Her ne kadar işime gelse de insan bir yerden sonra sıkılıyor... Ben size, "Aliye olayında yaşanacak gelişmeleri" yazarken şaka yapmıyordum... Tabii yazının dibine, "Kesip saklayın" demeyi unuttuğum için, "mal paylaşımı"ndan, "kısa günün reyting kârı" uyarılarımı unuttunuz... Şaka maka artık gündemin ciğerini öğrenmişiz... Ama dediğim ve beklediğim gibi cılkı çıktı artık... Dikkatimi çeken bir şey de; bu olaydan hiçbir farkı olmayan, "Görüntüsüz ama belgeli" kaçamakların aynı tepkiyi görmemesi... Aynı, "Lahana turşusuna çatal uzatanların", düzeyli ve düzeysiz ayrımını yapan mercilere söylüyorum... Tamam, Aliye'ye "Garip hırsızlığa çıkmış" gözüyle bakmayalım... Ama bazılarına da, "Sadrazamın sol gamzesi" muamelesi yapmayalım arkadaşlar... ------ > Yeni yeni meslekler * Güneş Tutulması ve Deprem İlişkisindeki Rastlantıları Bulma Kurumu... * Nüfus Cüzdanının Küçülmesini, "Türk Kimliğine Hakaret" Olarak Gören Tepkili Vatandaş Cemiyeti... * Kurtlar Vadisi'nin Senaristini Polat Alemdar'dan Daha Karizmatik Bulma Ajansı... * Başka Yerde İş Bulunca Çalıştığı Kanalı Kötüleyen Yorumcular Birliği... * Toplumsal Olayları İş ve İşsizliğe Bağlama Kurumu... ------ > sağdan soldan (...Eskişehir - Arsa Duvarı - Birol Akay) "-HAYVANLARA MAMA VERMEK YASAK... İTİ KÖPEĞİ MAHALLEYE ALIŞTIRMAYIN..." *** (...İstanbul - İşyeri Duvarı - Fatih Berki) "-LÜTFEN KLAVYE ÜSTÜNDE SİGARA SÖNDÜRMEYİN..." *** (...İzmir - Kamyon Arkası - Arif Kubilay) "-YENİ KARŞIYAKALI... BOZUK ASFALTIN DÜZGÜN KRALI... " ------ > Tuzaktan Kumanda... (...STAR - Telegol) ZİYA ŞENGÜL: FIFA'ya da, böyle bir kurala da karşıyım ben... Bu kuralı kabul etmiyorum... SERHAT ULUEREN: Ben de ofsayta karşıyım o zaman... *** (...KANAL D - Canlı Canlı) MUHABİR: Zehra'ya beş ay sonra kardeş geliyormuş, doğru mu?... HÜLYA AVŞAR: Sen dangalak mısın?... ------ > DEMODE/MODA Aliye DEMODE, Maliye MODA... ... Polat Alemdar DEMODE, Abdullah Gül MODA... ... Alibeyköy DEMODE, Edirne MODA... ... Özhan Canaydın DEMODE, Cimbom Gözünaydın MODA... ------ > hayata dair Haset, kıskançlık, hırs, her çeşit açlık, bunların tümü tutkudur... Sevme ise zorlama olmadan sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir... Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil... Bir şeyin "içinde olmaktır" bir şeye "kapılmak" değil... En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir... Vermek almaktan çok daha coşku vericidir... Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığının gücü yattığı için bu, böyledir... Ancak kendinden bir şeyler verebilen kişi zengindir... Sevgi, sevgi üreten bir güçtür... Güçsüzlük, sevgi üretememektir... Eğer sevginizi sevgi doğurmuyorsa bu, sevginizin, sevgi üretemediği anlamını taşır... Eğer seven kişi olarak yaşamınızı ortaya koyuyor ama sevilen bir kişi olamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür... Sevmek öğretmenin tek yoludur... Gerçek bilgiye erişmenin tek yolu sevme duygusudur... Ancak bir insanı nesnel olarak tanıyarak, onun değişmeyen özüyle, sevgi duygusu ile kavrayabiliriz... Bir amaca yönelik olmayan sevgide ancak, gerçek sevgi açılıp gelişir... (Erich Fromm) ----- > sanatik kritik "-Ben doğuştan reytingliyim, yaptığım en küçük işleri bile 15 kamera takip etti... Hatta bana dokunanlar bile, komşuda pişer, bize de düşer misali reytingimden yararlanıyor..." (...Hülya Avşar) ------ > kadınlar & erkekler (*Erkeğin duası...) -Onun başı ağrımasın benim ağrısın... -O üşümesin, ben üşüyeyim... -O aç kalmasın, ben kalayım... -O üzülmesin, ben üzüleyim... -Onun canı sıkılmasın, benim sıkılsın... -Genç yaşta dul kalmasın, ben kalayım... ------ > Temel'in yeri... Fadime ve arkadaşları, akşamdan toplanıp mısır koçanı ayıklıyormuş... Herkes kocasını överken o da Temel için; "-Tıpkı bir balık gibi yüzer" demiş... Tam o sırada koşarak gelen bir çocuk Temel'in takasının fırtınada alabora olduğunu söylemiş... Zifiri karanlık, bütün kurtarma çalışmalarını engellemiş ve aradan üç gün geçtikten sonra Temel'in cesedi karaya vurmuş... Arkadaşları Fadime'yi hatırlatmış; "-Hani senin Temel balık gibi yüzüyordu..." Fadime sinirlenmiş; "-Gözünüz kör müdür?... Temel'in ölüsü bile yüzerek kıyıya geldi..." ------ > politik kritik "-Bir taraftan 21 vatandaşımız dolar milyarderi listesine girebilecek konuma gelirken, diğer yandan 21 milyon vatandaşımız açlık sınırının altına sürüklenmektedir..." (...Erkan Mumcu) ------ > sportik kritik "-Daum'un benden önceki dönemdeki başarılarına saygım var... Ama bu onu sevmek zorunda olduğumu göstermez... Jean Tigana'nın karakteri bana daha uygun..." (...Eric Gerets) ------ > Bizimkiler... 70 YAŞINDAKİ DEDE (Minibüste): Evladım bir tane uzatır mısın?... BİLGEHAN (Parayı alırken): Tam mı öğrenci mi amca?... *** MÜŞTERİ: Çaymatik kaç para?... SATIŞ TEMSİLCİSİ HASAN: Efendim Çaymatik 80 YTL... Yedi ay taksitle... MÜŞTERİ: Peki peşin alırsam kaç para olur?... SATIŞ TEMSİLCİSİ HASAN (Hesap makinası alarak): Efendim peşin size yüzde 10 indirim yaparız, 95 YTL olur... *** TOLGA: Ben maden mühendisiyim aynı zamanda... SIRRI: Ama benim gibi bir madeni keşfedemedin... *** HALİL ABİ: Seni de götüreyim istersen Kırkpınar'a... CEM: Bu sene nerde yapılacak abi?... HALİL ABİ: 647 senedir Edirne'de yapılıyor ama bakalım!... *** MÜŞTERİ: İyi günler, şofben kaç para?... SATIŞ TEMSİLCİSİ SÜLEYMAN: 175 YTL efendim... MÜŞTERİ: Garantisi var mı, elektrik falan çarpmasın... SATIŞ TEMSİLCİSİ SÜLEYMAN: Efendim 3 yıl garantilidir... Çarpılırsanız geri getirebilirsiniz... ------ > S.Ö.Z. der ki; "-Kadın en zayıf noktası en güçlü, erkeğin en güçlü noktası en zayı noktasıdır..." (...'Gözyaşı savaşına hayır' kampanyasında ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) ------ söz market "aynı o hesap" konulu maymun hikayesi (arşiv): kafese beş maymun koyarlar, ortaya da bir merdiven ve tepesine de iple muzları asarlar... her maymun merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar... her bir maymun aynı denemeye giriştiğinde çok soğuk suyla ıslatılır, bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam olur, bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenmeye başlanır... suyu kapatıp maymunlardan biri dışarı alınıp yerine yeni bir maymun koyulur, ilk yaptığı iş muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak olur, fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döverler... daha sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir ve merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer, bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur... ıslak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir... en yeni gelen maymun da ilk atağında cezalandırılır, diğer dört maymundan yeni gelen ikisinin en yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur... son olarak en baştaki ıslanan maymunların dördüncüsü ve beşincisi de yenileriyle değiştirilir... tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbiri merdivene yaklaşmamaktadır... neden mi?... çünkü burada işler böyle gelmiş ve böyle gitmelidir... işte bu nokta şirket politikalarının başladığı yerdir...