...
Temel elmayı yerken bir süre sonra yediği yerlerin karardığını fark etmiş ve sormuş;
"-Dursun bu elma niye kararıyor?..."
-Çünkü sen elmanın kabuğunu yedikten sonra elmanın içi ortaya çıkıyor... Bu kısım hava ile temasa geçince okside olmaya başlıyorlar... Bu, moleküler yapıda değişikliğe, o da rengin değişmesine yol açıyor...
Bu cevaptan sonra bir müddet sessizlik olmuş...
Ardından Temel etrafına bakarak sessizce;
"-Dursun... Sen benimle mi konuşuyorsun?..."
söz'ün gelimi
Hiç kimsenin oruç tutamayacağını... Sadece oruç için niyetlenebileceğini... Çünkü orucun gün doğumundan gün batımına kadar sadece vücuda hiçbir şeyin girmemesi değil, daha da zor ve önemlisi... Akla ve kalbe hiçbir kötülük getirilmemesi olduğunu... biliyor musunuz?... (Günseli Fırat'ın hatırlatması)
hayata dair
-Olumsuz ve güvensiz düşünmeyin; düşünceleriniz çok çabuk kontrolden çıkar...
-Unutmayın: Öldüğümüz zaman, yapılacak işler listemiz hâlâ dolu olacaktır...
-Sizden başka herkesin bilgili olduğunu düşünün...
-Kendinize sorun: Bir yıl sonra bunun önemi olacak mı?...
-Her gün bir dakikanızı teşekkür edecek birini düşünmek için harcayın...
-Önce karşınızdaki kimseyi anlamayı hedefleyin...
-Her gün en az bir kişiye beğendiğiniz bir özelliğini söyleyin...
-En inatla savunduğunuz beş iddianızı sıralayın ve bu konularda yumuşamaya çalışın...
-Başkalarının fikirlerinde biraz olsun doğruluk payı arayın...
-Kendinizi iyi hissettiğiniz zaman şükredin, kötü hissettiğiniz zaman ılımlı olun...
-Sahip olmak istediğiniz şeyleri değil, elde etmiş olduklarınızı düşünün...
-Hizmet etmeyi hayatınızın değişmez bir parçası haline getirin...
(...Dr. Richard Carlson)
bizim ora
Kadın kocasına demiş ki;
"-Herif ben ehdiyarladım, artuh iş yapamam... Gel eşşeği satah, oğlani everek de gelin alah... İşleri de ona yapdurah..."
Adam eşekten olmağa razı gelememiş, itiraz etmiş... Oğlan da bu konuşulanları duymuş... Epeyce zaman geçmiş... Oğlan anasına sormuş;
"Ana eşşeği niye satmisiz" demiş...
...
Ana sonunda babayı razı etmiş... Eşeği satmışlar, hamarat sandıkları bir gelin almışlar... Ama gel gelelim bakmışlar gelin oturuyor...
Hiç iş yapmıyor... Kadın kocasına demiş ki;
"-Herif biz ahora yenek yalandan gavga edek... Ben diyem ki 'Ahori ben süpürecem', sen de 'ben süpürecem' de bağurarah... Gelin de buni duyar gelür, Sahaveli elümüzden alur... İşi o yapar..."
...
Adam 'He' demiş ve ahıra inip başlamışlar kavgaya... Neyse kavgayı gelin duymuş... Gelmiş sormuş;
"-Niye gavga edisiz" demiş... Anlatmışlar geline... Gelin de demiş ki;
"-Bunun içün gavga edilür mi?... Bi gün biriz, bi gün biriz süpürün" demiş ve getmiş...
Adam karısına dönmüş;
"-Gadın gördün mü; eşşekden de olduh; eşşek yerüne de gonduh..."