ayaküstü...

ayaküstü... Bu işlerden zerre hazzetmediğimi beni tanıyanlar bilir... Sadece vatandaş seviyesindeki siyasi bilgim ve bugüne kadarki tecrübelerim diyor ki; "-Kapatma davası yine AK Parti'ye bonus olarak döner..." (...Bkz: Şiir okuduğu için Başbakan oldu... Muhtıra sayesinde yüzde 47 oy aldı...) Tam da yerel seçim arifesindeki, "Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelme" başlıklı bu kampanyayı dikkatle izliyoruz... Bu araya şunu da kıstırayım; Galiba "Etkisiz" saydığımız Deniz Baykal, bu konjonktürde (bkz: yazıya karizma katmak) en iyi muhalefeti yapıyor; "-Sessizlik efsunu..." Çünkü en küçük çatırtı AK Parti'nin "Seçim müziği" oluyor... Belki de adam bir dâhi?... Bilemiyoruz... tuzaktan kumanda (...NTV-Haydi Gel Bizimle Ol) ÇİĞDEM ANAD: Üç çocuk meselesi için diyorum ki, erkekler bir çocuktan sonra kendilerini kısırlaştırsın... Ve üç yıl evde oturup çocuklarına baksın... AYSUN KAYACI: Oha... tebeşir tozu "-Biz iki hırsız arasında kendimizi feda ederiz... Düne ait üzüntülerle, yarına ait korkular..." (...Fulton Cursler) itiraf reyonu... (...isim: mustafa adem ...şehir: İstanbul ...yaş: yirmi üç) "Aaa... Telefon yasakmış" diyerek tıklım tıklım otobüste montun cebinden kapatmak için telefonu çıkardım... Kapatıp cebime koydum... Merter'de indiğimde elimi cebime attım ki; iki tane aynı telefon... Geriye doğru düşününce; yanımdaki adamın cebinden telefonu alıp, kapatarak cebime koyduğumu anladım... İşte o telefonu geri vermek için yaşananlar silsilesidir rezil olmak... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) bizimkiler... (...Bizimkiler'in yanlış anlatmaları) (...Emin Pars Narkoterör demeye çalışıyor) "-Nars Parkoterör..." ... (...Yunus şarkı söyleyerek yürüyor) "-Bir tatlı huzur almaya geldim: Karabük'ten... Ah Karabük'ten) ... (...Serdar, yeni bir parçadan bahsediyor) "-Hande Arar'ın parçası..." kadınlar & erkekler (...Bayanlar için ürünler... manidar.manici'den) > On dakikayı aşınca kendiliğinden kapanan telefon... > Televizyonda izlenen filmi izahatlara döken uzman... > Masaya yapışık tabak, çanak ve bardaklar... > Hanımın maç izlerken içi yanıp mani olamaması için oyuncuları futbolculardan oluşan pembe dizi... > Çalıştığında arabesk müzik çalan elektrik süpürgesi... > Eli yüzü fiziği düzgün bir aşçı... Eli yüzü fiziği düzgün bir kuaför... S.Ö.Z. der ki; "-Hukukçular, hukukun üstüne çıkınca, adalet kambur olur..." (...Hiç de fırsat kaçırmadığı müthiş S.Ö.Z.leri) hayata dair... Bana yöneltilmiş bir eleştiriyi bilinçli olarak ilk kabul edişim, yıllar önce eşimin bana, "Bazen çok fazla konuşuyorsun" demesiyle olmuştu... Bunu kabul etmeden önce bir an ciddi olarak kırıldığımı hatırlıyorum... Ama ona şöyle karşılık verdim: "-Haklısın; bazen gerçekten çok konuşuyorum..." ...Ve o anda hayatımı değiştirecek bir şey keşfettim... Onun eleştirisini kabul ederken, haklı olduğunu görebilmiştim... Gerçekten de çoğu zaman fazla konuşuyordum... Daha da güzeli, benim hiç savunmaya geçmeyişim, eşimin de daha rahatlamasını sağlamıştı... Birkaç dakika sonra bana, "Biliyor musun, seninle konuşmak çok rahat oluyor" dedi. Eğer ben onun gözlemine kızıp ters çıksaydım, bana bunu söyleyeceğini hiç sanmıyorum... O gün öğrendiğim şey şuydu: Eleştiriye tepki göstermek eleştirinin kendisini hiç mi hiç, yok etmiyor... Tersine, olumsuz tepkiler gösterince sizi eleştiren kişi yaptığı değerlendirmede haklı olduğuna inanıyor... Bu stratejiyi bir deneyin... Size arada bir yöneltilen eleştirileri kabul etmenin kazancı bedelinden yüksektir... (...Dr. Charles Lever) Temel'in yeri Temel, babası Dursun'un izin vermemesine rağmen gizli gizli boks yapmaya devam ediyormuş... Bir gün ringde yüzü gözü parçalanmış, çok ağır darbeler almış... Herkesin yatmasını bekledikten sonra eve girmiş... Banyoda yüzüne güçlükle pansuman yapıp, ilaç merhem koymuş ve bantla yapıştırıp yatmış... Sabah babası öfkeyle uyandırmış; "-Dün yine boks maçı yaptın değil mi?..." -Asla dövüşmedim... "-Yaptın, yalan söyleme... O aynada yapışık bantlar ne öyle ise?..." ...gündemin kırıntıları... Dünkü gazetelerin birinci sayfaları, "Kapatma davası" üzerineydi... ...Ve genelde aynı cümleler vardı; "-Şaka gibi"... Ama arka kapağa denk gelen reklam, olayı bütünlemiş gibiydi; "-Bana Republic..." Klasik kesimler, sade modeller, siyah ve beyaz ağırlıklı giysiler üreten mağaza reklamıymış... "-Muz Cumhuriyeti" anlamında... kritik "-Ben ne zaman siyasete girmeye kalksam böyle şeyler oluyor... Başbakan da haksız yere hapis yattı, ben de... Benimki kısa dönem oldu ama..." (...Ahmet Özal) "-Evrenin büyüklüğü ne kadar?..." -Sonsuz... Ama daha kanıtlanmadı... "-Aşk da öyle..." (...Akıl Oyunları filminden)