Bir reklam...

DIŞ SES: "-Hanımefendi; tam olarak ne iş yaparsınız?..." ... HÜLYA AVŞAR -Televizyon programı yaparız... -Çöpçüsünden bakanına kadar tenis maçı yaparız... -Kasetler çıkardık, moda / tasarım zincirleri kurduk... -Küçük ve büyük dilimizin altında karpuz taşıma zincirleri kurduk... -Arkamızda medya mensubu zincirleri kurduk... ... DIŞ SES: "-Yaaa!..." ... HÜLYA AVŞAR -İyi oldu hatırlattınız, birkaç güne kadar da yağ işine giriyoruz... -Her işin uzmanı biziz, biz ne iş olsa yaparız... > Bir soru (..."Ağır vasıtaların arkasındaki 70-80 ra- kamlı çıkarmalar ne işe yarar" anket sonuçları) > Nakliyeci olarak bu konuda bilgilendirme bana düşer sanırım... Normal şartlarda uzun araç arkasında bulunan soldaki 70 veya 80 sağdaki 80 veya 90... Bu hızlar aracın geçiş sırasında izlenecek minimum hızı belirtir... Türkçe meali bu hızla sağa veya sola çıkabilirim demektir... ... > Aracın metreküpü gibi kaç palat kapasitesi gibi şeyleri anlatır... ... > Bu semboller taşıma yapan ülkeye göre değişiklik gösterir... Örnekte gösterilen araç Polonya plakalı ve sanırım İngiltere'ye çok fazla çalıştığından dolayı hızlandırmayı bize tam ters şekilde yapmış. Niye bizim 60 - 70 - 80 - 90 - 100 şarkımız gibi sıralamış derseniz minimum ve maksimum arasını göstermek için bunu yapmış... ... > Bu yazılar çekicinin ve dorsenin içeriği ile ilgili sanırım... ... > Direksiyonun sağda mı, solda mı olduğunu belirtir... Uluslararası yollarda seyreden araşlarda (TIR vb.) arkadaki araç geçiş yapacağı zaman öndeki şoförün ne tarafta oturduğunu bilir ve arkadaki işarette gösterilen hızdan daha hızlı geçmez, solda 80 yazıyorsa 80'le giderek solla veya 70'le giderek sağla en başarılı görüş derecem odur demektir... Bildiğim budur. ... ÖNÜMÜZDEKİ HAFTANIN SORUSU: Sevr Anlaşması'nın imzalandığı "Sevr" şehri nerededir?... > sportik kritik "-Tümer Metin'in ne kadar olduğunu, neyi ne kadar verebileceğini, neyi ne kadar istediğini ve istediği zaman neyi nerede, neyi ne kadar yapabileceğini bir tek ben biliyorum..." (...Tümer Metin) > tebeşir tozu "-Bir insanın hayatının ikinci yarısı, ilk yarıda kazanılan alışkanlıkların sürdürülmesinden ibarettir..." (...Dostoyevski) > Bizim ora... (...Elaziz Şehir Televizyonu Ekonomi Editörü Borsa Haberlerini Sunar) Değerli dinleyenler ve borsazedeler, bu ay borsanın merkezi olan "Şıra Bazarı" ana baba günüh gibiydi... Çünkü zaten borsanın gıggıliğinde olan dolarla mark acayip bir fırlama yaparak gıggıliğinde gıggliği çıktı... Halk dövize hücuma geçti... Elinde parası olmayanlarda varını yoğunu satıp döviz ali değerli borsa seven dinleyicilerimiz... Bu durumda "Şıra Bazarı Bankası" dövizin bu yükselişine sadece bahmahla yetindi. Elinden bir şey gelmediğü için serbest piyasada 17 lirayı aşmasına rağmen, Şırabank resmi kuru 15 lirada tuttu... Bizde şırabankın bu tutumunun deve kuşunun tehlikeyi sezdiği an başını kuma sohmasına benzettik. ... Değerli Borsa seven seyircilerimiz... Mezre borsasında işlem gören menkul kıymetlerden bir kaçının raporunu size sunaruh... Mezre Borsası Kapanış Seansı. Cızlavit Holding'in Yorimi : Dün 25.00'den gapanarah sürpriz yaptı... Bu ani çıhışın sebebi herhalde bizim tahminimize göre bu son davarasyondan sonra dar gelürlü memurlarımızın cızlavete ve Angara lastiğine rağbet göstermesinden ileri geli. Tandur Ekmeği Fabrikasu Yorimi: Tandur ekmeği fabrikası hisse senetleri ise : Tandur ekmeği devamlı rağbette ve Malatyalılarla rekabette olduğu üçün ısrarla yerini göri. Bu ayki Mezre Borsasi haberleri bu gader. Hepinize iyi yatırımlar ve iyi akşamlar, hissenizi yesin kel davşanlar... > Hayata dair... Neşe ile ızdırapla, Düşünce ile dolu iken, Tükenmez ezalar içinde, Ümitler, tereddütler geçirirken Kederler içinde yoğurulurken Mesut olan, Ancak seven ruhtur... (...Goethe) > S.Ö.Z. der ki; "-Akıl kalbi değil de, kalp aklı çözmeye çalışsa, hiçbir aşk yaşanmazdı..." (...Yazdıktan sonra şöyle geri durup "peh" dediği müthiş S.Ö.Z.leri) > Tuzaktan kumanda... (...Kanal 1 - Ece ile Erkenden) UZMAN: Nezaket kurallarına uygun sofrayı anlattığım gibi hazırlayabiliriz... STÜDYO KONUĞU TEYZE: Boşverin bunları... Yemeği bulduğumuzda ekmeği banarız biz... > sanatik kritik "-Ali Bey çok kibar, herkese karşı çok saygılı, insanları asla kırmıyor... Aileye çok önem veriyor, anormal alışkanlıkları yok... Beni bunlar cezbetti, ben sosyete olamıyorum..." (...Hülya Avşar) > kadınlar & erkekler (Kadınlar ülke gibidir...) 20 yaşında kadın Afrika gibidir... Henüz bilinmeyen yönleri vardır... ... 30 yaşında kadın Hindistan gibidir... Sıcak, hareketli ve gizemlidir... ... 40 yaşında kadın Amerika gibidir... Teknik bakımdan mükemmeldir... ... 50 yaşında kadın Avrupa gibidir... Her tarafı tahrip olmuştur... ... 60 yaşında kadın Sibirya gibidir... Herkes nerde olduğunu bilir ama kimse gitmek istemez... ... 70 yaşındaki kadın Ortadoğu gibidir... Ölmesi beklenir artık... 02.08.2000 > İlk kez internetten düşen biri, geri döndüğünde "Bir yerin acıdı mı" esprisi yapıldı... > Temel'in yeri... Hoca matematik dersinde öğrencilere sormuş: "-Çocuklar sayılar asla yalan söylemez... Örneğin bir adam bir tarlayı on günde sürerse, on adam bir günde sürebilir..." Ve devam etmiş; "-Buna benzer bir örnek de siz verin bakalım..." Temel kalkmış ayağa; "-Örneğin bir vapur Atlantik Okyanusunu altı günde geçerse, yüz kırk dört vapur bir saatte geçer hocam..." politik kritik "-Bundan sonra da KKTC'nin kalkınmasına devam edeceğiz... Ben buna icraat milliyetçiliği diyorum. Yıkıcı, tahrip edici, dışlayıcı slogan milliyetçiliğini reddediyoruz..." (...Tayyip Erdoğan) > Bizimkiler Tam bir şeyler yemek için mutfağın yolunu tutacakken elektrikler gider... "E ne yapalım, mumla idare ederiz" diyerek çakmağı yakar ve el yordamıyla salondaki şamdanı güçlükle yakar... Ortalık birden aydınlanır... Oturma odasından gelen sesleri keseyim diye televizyonu kapatır elindeki şamdanla mutfağa gider... Mutfağın ışığını yakar, şamdanı buzdolabının önüne koyar... Hem mutfak ışığı, hem buzdolabı ışığı, hem şamdan ışığı yanarken buzdolabı her zamankinden fazla aydınlıktır... Ama elektrikler yokmuş gibi devam eder... Yemek biter, masa toplanır, banyoda el yıkanır, şamdanla dolaşmanın zorlukları fark edilir... Oturma odasına geçer televizyonu açar, bir ara "Elektrikler geldi mi acaba" diye dışarı bakıp, diğer evlerdeki lambaların yandığını görür... Gündüz sıcakta kaldığına yorar... Evdekilerin memlekette olmasına hayıflanır... Yatmaya koşar... Kim olduğu Bizimkiler'in yorumuna bırakılır... > günün mana ve önemine binaen yazılmış "söz'ün gelimi" konulu çerçeve özel şiiri: kan ile beslenen, doyar mı cana.../ zalim müttefiktir, zulümden yana.../ vicdanlar titriyor, dokunur bana.../ insanlar ölüyor, dünya susuyor...* dengeler belirsiz, fikir israfta.../ barış adalet mi, bekliyor rafta.../ üzüntü ve tepki, gösteriş lafta.../ zalimler gülüyor, dünya susuyor...* kurt çakal barışıp, pay eylemişler.../ insanlığı oka, yay eylemişler.../ kalpleri şeytana, tay eylemişler.../ silah yargılıyor, dünya susuyor...* burnumun dibinde, bombalar patlar.../ sabır mı dayanır, taş olsa çatlar.../ manda yön şaşırmış, sınırda otlar.../ ateş yükseliyor, dünya susuyor...* hep tarih midir bu, tekerrür eden.../ düşünmez mi insan, bu azap neden.../ birlik nerye uçtu, biz mi terk eden.../ zulüm haykırıyor, dünya susuyor...* birleşmiş milletler, kime birleşmiş.../ eşkıya, en otlak yere yerleşmiş.../ gelişmişler, canilikte sözleşmiş.../ ne canlar soluyor, dünya susuyor...* medeniyet demek, bu mudur yani.../ nerde insan hakkı, adalet hani.../ gündemi belirler, kanlı bir cani.../ kabirler doluyor, dünya susuyor.../ (...ali rıza malkoç'un iğnesinden)