Bir sezon böyle geçti...
İlk kaloriferi Romalılar, ilk klimayı Çinliler, ilk diş macununu Mısırlılar, ilk kravatı Hırvatlar kullandı... Altı yabancıyı ilk kez birarada Fenerbahçeliler seyretti... ¥¥¥ Yabancı futbolcu kontenjanını sonuna kadar kullanan Fenerbahçe, yabancı taraftar konusunda da bir ilke imza attı. İsmi henüz literatürümüze girmeyen ülkelerden futbolcu getiren Trabzon, "Yabancı taraftar kısıtlaması" getirilmesini istedi... ¥¥¥ Göreve gelirken en büyük vaadi "Taraftarla bütünleşme" olan Serdar Bilgili, Beşiktaş'ı şampiyon yapamasa da bu sözünü yerine getirdi. Siyah-beyazlı futbolcular, Fulya'da birçok kez taraftarla bütünleşti... ¥¥¥ Galibiyet uğruna cinayetlerin işlendiği, intiharların yaşandığı, satırlarla adamların kesildiği, futbolcuların taraftar, taraftarların futbolcu dövdüğü Türkiye'de bir ara telörgüler kaldırıldı. Kötü bir 15 dakikaydı... ¥¥¥ Kadrosuna Nouma, Karhan, Erman, İbrahim ve Khlestov'u dahil eden Beşiktaş, bu futbolcuların iki katı teknik direktör eskitti. Beşiktaş'a gelen hocalar, takım başına düşen gayri safi milli hasılanın yüzde 75'ini teşkil etti. ¥¥¥ "Sezonun en profesyonel yazarları" grubunu, yine Fenerbahçeli yazarlar oluşturdu. Maça göre yıldız, sonuca göre yorum, şampiyonluğa göre yağcılık yapan eski futbolcu yazarlar, takımın rengini de değiştirdi; AÇIK SARI-LACİVERT... ¥¥¥ Krizden etkilenen G.Saray'da herkes ek iş yapmaya başladı. Taffarel çikolata, Okan-Emre balık, Hasan Şaş jöle reklamlarında, Jardel de "Onu bana al gız ana" klibinde oynadı. Kumkapı piyasası da krizde olduğu için Lucescu iyi bir iş bulamadı. ¥¥¥ Bu sezon futbola yeni bir boyut geldi, istatistiklere bir yenisi eklendi. Şöyle ki; Nouma: Şut; 4, Asist; 3, Gol; 1, Tükürük; 1... Hagi: Şut; 7, Asist; 4, Gol; 1, Tükürük 2... Bülent: Korkmaz Şut; Yok, Asist; Yok, Gol; Yok, Tükürük; 3 Hasan Şaş'ın ajandası -Ispanakta doping etkisi gösteren madde yokmuş, boşuna aç kaldık... -Adam dövülecek semtlerin listesi; Koşuyolu, Kalamış, Feneryolu, Hacı Osman Bayırı... -Jöle firmasına sponsor olmam ilgi çekti. Tarak firmasıyla da anlaşma yapılacak. Şimşir... Sorular... Sorular... Sorular... Bu gece öleceğinizi bilseniz, bazı insanlara bazı şeyleri söylememiş olmanın pişmanlığını hisseder misiniz ? Peki, neden söylemediniz?... Günün birinde çocuğunuzun doğduğu hastanede bir yanlışlık yapıldığını ve çocukların karıştığını öğrenseniz, kendi çocuğunuzla sizin büyüttüğünüz çocuğu değiştirir misiniz?... Hayalinizi süsleyen bir yerde bir hafta tam pansiyon, harika bir tatil için uçan bir kelebeği yakalayıp, ayaklarını ve kanatlarını koparır mıydınız?... Peki bu bir hamam böceği olsaydı?... Bir daha ailenizi asla göremeyeceğinizi bildiğiniz halde çok sevdiğiniz insanla, çok uzak bir ülkede yaşamak ister misiniz?... Çok sevdiğiniz nişanlınıza bir kaza sonucu felç gelseydi, onunla yine de evlenir miydiniz, yoksa kararınızı değiştirir miydiniz?... Sevdiğiniz biri için yalancı şahitlik yapar mıydınız?... Örneğin bir yayaya çarptığında, direksiyonda dalga geçtiği halde, çok dikkatli kullandığını söyler miydiniz?... Kör olmakla sağır olmak arasında nasıl bir seçim yapardınız ? Eviniz ve içindeki eşyalarınız yanıyor. Ailenizi ve kendinizi kurtardıktan sonra bir kez daha içeri girme şansınız var, ne kurtarırdınız?... (Dr.Gregory Stock'un The Book of Questions kitabından...) TEMEL'İN YERİ Fransız, İngiliz ve Temel "Gerçek Aynası"nın karşısına geçmiş... Yalan söyleyen, ayna tarafından yutulup ölecek... Fransız, "Dünyanın en gururlu adamı benim" demiş ve nalları dikmiş... İngiliz, "Dünyanın en zeki adamı benim" demiş ve gitmiş... Temel, "Hımmmm... Düşünüyorum da" demiş ve ölmüş... BİZİMKİLER Halit, gazeteyi ziyarete gelen güreşçileri tebrik etti, "SuproLeague'de iyi oynamanıza rağmen 74-66 yenildiniz, ama yine de tebrikler"... Kriz Özkan Abi'yi fena vurmuş, "Artık, sadece öğle yemeklerine davet ediliyorum" diyor... Bilgehan, özel bir gecede karşılaştığı Metin Şentürk'ün resimlerini çekerken rica etmiş, "Metin Abi buraya bakar mısın?..." Haziran'da... HAFTANIN HATIRLATMASI "Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim; ANNEM'dir"... (Abraham Lincoln)