OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, VodaFone VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "2 SMS / 4 KONTÖR"... SMS BÜLTENİ... * Seni ölesiye seviyorum Fenerbahçe... Beşiktaş'ı yendik, şampiyonsun... * Ben Trabzon Akçaabat'tan Okan... Gerçek sevgiyi buldum, öleceğimi bilsem bırakmam... * Doğum günün kutlu olsun kocacım... Seni çok ama çok seviyorum haberin olsun... Sevgililerin en tatlısı, iyi ki varsın, iyi ki seni tanımışım... Papatya'dan Laz Aliye... * Gençlik ben Ahmet, İzmir'den sevgilerle... (Gül seni seviyorum) * Dikkat; alçı, boya işleri yapıyorum... İş arıyorum... (053541117...) * Bu sene şampiyonuz... "ÇARŞI"lılara benden bir bardak soğuk su... BORN * Seni deliler gibi seviyorum Güneş ve hayatımın sonuna kadar seveceğim... Sen yanımda olmasan da... Turan ($.199) * Selam abi, Konya'dan Mehmet ben... Adese'de çalışıyordum çıktım, sevdiğim kız için... Seni seviyordum ama şimdi sevmiyorum... Hesna Çoklar... * Tüm Fenerbahçelilere sesleniyorum; Kadıköy'de yapılanlar karşılıksız kalmayacak... W.T.H... > Bir yaş daha büyütenler Doktorlar, 62 yaşındaki Grandad John Brandrick'in pankreas kanseri olduğunu ve 6 aylık ömrü kaldığını söylediler... Brandrick, bunun üzerine işinden ayrıldı, kredi ödemelerini durdurdu, giysilerini yardım kuruluşlarına dağıttı, akrabalarına para verdi, lüks lokantalarda yiyip içmeye ve bir yandan da cenaze hazırlıklarına başladı... Ancak bir yıl sonra, semptomlarda azalma görülmeye başlandı ve Royal Cornwall hastanesi doktorları Brandrick'in hastalığının ölümcül olmadığını bildirdiler... Bu esnada evini de satan Brandrick, hastane hakkında tazminat davası açtı. Brandrick, "Kendime sadece cenaze için bir takım, bir gömlek ve bir kravat ayırdım. Hayatınızın kurtulmuş olması sizi rahatlatıyor, ancak küpünüz dolu değilse hayatın zevklerinden faydalanamazsınız" dedi. > Tebeşir Tozu... "-Randevuya her zaman zamanında gelmek, ötekinin gecikmesini onun yüzüne vurma sanatıdır..." (...Liverpool Echo) > Bizimkiler... (...En büyük bombaların yıldönümleri) 05.07.1999: Migros'ta Show marka televizyon gören Engin Abi satıcıya sormuş; "Bu sadece Show TV'yi mi çekiyor?..." 18.03.2000: Renk ayrımı servisinden Adem, askerden döndükten sonra gazetenin taşındığını unutarak, eski binaya gidip 2 gün başka bir firmaya çalıştığını açıkladı... 22.08.2001: Cem, F.Bahçe'nin cezası sebebiyle seyircisiz oynadığı maçta birçok biletin karaborsadan alıcı bulduğunu söyledi... 17.07.2003: Necmettin tartışırken sinirlendi, "Arkadaşlar Türkler'in bir atasözü vardır, 'No comment' derler... Bu konuda benden bir yorum beklemeyin yani..." 12.09.2005: Okuldan dilekçe fakslanması istenen Talip sordu, "İadeli taahhütlü faks var mı arkadaşlar"... > Temel'in yeri... Bir cinayet işlenmiş ve bu cinayette hiçbir iz bulunamamış... Yalnız olay mahallinde bir şapka bulunmuş... Temel üzerinde de şüphe uyanmış... Onu da sanık sandalyesine oturtmuşlar, birkaç celseden sonra beraat etmiş... Tam beraat kararı açıklandıktan sonra Temel hakime sormuş: "-Artık beraat ettiğime göre, şapkamı alabilir miyim?..." *** Temel arkadaşlarından yanık ampuller toplamaya başlamış... Soranlara da, "Fotoğrafçı olmaya karar verdim. Bunlar 'karanluk oda' için lazımdır" diyormuş... *** Temel karısı ile doktora gitmiş, derdini uzun uzun anlatmış... Sözünü bitirdiğinde, doktor önüne kayıt defterini çekerek bizimkine sormuş: "-Nerelisiniz?..." Temel, doktora dik dik baktıktan sonra karısına dönmüş: "-Yürü hanım, gidelim!.." -Ne oldu?... Niye gidiyoruz?... "-Ula bir saat konuştuk, adam nereli olduğumuzu anlamadı... Hastalığımızı nasıl anlayacak?..." > itiraf reyonu... (...isim: mehmet inci ...şehir: istanbul ...yaş: yirmiiki) Her gün servisle işten dönerken, o gün geç kalmış ve otobüse binmiştim... Tabii onun servis değil de otobüs olduğunu indikten sonra daha iyi anladım... "Hadi arkadaşlar... İyi akşamlar hepinize" dediğimde... Rezilim ben... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) > Bugünün buluşu > İlk kez, "Acaba bu sefer ne kadar yakacak" diye öğrenmek için benzin alırken kilometre sıfırlandı... (...09.05.1955) > Hayata dair... Sevgi hiçbir zaman istemez... O, daima verir... Sevgi, her zaman ıstırap çeker, hiçbir zaman ne gücenir, ne de intikam alır. ... Bana muhalefet edene sevgiden başka verilecek bir şeyim yoktur... Onlara sevgiyi sunmakla kendilerini daha yakınıma çektiğimi kabul ederim... ... Sevdiğiniz insanların şefkatine bağlı sevgi, maddidir... Halbuki hakiki sevgi şahsi ıstırap olup ihtimam aramaz... ... Dünyayı ancak sevgi tutar... Hayat yalnız sevginin olduğu yerde bulunur... Sevgisiz hayat ölümdür. Sevgi, yüz tarafı hakikat olan akçenin tersidir... ... Hakikat ve sevgi ile bütün dünya fethedilebilir... Sevgi, dünyada en ince bir kuvvettir... (...Gandhi) > MMMR'in duvarı... Yatsıya kadar yanan, yalancının mumu... Bizimki şöyle hava kararıncaya kadar idare etsin, yeter!... ... İster KUMA, ister çayıra... Gittik artık!... ... Boşuna sızlanmayın, kimseyi dışarı salmam. İki ay daha sıkın dişinizi... Bak, Memedağa'm bile adamlarını elinden kaçırdı. Hele seçim bitsin, hepiniz gidersiniz evlerinize!... (Memedağanın mumcusu) > S.Ö.Z. der ki; "-Zevkler ve renkler herkesle tartışıl-maz..." (...İdareten ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) > sanatik kritik "-Gülben'in doğumuna bir tek BM Genel Sekreteri girmedi... Yav daha 40'ın dolmadan lohusa lohusa sahneye çıkıyorsun... Senin paraya mı ihtiyacın var, git evine çocuğuna bak, kocanı bekle..." (...Armağan Çağlayan) > politik kritik "-El ele millete gidelim, muhalefet de bunu istedi... Bir an önce sandık dediler... Millet seçsin diye teklifler sundular... Muhalefet destek vermezse millete gideceğiz... Millet onlardan hesap soracak..." (...Tayyip Erdoğan) > sportik kritik "-İnönü'ye geldiğim zaman resmimin orada olmadığını gördüm... Beşiktaş beni silebilir, ama tarihinden silmeye hakkı yok... Çünkü orada nice kulüplere giden birçok meslektaşım var..." (...Tümer Metin) > "Dr. Zülfikar Özkan"ın "Mutluluk ve Başarı Yolları" kitabından "Olumlu bakış açısı sağlayacak yöntemler": X Olumlu düşünce alışkanlığı kazanabilmek için, öncelikle, fırsatları görmeliyiz. Eğer bu fırsatları görebilirsek, cesaretsizlikten ve ruhsal çöküntüden kurtulmuş oluruz. X Olumlu kişilik geliştirmek için dünya ve kendimiz hakkında en iyi şekilde düşünmeliyiz. İnsanlar neye inanırlarsa ona dönüşürler. Olumsuz düşünen kişi kendinden az şey beklediği için verimliliği ve başarısı da beklediği kadar olur. X Olumlu düşünmeyi herkes öğrenebilir. Şartlara, ruhsal yapıya ve zekaya bağlı değildir. Konum ve ortam insanı mutlu ve verimli yapamaz. İsteyen herkes olumlu düşünmeye kendi içinde karar verebilir. X İnsanlara zaman ayırmalıyız. Onlara olumlu yönde dikkatimizi vermeliyiz. Böylece onlara mutluluk aşılamış oluruz. Onlara kattığımız değer kadar biz de değerleniriz. Bu süreç bizi olumlu düşünceye doğru götürür. X Küçük şeyler üzerinde fazla zaman ve enerji harcamazsak olumlu düşünmemiz kolaylaşır. Detaylarla uğraşmak isteyen kişiyi hedefinden uzaklaştırır. Küçük şeyleri büyütmekle kendimizi ve etrafımızdakileri mutsuz ederiz. Olumlu düşünceden de uzaklaşırız. X İşimize değer katmalıyız. Görev yaparken, büyük bir amaca hizmet ettiğimizi düşünmeliyiz. Bu duygu da bizi olumlu düşünmeye götürür.