Bak şimdi; "Ramazan'da alkol dayağı" haberleri yalan çıkmış... Hani, "Sahur vakti içki içtikleri için dayak yediler" diye birkaç gündür okuyup, seyrettiğimiz haber vardı ya... Meğer genç sevgililer, bara birlikte geldikleri arkadaşları tarafından dövülmüşler... Ben "Gönül kavgası" diye tahmin etmiştim, ama hesap kavgası çıkmış... Emniyetin raporu; "6 kişilik grup gece geç saatlere kadar eğlendi. Aşırı alkol alan gençler bir süre sonra hem kulübü karıştırdı hem de hesap yüzünden birbirleriyle kavga etti" şeklinde... Ama aramızda birileri var ki; yıllardır haberlerin bu tarzdan olmasını temenni ediyor, hatta daha ileri gidiyor... "Dur" diyebildi mi kimse, yok... Ama ben "Daha durun" diyorum; daha büyük takımların yenilgileri gelecek... Daha büyük takımın yenilgilerinden sonra oruç tutan futbolcular belirlenecek... Daha büyük takımın oruç tutan büyük futbolcuları linç edilecek... Daha durun... > Hayata dair... Kimsenin kollarında yığılıp can vermek istemiyoruz... Aşktan bunca korkmamızın sebebi bu yüzden... Çünkü zaten, her yanımız kılıç yaralarıyla dolu... Ama bir şekilde kapanmış, kabuk bağlanmış yaralar onlar... Nasıl yapmışsak yapmışız üstesinden gelmişiz... Ama biri, kabuk tutmuş yaraları okşamaya başladığında, cırt diye açılıveriyor ve oluk oluk kanama başlıyor yeniden... Birine teslim olduğumuzda, anlatmaya başladığımızda, içimizi döktüğümüzde bedenimiz ve ruhumuz kan içinde kalıveriyor... O yüzden değil mi içimizi tutmamız?... Birisine teslim olmaktan korkmamız?... Ortalıkta tedirgin ve gergin dolanmamız?... "Anlatsam mı, anlatmasam mı" kararsızlığımız, "Bu sevgi beni acıtır mı" kuşkularımız... Her zaman seni üzecek birileri olacaktır... Yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek,kime iki defa güveneceğini iyi seçmek... (...Gabriel Garcia Marquez) > itiraf reyonu... (...isim: ahmet dinçer ...şehir: istanbul ...yaş: yirmiüç) Aslında anlatıp anlatmamakta karasızım, ama boşa da gitmesini istemiyorum... Aksaray'daki evimizin yanında, "Emniyet Camii Şerifi" vardı... Red Kid manyağı bir çocuk olarak yıllarca orayı bir karakol, içinde de bir şerif olduğunu sanırdım... Oh be... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > S.Ö.Z. der ki; "-Yıldırım aşkı diye bir şey yoktur... İlk görüşte aşk; o ana kadar dolan bardağı taşıran son damladır ancak..." (...dedikten sonra gidip yattığı müthiş S.Ö.Z.leri) > Temel'in yeri... Temel şehir dışında yolda kalmış... Saat gecenin bir yarısı, mevsim kış, hava sisli ve arabaların nadir geçtiği ıssız bir yol... Saatlerce yürüdükten sonra yanından yavaşça bir arabanın geçtiğini farketmiş ve bu işkenceye bir son vermek için koşarak arabanın ön kapısından içeri girmiş... Kafasını sola çevirmiş, şoför koltuğunda kimsenin olmadığını görünce gözlerine inanamamış... Tam bunun şokunu yaşarken ileride bir uçurumun belirdiğini farketmiş ve korkudan ne yapacağını şaşırmış... Bir de bakmış ki; direksiyonda sadece bir el var ve direksiyonu çeviriyor... Temel bu kadarına da dayanamıyarak arabadan dışarıya atlayarak hızla hiç bilmediği bir yöne doğru koşmaya başlamış ve ağaçların arasında olduğunu farkettiği küçük bir kahveye sığınmış... Bir çay içip kendine geldikten sonra kahvedekilere başından geçenleri anlatmış... Kahvedekileri de bir korku sarmış ve kimseden çıt çıkmıyormuş... Derken birden kahvenin kapısı açılmış içeriye iri yapılı, yorgunluktan perişan olmuş, üstübaşı yırtılmış, kan-ter içinde kalmış iki adam girmiş... Herkes hiç ses çıkarmadan onlara bakarken; adamlardan biri gözleriyle Temel'i göstererek; "-La İdris... Şurda oturan adam biz arabayı itmeye çalışırken içine oturan adi herif değil mi?..." > Bizimkiler Cem, görüntü resminde Song fotoğrafı olan Galatasaray hastası arkadaşıyla yazışmaktadır... Küçük Hüseyin ekranı görünce şaşkınlığını gizleyemez; "-Aaa... Song Türkçe biliyor mu?..." *** Necmettin: Volkman iyice sapıttı... İki şarkıyı aynı anda çalıyor... Talip: Fabrika ayarlarına çevir, düzelir?... *** Ömer Faruk'un öğlen ezanını duyduktan sonra; "-Hadi inmiyor muyuz iftara" demesi... (Bkz: Ömer Faruk - Bonus Engin) > Tebeşir Tozu... "-Korkularınızı kendinize saklayın, cesaretinizi paylaşın..." (...Robert Luis Stevenson) Taşlamalar... Haşlamalar... ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE I- Özgürüm... Özgürsün... Özgür... Şimdi sesimiz çıkıyor, Daha bir gür... II- Özüne inince Özünü Daha çok seviyorum. Özgürlük... III- Bir diktatörün daha sonu gelmiş. Şimdi gözüme girdin. Özgürlük... (osman.yavuz.inal) > Tuzaktan kumanda... (...Best Of Müslüm Baba) MÜSLÜM GÜRSES: Ben şimdi düşünebildiğime göre varım tabii... OKAN BAYÜLGEN: Bunu biri daha söylemişti Müslüm Baba... MÜSLÜM GÜRSES: Olabilir, bizden duymuş söylemiştir, mümkündür... O da bizim kardeşimizdir... *** SEREN SERENGİL Ay çok güzel söylediniz baba... Bir an kendimi jiletleyesim geldi... MÜSLÜM GÜRSES: Ne jileti, milenyuma girdik... *** MUHABİR: Neden evlendiniz?... MÜSLÜM GÜRSES: Herkesin öteki bir yarısı vardır mutlaka... MUHABİR: Hayır... Yani beklenmedik bir anda evlenmiştiniz... Onu sordum... MÜSLÜM BABA: Taşın kalbi yoktur... Ama onu da yosun sarar... MUHABİR: Eee.. Şey yani... Neden Muhterem Nur?... MÜSLÜM GÜRSES: Muhterem Hanım nur gibi Muhterem bir kadındır... *** MÜSLÜM GÜRSES: Para amaç değil araç olmalı... Çok afedersin köpeğe para versen yer mi?... Ekmek versen yer ama... *** SPİKER: Müslüm Bey, Van kedilerine sizin müziğinizi dinletiyorlarmış, yorumunuz nedir?... MÜSLÜM GÜRSES: Eeee, burdan bütün Van kedilerine selam ediyor, onları öpüyorum... *** MUHABİR: Futbolla pek ilgili değilsiniz ama... Siz hangi takımı tutuyorsunuz Müslüm Baba?... MÜSLÜM GÜRSES: Beşiktaş... Yok yok Fenerbahçe... Bugünün buluşu > İlk kez başı ağrıdığını söyleyen birine, "Benin geçen dişim ağrıyordu çektirdim geçti" esprisi yapıldı... (...27.09.1979) sanatik kritik Yine sol pencereden bakıyorum hayata... Fakat çok köşelerim yok artık... Daha dünyayı kavrayarak felsefî olarak bakıyorum... Eskisi gibi her solcu beni heyecanlandırmıyor, her sağcıya da tavır almıyorum... Özgürlükten yanayım..." (...Halil Ergün) politik kritik "-Biz bürokrasi hayatından geldik... Sistemi, sistemin içinden gelen adam paralayacaktır... Bu benim... Sistemin içinden gelen, sistemin aksaklıklarını bilen, rejime bağlı ama bu sistemi yerle bir edecek iradeyi ortaya koyacağız..." (...Mehmet Ağar) sportik kritik "-G.Saray zor maçların takımıdır... Yıllarca bunu ispatlamıştır... G.Saray nereye gitse, bir ağırlığı, bir saygınlığı vardır... Lig maçları G.Saray için Avrupa'da ölçü olamaz... Takımın bu gruptan çıkma şansını hayli yüksek görüyürom..." (...George Hagi) söz market okuyucu haberleri: ª yakalamaya çalıştığı sinek camdan dışarı uçunca, onun peşinden giden minik kedi, sekizinci kattan aşağı düştü... dört ayağının üstüne düşen kedi, ölmekten zor kurtuldu... ª viyana'da bir kadına on yıl önce bir minübüs çarptı... tam on yıl sonra aynı kadına bir kez daha kamyon çarptı... işin ilginç yanı ise kaza yerinin on yıl öncekinin beşyüz metre uzağında, şoförün ise aynı kişi olması... ª italya'da şeker fabrikasında çalışan bir adam, depodan yükleme yaptığı sırada, taşıdığı elli kilogramlık şeker torbasının altında kalarak yaralandı... çalıştığı şirket adama tazminat olarak "bir yıllık şeker stoğu" verdi... ª ingiltere'de yaşayan bir adam atının yularını beline bağlayarak ahıra götürmek istedi... at ne olduğunu anlayamadan hızla koşmaya başlayınca adam da sürüklenmeye başladı... sonuç: korkak bir at, ağır yaralı bir adam... ª abd'de bir kadının evine giren hırsızlar elini kolunu bağlayınca, burnuyla polisi arayarak onları yakalatmayı başardı... ª güney amerika'da polislerlerin kovaladığı teröristler, ellerindeki bombayı boş bir arsaya atarak kaçtılar... polis köpeği, koşarak arsadaki bombayı polislere getirdi... bombanın patlaması üzerine polisler ağır yaralandı...