(Evlilikle ilgili Rize âdetleri...) > Evlilikler yakın çevreden yapılır, yakın çevrede kız yoksa dışarı çıkılırdı... > Beşik kertme vardı... Ancak bu doğuda olduğu kadar zorlayıcı olmayıp, çocuklar büyüyünce evlenme zorunluğu taşımazlardı... > Erkeklerin az da olsa eş seçiminde rolü olmasına karşın, kızlar için bu söz konusu değildi... > Kızın erkeğe gönüllü olması ve kaçma işini beraber planladıkları durumlarda olay fazla büyütülmez, zamanla örtbas edilirdi... > Sevenlerin kavuşamama durumunda "maraz" denen ruh hastalıkları olurdu... > Kız istenmeden önce evde ondan büyük kız olup olmadığı araştırılırdı... Böyle bir durum varsa kız istenmez, istense de büyük kız varken ufak kız verilmezdi... > Kız onsekizini geçmişse "küle kalmış" yani evde kalmış kabul edilir, istenmezdi... > Ara kesildikten sonra (kızın sözünün alınması) olay hemen duyurulurdu... Bu da erkek tarfının havaya kurşun sıkmasıyla olurdu... > Eşyalar evden çıkarken, kızın erkek kardeşi yoksa bir yakını kapıyı keser ya da sandığa otururdu. Kapı erkek tarafının bir miktar para vermesiyle açılırdı. > Pazar sabahı erkek taraf kalabalık bir halde kızı almaya giderdi. "Duğunci" denen bu grup yol boyunca sık sık silah sıkardı. Bunu duyan kız tarafı da karşılık verirdi. > Gelinin evinden gelenlere ikram edilen lokumu damada ulaştıran ödüllendirilirdi. Bu kimseye "müjdeci" denirdi. Müjdeciye ya para ya da bir tepsi baklava verilirdi. > Kız ve erkek tarafıı birlikte kurşun ata ata gelinle birlikte erkek evine gelirdi. Bu gruba "alay" denirdi. Kız ağlarsa, "Hem ağlıyalum, hem gidelum" denirdi. > Kız eve girmeden önce tatlı dilli olsun diye, elini bala tutturup sağ parmaklarıyla kapının başına sürerlerdi. Zengin olsun diye başına bez koyup para dökerlerdi. > Kız tarafından birileri gelini içeri sokmaz.Bir şeyler isterdi. Buna "kapılık istemek" derlerdi. > Düğün akşama kadar devam ederdi. Bu arada sıksaray, sallama, atlama, titreme gibi horonlar yapılırdı. Horonlar genellikle erkek erkeğe, kadın kadına oynanırdı. > Horonlar kaval, tulum, akordiyon, mozika (mızıka) nadir olarak zurna ve daha çok kemençe eşliğinde oynanırdı. > Bu arada erkek anaları da boş durmaz. Sağa sola göz gezdirir. Bir kız ararlardı. Hayata dair... Dağ tepesinde bir çam olamazsan, Vadide bir çalı ol... Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın... ... Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver... Bir misk çiçeği olmazsan bir saz ol... Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın... ... Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz... Dünyada hepimiz için bir şey var... Yapılacak büyük işler, küçük işler var... Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir... ... Cadde olamazsan, patika ol... Güneş olamazsan yıldız ol... Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir... Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın... - Douglas Malloch - Yeni yeni meslekler... > Lig Şampiyonluğunu Yeterli Bulmayan Fenerbahçeliler Derneği... > Sanatçı İmajına Uygun Çocuk Doğum Servisi... > Kulislerde Konuşulan Konuları Yayma Cemiyeti... > Kendini Sanata Gıdım Gıdım Adayan Şarkıcılar Derneği... > Futbolu Kulübünde Bırakacak Faal Futbolcular Derneği... bizimkiler (Bizimkiler'in çeşitli duyuruları...) Ömer Faruk Abi'nin iddiası; "-Fatih Terim, Milan-Liverpool maçındaki yorumları için televizyonla kelime başına anlaşmış... Spikerden çok konuşmasının sebebi buymuş..." Recep Çetinel Abi'nin maili; "-Yalova'da voleybol turnuvaları başladı... Yalova Özel Hizmet ile Güvenlik arasındaki maçta güvenlik ekibi Sedat Hoca'yı da yanına almasına rağmen 3-0 mağlup oldu. Yenilgiye doyamayan güvenlik ekibi maçın tekrarını istedi..." Emin'in SSK ricası; "-Sağlık karnemdeki 'soyisim tashihi' işini halledecek yetenekli arkadaşlar aranıyor..." temelin yeri Temel'le Dursun Titanic'te saklambaç oynuyormuş... Dursun ebe olmuş... O sırada Titanic buzdağına çarparak batmış... Temel suda çırpınırken Dursun boş bir filika ile hayatta kalanları kurtarmaya çalışıyormuş... Suda çırpınan Temel yardım istemiş, ama kurtarıcının Dursun olduğunu görünce sobelenmemek için kafasını suya sokmuş... Uçağın sağ kanadı yanınca pilot Temel anons etmiş; "-Kaptanınız Temel konuşuyor; sakın telaş etmeyin..." Aradan beş dakika geçmiş, sol kanadı da yanmış; "-Kaptanınız Temel konuşuyor; sakın telaş etmeyin..." Uçak düşmeye başlamış Temel son anonsu yapmış; "-Kaptnınız Temel konuşuyor; şimdi atlayabilirsiniz..." Temel bankayı aramış ve müşteri hizmetleri ile ilgili konuşacağını, bir şikayette bulunacağını söylemiş... Hemen yetkiliyi bağlamışlar, Temel anlatmaya başlamış; "-Hanımefendi param kalmadığını söylemişsiniz satıcılara... Nasıl olur, elimde daha bir sürü çek var..."