Bir görüş...

A -
A +

Bu referandum parti meselesi değildi elbet... Ancak birbirine zıt iki kelimenin tercihe sunulduğu her ortam bir yarışmadır ve CHP ile yandaşları kaybetmiştir... Neden kaybetmiştir anlatayım... Beylikdüzü'ndeki bir ışıklara kamp kuran CHP otobüsünden, incelemek için "Hayır" broşürlerinden istemiştim... Yanımdaki başı örtülü eşime gönderme yaparak, "Siz zaten 'evet'çisiniz zayi olmasın" esprisiyle uğurlamışlardı... Aynı günün gecesinde sahura kadar vakit geçirmek için takıldığımız bir kafeye belediye başkanı gelmiş, "Bu partilerüstü bir oylama" diyerek neden "Evet" denmesi gerektiğini anlatıyordu... Bunların ışığında kim kazanacaktı?... Tabii ki sağdaki... Kendilerini akıllı, diğerlerini aptal görerek... Kendilerine laik, olmayanlara dinci diyerek... Kendilerine vatansever, diğerlerine vatan haini diyerek... Çalışmak yerine miras yemeyi tercih ederek daha çok kaybedecekler... (...Ahmet Y. Eriş) temel'in yeri Temel'le Fadime iki katlı dağ evinde yaşıyorlarmış... Bir ara çok şiddetli yağmur yağmaya ve gök gürlemeye başlayınca Fadime çok korkmuş ve alt kattaki kocasına seslenmiş; "-Temel, gök gürlüyor, hemen yukarı gel..." Temel ise aşağıdan seslenmiş, "-Gerek yok, ben buradan da duyuyorum..." bir film diyaloğu "-Yeni bir ülke bulamazsın... Yeni bir şehir bulamazsın... Nasıl tükettiysen ömrünü burada, bu köşecikte; öyle tüketeceksin demektir bütün yeryüzünü de..." (...Adını Sen Koy filminden) hayata dair Size düşen ödev kendinizi kabullenmenizdir, benim sizi kabullenmemim yollarını aramak değil... Kendinden hoşlanmayan pek çok insan gördüm; bunlar önce başkalarını kendileri hakkında iyi düşünmelerini sağlarlar. Bunu başarınca da bu sefer kendileri de kendileri hakkında iyi düşünmeye başlarlar... Ama bu sahte bir çözümdür; bu başkalarının otoritesinin altına girmeyi kabullenmektir... (...Nietzsche) ayaküstü Okuyucum Naif Tereci, basit sanal ortam esprisi, "Yüzde 60'ı aptal" benzetmeli Aziz Nesin klişesine bir hikâyeyle gönderme yapmış... Günlerden bir gün Maksim Gorki, Dostoyevski'ye bir mektup yazıyor... Mektup tam 42 sayfa... Gorki, anlatmak istediklerini uzun uzun anlatıyor. Bu uzun mektubun son cümlesi şöyle bitiyor: "-Üstadım, biliyorum mektubum oldukça uzun kaçtı... Ama bu sonuç yeterli vaktim olmamasından doğdu. Lütfen beni bağışlayın... Saygılar..." Yeteri kadar vakti olmadığı için uzun yazmak zorunda kalan büyük yazar Gorki'nin verdiği dersten yola çıkarak; "-Türk milleti zekidir...-Mustafa Kemal Atatürk..." Nokta!.. kadınlar&erkekler Evliliklerin yarısı boşanma ile sona eriyor... Ama kötümser olmayın... Diğer yarısı da ölümle... ... Evlilik insana çok şey öğretir... Sadakat, sorumluluk, hoşgörü, anlayış gibi.. Ancak bekârsanız bunların hiçbirine ihtiyacınız olmaz!. ... Evliliğe bayılıyorum... Hayatınızın sonuna kadar sinir edeceğiniz o özel insanı seçmek müthiş bir şey... ... Bir erkek evlenmeden, "Her konuda hata yapan biri" olduğunu kesinlikle öğrenemez... ... 49 yıldır aynı kadına ilk günkü gibi çılgınca âşığım... Ama karım duyarsa beni öldürür... söz der ki "-Dünün idmanını yapan, yarının galibidir..." (...Başını ellerinin arasından çıkarıp ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...Türk Televizyonlarındaki Nihat Doğan İncileri) "-Aşk varsa kalbinde koyun sana yâr gelir, aşk bitmişse kalbinde yâr sana koyun gelir..." ... "-Bu bir savaştır ve benim de bu savaş filmindeki rolüm sakat sinektir..." ... "-İyi dinleyin burayı iyi... Nihat Doğan sakal gibidir... Keserseniz daha gür çıkar..." ... "-Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde hiç kimse Nihat Doğan yalancıdır diyemez..." ... "-Türkücülerin içinde en kültürlü olan benim... Çoğu ilkokul mezunu, ama ben liseyi bitirdim..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.