Bir görüş...

A -
A +

"-Bavo dayîka min teqîya!..." Duyduğumdan beri beynimin içinde dönüp dolaşıyor bu cümle... Hakkari'deki mayın patlamasında 2 yaşındaki çocuk yara almadan kurtulmuş, hastanede babasına teslim edilirken söylüyor bunu: "-Baba annem patladı!..." Onca insanın öldüğü, daha doğrusu öldürüldüğü bir katliamdan sağ çıkan çocuk böyle bir cümle kuruyor... Ama biz toplum olarak kör, sağır, dilsizi oynamaya devam ediyoruz... Zira mayın "Orada" yani uzakta patlıyor yıllardır... Bir film gibi, bir dizi gibi seyredip, "Aman bize bir şey olmasın da" mantığından kurtulamıyoruz... "Hakkari olayı aydınlatılsın" diye ortalığı ayağa kaldıracağımıza korkak bir kabullenmeyi tercih ediyoruz... Tepki göstermek için mayın illa ki görüş alanımızda mı patlamalı?... Gerçekten anlamıyorum; bu tepkisizlik, vurdumduymazlık artık midemi bulandırıyor... "Barış" için, "Artık silahlar sussun/mayınlar patlamasın" diye on binler/milyonlar ayağa kalkacağımıza, sokaklara döküleceğimize lanet bir sessizliğe bürünüyoruz... Yazıklar olsun insanlığımıza... Gerçekten yazıklar olsun... (...M.E. Fırat) itiraf reyonu... (...isim: şaşkın ördek ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi üç) Yağmurlu bir günde işe gidiyordum ve geç kalmıştım... Dolmuş yolunu beklerken aklımdan "Keşke şimdi bir tanıdık karşıma çıksa da beni işe bıraksa" diye geçirirken bir de ne göreyim?... Dayım ışıklarda arabasıyla bekliyor... Hemen hızla arabaya doğru ilerledim, plaka aynı... Kapıyı açtım ve "Dayıcım" diye arabaya atladım... Kaynar sular bu sırada başımdan aşağı döküldü... Karşımda yabancı bir adam şaşkın şaşkın bana bakıyor... "Afedersiniz" dedim ve indim aşağı... Şok olmuştum, indikten sonra tekrar plakaya baktım meğer son rakamı farklıymış... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) hayata dair İyi ve kötünün, keyif ve acının, beğenilmek ve beğenilmemenin, başarı ve hatanın, şöhretin ve utancın; ...Kısacası her şeyin gelip geçecektir... Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır ve öyle olması da gerekir... Başınızdan geçen her olay artık bitmiştir... Aklınıza gelen her düşünce başlamış ve sona ermiştir... Her duygu ve ruh hali değişip, yerini başka birine bırakmıştır... Mutluluk, keder, kıskançlık, bunalım, öfke, aşk, utanç, gurur ve başka akla gelebilecek her türlü insanca duygudan payınızı almışsınızdır... Peki bunlar nereye gitti?.. Cevabını kimse bilemez... Bildiğimiz tek şey, eninde sonunda her şeyin yok olacağıdır... Bu gerçeği hayatınıza almakla, rahatlatıcı bir serüvenin ilk adımını atmış olursunuz... Hayal kırıklığımız iki ana nedenden oluşur... Keyifliyken bunun hep böyle sürmesini isteriz... Ama hiç öyle olmaz... Ya da, herhangi bir ızdırabımız varsa, hemen bitmesini isteriz... Ama çoğu zaman öyle olmaz... Mutsuzluk yaşadığımız anların doğal akışına karşı debelenmenin bir sonucudur... Hayatın sadece birbiri ardına gelen durumlardan ibaret olduğunu bilmenin büyük yararı vardır... (...Dr.Richard Carlson) kadınlar & erkekler (..."İçinde aşk geçen atasözleri" Burhanettin Yılmaz'dan) -Âşık; âlemi kendi gibi kör, dört tarafı duvar sanır... -Âşık ile delinin farkı: Biri gülmez biri ağlamaz imiş... -Âşık dünyayı maşukasının aynası sanır... -Âşık yüz bulduğu yerde yatar kalkar... -Âşık sazla, maşuk nazla müteselli olur... -Âşık ona derler ki, karda gezip izini belli etmeye... -Âşık ona çoksa sana dilber mi bulunmaz?... -Âşık nişanı, sevgili kuşamı sever... -Aşıka "niçin ağlarsın" demişler, "gülmemek için" demiş... -Âşıka ya sabır, ya sefer gerekir... -Âşıka nişan dervişe burhan... -Aşk ile pençeleşmeye demir bağı gerek... -Aşk bir demirden leblebidir çiğneyene aşk olsun... -Aşk her zaman kendine bir yol bulur... -Sevgi geçer yalan olur, sonu sokar yılan olur... söz der ki "-Tabuta yaklaştığımız her an, tahta binalardan kaçıp plazalara koşmamız ne enteresan değil mi?..." (...Kendince ölümü hatırlatırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) tuzaktan kumanda (...KANALTÜRK / Telegol) GÖKMEN ÖZDENAK: Siz Adnan Polat'ın icraatlarını yanlış mı buluyorsunuz?.. AHMET ÇAKAR: Adnan Polat eğer adamsa; ki adamdır; aksi ispatlanmadıkça öyledir!... Xxx GÖKMEN ÖZDENAK: İyi futbolcu dediğin havaalanında inecek, valizini bırakıp sahaya çıkacak ve futbolunu oynayacak! AHMET ÇAKAR: Bırak bunları ya! Bu senin dediğin 1960 Temmuzunun zihniyetidir! temel'in yeri Nasreddin Hoca göle maya çalıyormuş... Bunu gören Temel yanına gelmiş demiş ki: -Ne yapıyorsun Hoca?... "Göle maya çalıyorum" demiş Hoca... Temel şaşırıp kalmış: -Tutar mı?... "-Ben de biliyorum tutmayacağını... Ama ya tutarsa?..." Temel bunun üzerine dönmüş ve sormuş: "-O kadar yoğurdu ne yapacaksın Hocam?..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.