Bizim ora...

Hikayeyi, "adamın biri" diye fıkralaştırarak yazacağıma söz verdim... Efendim adamın biri eşeği ile giderken bir handa konaklamış... Yiyip içip yattıktan sonra eşeğe yem verme saati gelince kalkmış... Tabii uykusuzluk ve karanlık sebebiyle yem torbasını kendi eşeği yerine, başka birinin boynuna asmış... Sabah kalktığında ne görsün; eşeğin alt dudağı bir karış aşağıda, açlıktan damağı kurumuş, yere iki seksen uzanmış yatıyor... Yem verdiği eşek de gayet mutlu bir şekilde anırıp duruyor, çifte atıyor... Adam sinirlenmiş ve "Hadi ben bir eşeklik yapıp yemi sana verdim... Peki sen niye yedin" diye yer misin yemez misin, hayvana girişmiş... Buna benzer hikayeler, böyle adamlar az değil... Başka biri de, eşeğiyle burçak tarlasına gitmiş... Burçakları toplarken, arada bir civardaki tarlalardan da yüklediği oluyormuş eşeğin sırtına... Olanları seyreden biri, bunun eşeğe yüklediklerinden aşırıyormuş... Adam bakmış topladıkları hep gidiyor; "Şu darda düşte niye kendi malına sahip çıkmıyorsun eşeoğlu eşek" diye girişmiş hayvana... Hayata dair... Hiç bir vakit tam karanlık değil gece, Kendimde denemişim ben... Kulak ver dinle, Her acının sonunda açık bir pencere vardır... Aydınlık bir pencere Hayal edilecek bir şey vardır... Yerine getirilecek bir istek, Doyurulacak açlık, Cömert bir yürek, Uzanmış açık bir el, Canlı canlı bakan gözler vardır... Bir yaşam vardır yaşam, Bölüşülmeye hazır... - Paul Eluard - temelin yeri Temel'le karısı Fadime diş hekimine gitmişlir... Temel sormuş; "-Kaç paraya diş çekiyorsunuz?..." -İğne yaparsam 100 milyon, yapmazsam 75 milyon... "-İğneye gerek yok... Hemen çekelim..." -Bravo... Çok cesursunuz... "-Ona şüphe mi var ?... Hadi karıcığım otur koltuğa ve aç ağzını..." sağdan - soldan... (Sarıyer'de bir apartman kapısı yazısı... Biraz kısaltıldı...) "-Köpeğimi şikayet eden karaktersiz... Bugüne kadar bu mahallede hiç ev soyulmadıysa bu Çomar'ın sayesinde idi... Şimdi kına yak, nankör herif..." (MMC sms kuşağında dönen ilan... Ercü gönderdi...) "-Kızım Tülin... Bıktık Caner'le senin kaprislerini seyretmekten... Burada daha az zararlıydın, yeter artık köyüne dön..." (Yenibosna'da siyah bir Şahin üzerinde görülmüş not...) "-Satılık... 1990 model Şahin... Arızası çözülemediğinden sahibinden satılıktır... Cep: 0 535 .. ..) bizimkiler 1 Cem, Tahir içeriye girince notunu söylüyor, "Tahir Abi, Sırrı Şimşek bey aradı"... Tahir'in "Haa eniştem mi aradı, tamam" dediğini duyunca şaşırıyor; "-Enişten mi?... Soyisminiz tutmuyor ama..." 1 TGRT'de programcılar Tuluhan'ın yayınına hazırlanıyor, akış yapmışlar printer'dan akışı alacaklar... Ebru Yürür, kağıt çıkışının başında bekliyor, ama çıktı bir türlü gelmiyor... Ebru printer'ın üzerinde yazan "Durum meçhul" uyarısını okuyor ve söyleniyor; "-Aaa... Printer da benim anlayacağım dilden konuşmaya başladı..." İtiraf Reyonu (isim: xxx... şehir: istanbul... yaş: 19...) Bir gün kız arkadaşımla geziyoruz... Aradan iki saat kadar geçti, espriler havada uçuşuyor, mutlu bir tablo çiziyoduk... Taa ki diğer kız arkadaşım gelene kadar... Karşıma geçti, sanırım yanımdakini akrabam zannetti ve "Nasılsın" diye sordu... Renkten renge girdim, sesim titreyerek "İyiyim" diyebildim... Yanımdaki kızı sordu, "Tanıştırmayacak mısın" diye, ben de "Arkadaşım" dedim, o da anlamadı... Bu sefer diğeri sordu "Bu kim" diye, ben de "O da arkadaşım" diyecektim ki o anda "Sevgilisiyim" dedi... Yanımdaki "Ben de" dedi... Kızlar ikisi bir kuvvet oldu, birer tokat patlatarak kol kola gittiler...