Her gün bütün gazeteleri okumak da hoş bir şey değil... "Ak ve kara"yı çok net görüyorsunuz, basına güveniniz ve umudunuz iyice azalıyor... Size iki farklı gazeteden aynı günün Yıldırım Demirören röportajını çıkardım; ... BİRİ: Demirören, en büyük hedeflerinin bu sezon UEFA Kupası'nda en azından yarı final oynamak olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Zaten rahat bir galibiyet alıp, turu geçeceğimizi düşünüyordum. Ancak ikinci yarı üst üste gelen goller bize biraz sıkıntı verdi ancak, kafamda asla 'acaba' diye bir kaygım olmadı..." ... ÖBÜRÜ: Demirören, "Eğer bu maçta ölmediysek, Allah ömrümüzü uzatacak demektir.Yediğimiz ikinci golden sonra ciddi ciddi eleneceğimizi düşündüm. Emeklerimize ve yaptığımız transferlere üzüldüm. Allah bir daha bize böyle maçlar yaşatmasın diye dua ediyorum" dedi... ... Siz olayı "İkisinden biri Beşiktaş Başkanı'yla konuşmamış" diye değerlendirebilirsiniz... Ama ben daha farklı düşünüyorum; İkisinden biri kendini daha iyi Beşiktaş Başkanı yerine koymuş... > Tuzaktan kumanda... (...KANAL D - Canlı Canlı) DEMET AKALIN: Haftada 5000 mekik çekiyorum, günde 600 tane yani... *** (...SHOW TV - Sizin Sesiniz) SERAP EZGÜ: Bunlar Aynur'un ailesi... Öpeöz annesi, ve öpeöz babası... *** (...ATV - Sabah Yıldızları) KUŞUM AYDIN: Hanımefendi boyunuzu biraz daha yükseltir misiniz?... *** (...STAR - Paparazzi) DOĞA BEKLERİZ: Ben artık karar aldım, onun seviyesine girmeyeceğim... Bugünün buluşu > İlk kez sünnet olacak bir çocuk ata bindirilerek mahallede tur attırıldı... (...01.10.1910) > Temel'in yeri... Temel nişanlısı ile çıktığı ilk gece sevgilisine yaklaşınca "Annem" demiş kız; "-Annem seninleyken her şeye 'Hayır' dememi önemle tembih etti..." "Tamam" demiş Temel, "Yanına biraz daha yaklaşırsam rahatsız olur musun?..." -Hayır... "-Güzeell... Daha sonra elimi elinin üstüne koymamın bir sakıncası olur mu?..." -Hayır... "-Harika... Bu formatla devam edersek sanırım hepimizin arzusu yerine gelir..." > kadınlar & erkekler Dört yaşındaki oğlumla sokakta yürüyordum... Birden eğilip yerde bulduğu bir şeyi ağzına soktu... Ben de o şeyi alıp attım ve bir daha bunu yapmamasını söyledim... "Neden" diye sordu... Ben de, "Çünkü o şey yerdeydi... Nereden geldiğini bilmiyoruz, bu yüzden de pisti... Senin hastalanmana neden olur" diye cevapladım... O zaman gözlerini açarak bana baktı ve bütün bunları nereden bildiğimi sordu... "Eee, bütün anneler bunları bilir... Bunlar 'annelik testi'nde vardır... Eğer anne olacaksan bunları bilmek zorundasın, yoksa olamazsın" dedim... İki üç dakika sessiz sedasız yürüdük... Sonra yeni bilgisini sindiren oğlum bana döndü ve söyle dedi: "-Tamam, şimdi anladım... O zaman testten geçemezsen, baba oluyorsun..." "Aynen öyle" diye cevap verdim; yüzümde ve kalbimde bir tebessümle... (...esma y.köksal) > Bizimkiler (...Ramazan dalgınlıkları) Bilgehan'ın ayakkabı denemeye gittiği dükkanda, Pantolon düğmesine davranması, durumu son anda fark etmesi... *** Cem'in araba özelliklerinden bahsederken; "Enjeksiyonlu o araba" demesi... *** Engin Abi'nin ev ve araba anahtarlarını karıştırması... İftarı gazetede açmak zorunda kalması... *** Talip'in yemekhane fişini McDonald's kasasına uzatması... Üstelik kızın garip garip bakmasına, "Tarihi yanlış mı vermişim" diye sorması... Hayata dair... Bırakıp gittin beni bütün kapılarda, Bütün çöllerde tek başıma kodun, Şafakta arayıp öğle vakti yitirdiğim, Vardığım hiç bir yerde değildin... ... Sensiz bir odanın sahrasını nasıl anlatsam, Hiçbir şeyin seni andırmadığı bir pazar kalabalığını, Denizde dalgakırandan da boş boşluğunu bir günün, Seslenip de senden cevap alamadığım sessizliği... ... Bırakıp gittin beni kalarak olduğun yerde hareketsiz, Her yerde bırakıp gittin beni gözlerinle, Düşlerin yüreğiyle bırakıp gittin beni, Yarım kalmış bir cümle gibi bırakıp gittin, Düşen hep ben oldum en küçük kımıldanışında senden... ... Başını çevirdiğin için ağladığımı görmedin hiç Bana bakıp görmediğin için, Ben yokken içini çektiğin için, Ayağına düşen gölgene acıdın mı hiç sen... (...louis aragon) sağdan - soldan (...İstanbul - Para Kasası - Yavuz Alkan) "-İÇİNDE DEĞERLİ BİR ŞEY YOKTUR HIRSIZ BEY..." *** (...İstanbul - Lokanta - Hasan Coşkun) "-GÜVEÇ, ETLİ EKMEK, SÜPAN GELE..." *** (...İzmir - İnternet Kafe - Mehmet Tığcı) "-MAKİNALARDA ADAM GİBİ OYUN OYNA, HEYECAN YAPMA...." *** (...İstanbul - Mağaza Camı - Faruk Tuncay) "-LÜTFEN ŞORT VE TİŞÖRTLERİ ÇALMAYINIZ..." Tebeşir Tozu... "-Hayat çok zalim bir öğretmendir... Önce sınav yapar, sonra dersi verir..." (...Andre Gide) > Taşlamalar... Haşlamalar... BAK ARKADAŞ Bu nasıl iş deme Savaş diyenlerin Mermere geçer dişi de; Barış diyenlerin Muhallebi yerken kırılır dişi... ... Bak arkadaş! Dön dolaş Yavaş yavaş Geliyor savaş... (osman.yavuz.inal) > S.Ö.Z. der ki; "-Haberleşme ihtimali arttıkça, görüşme ihtimali azalır..." (...Teknolojiye esareti anlatan müthiş S.Ö.Z.leri) > sanatik kritik "Aşkı çok gerçekçi bulmuyorum... Bana şöyle geliyor: Üç bin metreden paraşütle atlarsınınız, sonra da her an 'Paraşütüm açılacak mı açılmayacak mı' diye bir telaş yaşarsınız, aşk öyle bir duygu işte..." (...Yeşim Salkım) > politik kritik "-İktidarın ülkeyi yönetmek için paraya ihtiyacı varmış... Avuçlarını açsınlar, halktan açıkça yardım toplasınlar... O zaman ben de 62 yıldır parmağımda sevgiyle taşıdığım nişan yüzüğümü vermeye hazırım..."(...Rahşan Ecevit) > sportik kritik "-Hangi futbolcunun daha verimli olacağını benden daha iyi kimse bilemez... Hiçbir futbolcu benim akrabam ya da dostum değil. Futbolda 'adam kayırma' diye bir şey olamaz. Böyle yapan kendi ipini çeker..."(...Eric Gerets) söz market "mutluk dersleri-6" / asla "asla" demeyiniz... / "ama" ve "fakat" demeyiniz... / "fark etmez" derseniz yalan söylemiş olursunuz, her şey fark eder... / hiçbir cümlenizin fiili "mış, miş "veya"lar, ler "veya "mişler, mışlar" veya "larmış, lermiş" le bitmesin... bunlar sizin bilmediğiniz ve görmediğiniz,başkasının anlattığı eylemledir... ve bunlara göre hareket hem size hem karşınızdakine zarar verir... / başkasının yerine düşünmeyin... ª başkasının yerine karar vermeyin... / asla vazgeçmeyin... / mutlu olmak ve ilerlemek için yaşanan şeyleri tekrar yaşamayın, yaşanmışlardan faydalanın (ateşin el yaktığını öğrenmek için elinizi ateşe sokmaya gerek yok,etrafınıza bakmak ve okumak yeterlidir)... / genelleme yapmayınız (bütün erkeler veya kadınlar gibi) ª ben hep veriyorum, almıyorum demeyin, sadece verirseniz, vermeyi bilmediğinizden o hiç bir yere gitmez... almasını bilmeyen veremez, vermesini bilmeyen alamaz, ağlamasını bilmeyen gerçekten gülemez, üzülmesini bilmeyen sevinemez. her şeyin dengesi vardır... (...cenk kiper mutluluk yasaları)