*iğnelik...
KAÇILIN
Bırakın ayağımı,
Doyasıya koşayım!
Çözün ayak bağımı,
Seller gibi coşayım!
Yolunuz yokuş rampa,
Otobanı seçeyim!
Bekle beni Avrupa,
Pentatlonu geçeyim!
Olmayın demir perde,
Destûr verin, kaçılın!
Siz olduğunuz yerde,
Beton gibi çakılın!
(...Sefa Koyuncu)
tebeşir tozu
"-Gülme son haddine varınca gözyaşlarıyla karışıyor... Ağlayan insanla gülen insanın yüzünde beliren çizgiler aynıdır..." (...Montaigne)
itiraf reyonu...
(...isim: ismail demir ...şehir: sivas ...yaş: bilinmiyor)
Kazakistan'da çalışıyordum, aradaki saat farkı 3... O gün çok yorulmuş olacağım ki; alarmı kurup erkenden yattım...
Telefon çalınca yataktan fırlayıp, birlikte kaldığım arkadaşımı "Kalk" diye dürtmeye başladım...
"Erken değil mi daha" diye mızmızlandı ama kalkıp üstünü giydi...
Bir ara, "Saat kaç oldu" diye telefona baktım, gözlerime inanamadım...
Saat 00.25'i gösteriyor...
Alarm zannettiğim cevapsız çağrıyı da o sırada gördüm... Kahkahalar arasında soyunup tekrar yattık...
Türkiye'den arkadaşlar aramış meğer...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
tuzaktan kumanda
(...TRT 1-Türkiye-Uruguay)
KEREM ÖNCEL: Diego Forlan'ı görüyorum, Villareal'de oynuyor bildiğiniz gibi...
MEHMET DEMİRKOL: Ya Forlan Atletico Madrid'de oynuyor...
KEREM ÖNCEL: Evet, Atletico Madrid'li futbolcu...
hayata dair...
Bırakma beni... Gitme...
Gece iniyor çünkü;
Yol karanlık ve ıssız...
Kıvrımlarında uzayıp kayboluyor...
Toprak, asası olmayan bir kör,
Yorgun ve sessiz...
...
Seninle olmak için, bütün zamanlar içinde,
Hep bu zamanı bekliyorum...
Fenerimi yakıyorum ve sana sunuyorum çiçeklerimi...
İşte, aşkımla ben, bu akşam;
Kıyıları bilinmeyen o denizin kıyılarına eriştim
İçinde yüzmek ve sonsuza kadar kaybolmak için...
(...R.Tagore)
kadınlar&erkekler
(...Charles Bukowski bakışıyla evlilik)
Direksiyonda karşı yönden gelen biri ile göz göze geldiğimde, başımla selamlar veya el sallarım bazen... içimden gelir...
"gerçekten tuhafsın" der karım...
...
Süpermarketteki kasiyere bir şeyler anlatmaya veya gülerek, el haraketleri yaparak dışarı çıkınca karım, "o adam anlattıklarından tek kelime bile anlamadı!" der.
Veya bir fıkra anlatırım karıma.
Fıkra bittiğinde, "ne zırvalıyorsun sen" diye sorar.
-Bu bir fıkraydı...
"Fıkra mı? bu dünyada bunun bir fıkra olduğunu anlayabilecek tek kişi yoktur!"
Sonra başını geriye atıp kahkaha ile güler bana.
...
Postane ve kafe gibi umumi yerlerde, dünyanın nefret dolu olduğunu veya o tür bir şey ima etmeye çalışırım.
"Ne yapıyorsun" diye sorar karım, "kes şunu! hiçbir yere götüremiyorum seni!"
...
Umarım size bir erkeği anlayacak son insanın karısı olduğunu söylediğimde, siz ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur...
Bir aynaya bakıyordur sanki kadın, ancak öylesine yakındır ki aynaya hiçbir şey göremez...
...ve bu bir fıkra değil.
bizimkiler...
Geçen hafta yanlış ayakkabı giyme haftasıydı...
Genelde herkesin masasının altında iki çift ayakkabı var ve telaşla çıkarken, birini değişik giyip çıkanlar oluyor...
Ancak bir ayağında terlik, birinde ayakkabı ile çıkan ilk kişi Bilgehan oldu...
Bir de Serdar'ın; Milli Takım'ın yaptığı hazırlık maçları için, "Gruptan çıkma iddiamız sürüyor mu" diye bir sorusu vardı ama o kadar önemli değil...
Temel'in yeri
DURSUN: Anneee... Neden arabayı uçuruma doğru itiyoruz?...
FADİME: Şşşşttt... Sus babanı uyandıracaksın...
Xxx
DURSUN: Anneee... Arkadaşlarım benimle 'Uzun Buruuuun...' diye dalga geçiyor...
FADİME: Dinleme onları yavrum... Ama biraz başını dik tutarak yürü, parkeleri çiziyorsun...
(...Yıldırım Tuna'dan uyarlama)
S.Ö.Z. der ki;
"-Yenisini alacak parayı bir araya getirmeden eskisini kurcalama..."
(...Telefonsuz kaldığı ilk gün ettiği müthiş S.Ö.Z.leri)
kritik
"-Böyle bir yasa çıkartılıyorsa sigara fabrikalarını kapatsınlar... Bulan içsin cezasını çeksin, bulamayan mecburen sigarayı bırakır..."
(...Helin Avşar)
YVONNE: Dün gece neredeydin?...
RİCK: Çok zaman geçti, hatırlamıyorum...
YVONNE: Bu akşam seni görecek miyim?...
RİCK: Uzun vadeli planlar yapmam...
(...Casablanca filminden) 