> bizimkiler... Hüseyin, robot tanıtımı için aldığı referansı aramış... Telefona çıkan kadına kocasını sormuş; Kadın demiş ki; "-Kosova'da kendisi... Akşama gelir, sabah gider..." "Sonra bir daha ne zaman gelir" diye tekrar sormuş... Kadın "Akşam yine gelir, sabah yine gider..." Şaşırmış, kem-küm etmiş, uzun süre durum açıklığa kavuşmamış... Meğer adam Kosova Et Lokantası'nda çalışıyormuş... *** Göksel, arkadaşı ile lüks bir restorana yemek yemeye gitmiş... Son derece kibar bir şekilde arkadaşını sandalyesine oturtmuş ve yerine geçmiş... Lokantanın fonda çalan klasik müziği eşliğinde garsonu çağırmış; "-Bize fikstürü verir misin?... *** Köfteci Ramazan Abi, tatile giderken, Sarıyer'deki Murat Abi'ye; "Evdeki çiçekleri sular mısın" ricasında bulunmuş... "Ne demek abi" deyip, 15-20 gün boyunca Ramazan Abi'nin evine gitmiş... Ramazan Abi gelmiş ki, evin tabanı suyla kaplanmış... Meğer evdeki dört tane yapma çiçeği de sulamış... ------ > S.Ö.Z. der ki; "Beni nasıl buluyorsun"; "Beni öv" demenin gerçek anlatımıdır... (...İlker Yasin'in dediği gibi "Muhdeşem S.Ö.Z.leri...) ------ > bizim ora... Yine Dadaş'ın biri şehre inmiş... Bir parkta, "ÇİMENLERE BASMAYIN" levhasını görmüş... Sağına soluna bakınıp, söylenmiş; "-Gardaş kim çimir ki basak?..." ------ > tuzaktan kumanda (SHOW - Aşkım Benim...) ECE ERKEN: Mahmut Abi; programımız kadın-erkek ilişkileriyle ilgili... Sen evlilik öncesi ilişkiyi onaylıyor musun?... MAHMUT TUNCER: E herhalde yani... Kavun mudur ki; koklayıp alasın... *** (STAR - Telegol...) SERHAT ULUEREN: Ama duyduğum; Beşiktaş'a verilen cezanın geri alınacağı... ADNAN AYBABA: Herhalde abi... Dünyanın hangi Avrupa'sında görülmüş böyle bir şey?... ------ > gündemin kırıntıları... Dünyaya daha zeki bir insan soyu gelecekmiş... Bir yerde geriye dönüş olacaktı zaten... ------ > hayata dair... (...Hayatın çelişkisini yakalayan sözler...) * Winston Churchill: Dünyada ortalıkta dolaşan bir sürü berbat yalan var, en kötüsü de yarısının doğru olması... * Georg Hegel: Tarihten aldığımız ders, tarihten ders almadığımızdır... * Doly Parton: Bu kadar ucuz görünmenin, ne kadar pahalıya mal olduğuna inanamazsınız... * Kennedy: ABD, yerinde saymak için bile çok hızlı ilerlemelidir... * Margaret Mead: Bir eşiniz daha olmadığını asla unutmayın... Tıpkı diğer herkes gibi... * Alan Bennett: Çok sıkı bir şekilde denetlendiği sürece özgür ifadeden yanayım... * Niels Bohr: Kuantum fiziği kafanızı karıştırmadıysa onu tam olarak anlamamışsınız demektir... * W. Somerset Maugham: Emin olduğum tek bir şey varsa, o da insanın emin olabileceği çok az şey olduğudur... * Elisabeth Marbury: Arkadaşlarınız ne kadar zenginse, o kadar pahalıya patlar... * Napolyon Bonaparte: Aşkta zafer kazanan, kaçıp giden erkektir... * Charles Bukowski: Tabii ki bir insanı sevebilirsiniz, eğer onu yeterince tanımıyorsanız... * Soren Kierkegaard: Mükemmel aşk, insanın kendisini mutsuz edecek kişiyi sevmesidir... * Lionel Strachey: İstediğin kadını elde etmenin cezası, onu elinde tutmak zorunda olmandır... ------ tebeşir tozu "-Hoşnutsuzluk; bir insanın ya da ulusun gelişmesindeki ilk adımdır..." (...Oscar Wilde) ------ bugünün buluşu * Cevap hakkı doğduğu için ismi geçen kişinin yayına bağlanması istendi... (14.09.1989) ------ > itiraf reyonu... (isim: f.b... şehir: istanbul... yaş: yirmiüç...) İster dalgınlık deyin, ister saflık. Ama son günlerde bende bir acayiplik olduğu kesin... Metro istasyonlarındaki amatör müzisyenlere kafayı fena halde takmış durumdayım... Yine büro yollarındayım, olay mahali Taksim metro istasyonu... Merdivenlerden indim, karşımda 45-50 yaşlarında, saçları hafiften ağarmış, Türk sanat müziği sanatçılarına benzeyen bir adam... Elindeki mikrofonu ağzına dayamış, bekliyor... "Heralde ses denemesi yapıyor, birazdan eski şarkılardan bir demet sunacak" dedim kendi kendime... Adam ne yaptı biliyor musunuz?... Mikrofonu ısırdı... Sonra ne yaptı?... Bir daha ısırdı... Bir daha, bir daha... Dondurmaymış meğer... (omer.soztutan@tg.com.tr itiraf edin, rezil edelim...) ----- > temelin yeri Dursun park ettiği yerde arabasına vurulduğunu görünce çevrede kendisine bakanlardan birine sormuş; "-Ne yapacağız şimdi?..." Seyreden genç grup kendisiyle dalga geçmek için "Bir şey olmaz abi" demiş; "-Egzozun içine üfleyince düzelir..." Dursun egzoza doğru eğilmiş ve üflemeye başlamış... O sırada Temel gelmiş... Dursun durumu anlattıktan sonra, -Üflüyorum ama hiç düzelmedi... "Deli misin bu asla olmaz" demiş Temel; "-Baksana bütün pencereler açık..." *** Temel'le Dursun otobüs beklerken tanışmışlar... Nihayetinde Temel sormuş; -Sen kaç numaraya bineceksin?... "-4 numara... Ya sen?..." Dursun 6 numara ile gideceğini söylemiş... Sonra karşıdan gelen otobüsü görünce ikisi birden söylenmiş; "-Aaa... Bak 46 numara geliyor... Hadi ikimiz birden binelim..." ------ > nostalji... Anlatılan o ki; formula için İstanbul'a gelen Maradona, uçakla ülkesine dönerken bir Fenerbahçeli iş adamı yanına oturmuş... Ordan burdan konuştuktan sonra iş adamı Maradona'ya sormuş; "-Fenerbahçe'yi tanıyor musunuz?..." Maradona "Hayır tanımıyorum" demiş; "-Galatasaray'da mı oynuyor?..." ------ > sanatik kritik "-Siz hiç evlere, sipariş üzerine dikilmiş perdeleri getirenin ve onları asanın bir kadın olduğunu gördünüz mü?..." (...Kadir İnanır) ------ > politik kritik "-Bize sağı tutuyor solu tutuyor demesinler diye bir ondan bir ondan yapmak suretiyle infazları hemen onaylıyorduk..." (...Kenan Evren) ------ sportik kritik "-Benim başarılı olmam yerli hocaların önünü açacaktır... Ama ben yukarı çıkarken, bazıları paçalarımdan çekiyor..." (...Rıza Çalımbay) ------ Şifa Yemek Öğle Menüsü * Havuç Çorbası... * Piliç Döner / Fırın Piliç... * Sade Pirinç Pilavı... * Ayran... ------ > erdoğan'ın alfabedeki "yat yat uyu" sözlerini, "oku oku çalış" şeklinde değiştirdiklerini söylemesinden bir "gündemin kırıntıları" bile çıkmadı... benzin fiyatları konusunda bize yazılacak hiçbir şey kalmadı, zaten yıllardır aynı şey... biliyorsunuz rafet'in "benim ağzımı açtırmasın" tehditleri başlı başına bir roman oldu artık... marka olan hülya avşar'ın boşanma olayına "şirket bölündü mü" esprisi iyi giderdi ama, onu da basit bulduk... bir ara hakan şükür'ün bundan sonra atacağı ilk golden sonra "atılacak başlıklar" geldi aklıma, zaman yoktu... erman toroğlu'nun yorumları, zavallı ümit karan'ın gollerinin kıymetini düşürdü... karadeniz - paradeniz benzetmesi ile gökdeniz olayına değinmeyi düşündük, ayıp olur diye vazgeçtik... rıza'yı önemli malmö maçı öncesi rahat bırakalım dedik... e geriye de bunlar kaldı...