Ayaküstü...

A -
A +

Topu topu iki tane spor - futbol - gazetesi var... Yani yaptıkları, yapacakları tek şey; maçı izleyip, iki spor, üç resim altı, bir çentik, bir de başlık atmak... En önemlisi başlık atmak... Gazete okumak bize görev, ama buna rağmen beni habere çeken tek şey başlığıdır... Hatta bir gün önceden önemli haberler için, "Acaba nasıl verecekler" diye kurtlanır, gece internete girip bakarım bütün gazetelerin manşetlerine... Geleceğim yer orasıdır ki; önceki gece buna benzer bir durum yaşadım... Avrupa'da hüsrana uğramış, ligin en zayıf takımına yarım düzine atmış F.Bahçe için ne diyeceklerdi?... Asıl işi "futbol" olanlar beni hayal kırıklığına uğrattı... Fanatik, "Fenerbahçe: 6 - Sakaryaspor: 0" gibi böyle bir maç için apartman gazetesinde bile verilmeyecek bir başlıkla duyurmuş... Fotomaç başka havalarda, "Tarif edelim size şakşuka şakadaşuka" demiş... "Var Milan bize yan bakan" kadar cıvık olmayan Star başlıkları eskiden taşı gediğine koyardı... Şimdi, "O.Lyon maçında neredeydiniz"e kadar düşürmüşler kaliteyi... Akşam, "Fener tank gibi"... Güneş, "Fener farkı"... H.O.Tercüman ise "Fener ligin kralı" diyerek günü kurtarmış, anlamlı maçı "özel maç" havasına büründürmüş... Ben bu gazetelerde yönetici olsam, başlıkları verenlerin önüne bütün gazeteleri atar, "Oturun, bunlardaki bütün Fenerbahçe başlıklarını 600'er kez yazın" derim... Bize öyle yaptılar kardeşim... Milliyet: Altı üstü Sakarya: 6-0... Hürriyet: Buldular garibanı... Radikal: Sakarya moral eğitim kampı... Sabah: Burası Türkiye... Türkiye: Seyirciye açık idman... Zaman: Üçte devre 6'da biter... diyAlog... ALİ ATİK: Şu bidonu şöyle kaldırmayı düşünemiyor musun?... HİLAL CEBECİ: Artık düşünen yerlerim ağrıyor... ÖZEL HAT MUHABİRİ: Sevgili seyirciler inanın, gözlerinize inanamayacaksınız... SERDAR ORTAÇ: Birçok filmin var ama hiç dizide oynamadın... HAKKI BULUT: Dizide oynayan sanatçıların kaset satışı kötüye gidiyor... Bu da psikolojik bir olay... bizimkiler Bursa'daki arkadaşlar; Bursagaz tarafından organize edilen halı saha turnuvasına katılmışlar... Maçın sonlarına doğru oyuna giren Fehim Ferik, kalecinin kendisine pas verme teşebbüsünü reddediyor; "-Bana verme... Bana verme gözlerim ışığa alışsın"... Marmaris'teki arkadaşımız Kadir Yeşil de geçenlerde kredi kartı sahibi olmuş... Bir gün alışveriş yaptıktan sonra süpermarketin kasasına gelmiş, 8 milyon tutan hesap için kredi kartını uzatmış... Kasiyer bayan, "Beyefendi parayı niye veriyorsunuz" diye sorduğunda Kadir; "-Ben kredi kartına pek güvenmem... Nakit de vereyim de iş garanti olsun"... (CHA muhabiri Adem Ülker bildirdi...) temelin yeri Yaşlı Temel, bankta otururken daha sonra yanına gelene dert yanıyor; "-Aaah ah... Halimiz ne olacak bilmem, bu devirde erkeklerle kadınları ayırdetmek mümkün olmuyor..." Bu sırada yanlarından biri geçmiş, Temel hemen örnek vermiş; "-Bak şu gence... Saçları uzun olmasa erkek sanırdım vallahi..." Yanındaki biraz kırılmış, -Teessüf ederim... Yahu o benim oğlum... Temel durumu toparlamış, mahcubiyetini dile getirmiş; "-Aaa kusura bakmayın beyefendi... Ben sizin onun babası olduğunuzu bilmiyordum..." Yanındaki gözlerini dikip ters ters bakmış; "-Ben onun annesiyim..."

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.