(Şanlıurfa deyimleri...) Alti daş üsti tokaç: Sıkıntıda olmadığı halde öyle görünenler için söylenir. Arpayı samanı gendi yiyyi, torbayı başkasının boynuna asi: Çevresini aldattığını sananlar için kullanılır. Ataş almağa mı geldi: Acele gitmek isteyen misafirler için kullanılır. Atların yerine itleri bağlamışlar: İş bilmezlerin iş başına geçmesi halinde kullanılır. Ayağıma yer edim gör bah siye ne edim: İşi bitinceye kadar iyi görünmek zorunda olanlar için kullanılır. Ben deyiyem fedemdeme o deyi damdan dama: Söyleneni anlamayıp, başka cevap verenler için kullanılır. Bırnı Kaf dağından su içiy: Kibirli insanlar için kullanılır. Bi harbıl samanı iki eşşeğe bölemez: Beceriksizler için kullanılır. Dadandiy datlı hevliya: Her zaman mükellef sofra umanlar için kullanılır. Dam direği çadır merteği: Uzun boylu fakat işe yaramaz olanlar için kullanılır. Deli dedikçe damarına yayılıy: Şımarık kişilerin üzerine gittikçe daha da şımarması anlamında kullanır. (Kaynak: Adil Saraç - Şanlıurfa atasözleri ve deyimleri sözlüğü...) Son sözleri... "-Gelin bakın benim çocuğumun odası bile siyah-beyaz..." (Kuddusi Müftüoğlu - Beşiktaş camiasının gönlünü alırken...) "-Usta gazeteci Savaş Ay da kaçırılan kızla beraberdi..." (Savaş Ay - Gitmediği yerlere gitmeyi abartınca...) "-Sizi çok sevdim hakim bey, bir ay sonra nikah şahidim olur musun?..." (Seda Sayan - Son mahkemesinde...) "-Benim dönemimde hiç olmasa maçları bir kere oynuyorduk..." (Del Bosque - İspanya'dan Beşiktaş yorumu yaparken...) "-Haftalık basın toplantısını Hagi adına yapmaktan mutluluk duyuyorum..." (Ergun Gürsoy - Konuşturmama olayını Dumen hocayı konuşturmazken...) hayata dair... Sevgi hiç bir zaman istemez... O, daima verir... Sevgi, her zaman ıstırap çeker, hiç bir zaman ne gücenir, ne de intikam alır... ... Bana muhalefet edene sevgiden başka verilecek bir şeyim yoktur... Onlara sevgiyi sunmakla kendilerini daha yakınıma çektiğimi kabul ederim... ... Sevdiğiniz insanların şefkatine bağlı sevgi, maddidir... Halbuki hakiki sevgi şahsi ıstırap olup ihtimam aramaz... ... Dünyayı ancak sevgi tutar... Hayat yalnız sevginin olduğu yerde bulunur... Sevgisiz hayat ölümdür... Sevgi, yüz tarafı hakikat olan akçenin tersidir... ... Hakikat ve sevgi ile bütün dünya fethedilebilir... Sevgi, dünyada en ince kuvvettir... - M.Gandhi - bizimkiler (Haftanın elde kalan son notları...) > Mahmut Abi geçen ay sonunda aldığı cep telefonunu dün jelatininden çıkardı... > "Yarın maça geliyor musun" sorusuna Emin'in cevabı "Yarın hastayım ben..." > Ömer Faruk Abi, Haluk Ulusoy'un Futbol Federasyonu'nda Futbol Şube Sorumlusu olması gerektiğini söyledi... > Engin Abi'nin gece donmasın diye silecek kutusuna sıcak su koyması... > Ercan'ın çay isteklerine yeni repliği, "Yav gardeşim hastayım zaten, hiç mi insaf yok sizde?... Gaç tane?..." diyAlog... (FLASH TV - Geri Dürtlü...) AYDEMİR AKBAŞ: Hagi Efendi forvete adam alıyor... Bizim orta saha bitmiş kardeşim... LEVENT İNANIR: Okeye mi dönüyor abi?... (SHOW TV - Sabah Yıldızları...) SUNA HANIM: Bir ayda yirmibir kilo verdim Aydın Bey... İnanabiliyor musunuz?... SİNEM: O-haa... temelin yeri Gökdelenin asansörü bozulmuş... Temel'le Dursun yirminci kata kadar merdivenleri çıkmak zorunda kalınca, her katta komik bir fıkra anlatmaya karar vermişler... Böylece tam ondokuzuncu kata çıkmışlar ki, Dursun; "-Şimdi" demiş "En şahanesini anlatacağım... Kapının anahtarı arabada kaldı..." Kılıbık idam mahkumu Temel'e sormuşlar; "-Son arzun nedir ?..." Temel boynunu büktmüş; "-Vallahi bilmem... İzin verin de Fadime'ye bir soruvereyim..." Hızla gelen bisikletli, yolda yürüyen Temel'e çarpmış... Bir de üstelik Temel'e çıkışmış: -Salak herif dikkat et bir dahaki sefere... "Niçin" demiş Temel, "Tekrar geri mi döneceksin?..." Şifa Yemek Öğle Menüsü Perşembe: Ezogelin Çorba... Kıymalı Pazı Yoğurtlu... Kol Böreği... Meyve... Cuma: Tel Şehriye Çorba... Bahçevan Kebabı... Nohutlu Pilav... Cevizli Kadayıf...