bizimkiler

A -
A +
bizimkilerbizimkiler Haftanın olayı; Sırrı'nın cep telefonunu kaybetmesi... Evde her yeri arayıp telefonu bulamayınca, hanımın telefonundan kendini çaldırması... Sesi takip edip, telefonu çamaşır makinesinden çıkarması... Yok canım, makine çalışsa telefon çalışır mı hiç?... tebeşir tozu "-Aklından nasibini almayanlarla geçinebilmek aklın zaferidir..." (...Voltaire) *iğnelik...OBEZİTE Nasıl obez olunur, Târifini görelim... Hem de kolay bulunur, Bir reçete verelim... ... Ayaküstü hamburger, Sonra bir galon kola! Lolipop, bon bon şeker; Al cipsini düş yola! ... Atıştır acı sosu; Pizza, ketçap, mayonez! Başardınız doğrusu, İşte oldunuz obez! (...Sefa Koyuncu) SÖZ'ün gelimi... Yaşlıca adam, torunu ile konuşuyormuş: "-Aah aah evladım, işte böyle... Bu memleket hiç bu hale düşecek bir vatan mıydı?... Bak şimdi herkes tedirgin... İnsanlar yarın başına ne geleceğini bilmiyor... Oysa bir zamanlar ne güzel huzur içinde okur, rahat rahat işimize gidip gelirdik..." Torunu sormuş; -Peki dede siz hiçbir şey yapmadınız mı?... Hiç sesini çıkaran olmadı mı?... "Olmaz mı evladım" demiş dede; "-Bize gelen bütün mail'leri hep forward'ladık..." (...Hadi Ermiş'in "Ne tarafa çekerseniz" başlıklı çalışması) RAKAMLARLA DEMEÇLER (...Hangisi cinayet sebebidir) % 20: F.Bahçe Sevilla'yı elesin programa bikinili çıkacağım... % 20: Bana bir çip verin, dünyayı yerinden oynatayım... % 20: Kevin Costner bana darılmazsan adam değilsin... % 20: Ancelotti bana hikaye anlatmasın... % 20: Chelsea'de yıldız topçu yok... tuzaktan kumanda (...SHOW-Pazar Keyfi) İBRAHİM TATLISES: Burada gömlekleri ucuza satacağım ama kebapları değil... Kebabın outlet'i olmaz... Xxx (...STAR-Ana Haber) UĞUR DÜNDAR (Paris Hilton'u anlatıyor): Şimdi de Fransa'dan gelen bir hanımın İstanbul'da neler yaptığına bakalım... Xxx (...KANAL D-Beyaz Show) BEYAZIT ÖZTÜRK: Yüksek Sadakat grubunun ismi nerden geliyor?... GRUP ÜYESİ: Müziğe duyduğumuz sadakatin ifadesi... BEYAZIT ÖZTÜRK: Abi, daha birinci albümde gruptan iki kişi ayrılıp, gitmiş... Bu nasıl yüksek sadakat?... hayata dair... Sevgi sizi çağırınca, onu takip edin, Yolları sarp ve dik olsa da... Ve kanatları açıldığında, bırakın kendinizi, Telekleri arasında saklı kılıç, sizi yaralasa da... Ve sizinle konuştuğunda, ona inanın, Kuzey rüzgarının bir bahçeyi harap edişi gibi, Sesi tüm hayallerinizi darmadağın etse de... Çünkü sevgi sizi yücelttiği gibi, ipe de gerer... Sizi büyüttüğü ölçüde, budayabilir de... ... En yükseklere uzanıp, güneşle titreşen en hassas dallarınızı okşasa da, Köklerinize de inecek, ve onları sarsacaktır, Toprağa tutunmaya çalıştıklarında... Mısır biçen dişliler gibi sizi kendine çeker; Çıplak bırakana kadar döver, harmanlar; Kabuklarınızı, çöplerinizi ayıklar, eler... Bembeyaz olana kadar öğütür sizi; Esnekleşene kadar yoğurur... Sevgi bütün bunları, Kalbinizin sırlarını bulasınız diye yapar... ... Sevgi hiçbir şey sunmaz, sadece kendisini, Hiçbir şey kabul etmez, kendinde olandan gayri... Sevgi sahip çıkmaz, sahiplenilmez de; Çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir, tümüyle... Sanmayın yön verebilirsiniz sevginin akışına, Çünkü sevgi, yolunu kendi çizer, sizi değer bulduğunda... Sevgi bir şey istemez, tamamlanmaktan başka... (...H.Cibran) S.Ö.Z. der ki; "-Bugünkü kalkışlar, dünkü çöküşlerin sayesindedir..." (...Sadece müthiş S.Ö.Z.leri) Temel'in yeri Dedesinin çiftliğine tatile giden küçük Temel'e dedesi kuyudan bir kovaya su doldurma görevi vermiş... Temel kovayı alıp, kuyunun başına gitmiş... Tam kovayı kuyuya indirmiş ki, kuyudan yukarı doğru bakan iki iri göz... Bir anda kovayı yere atarak eve kaçmış... Dedesi küçük Temel'i kovasız görünce sormuş; "Ne oldu, kova nerede?..." Temel nefes nefese, bağırarak; "-O kuyudan ben su dolduramam dede... Kuyuda büyük bir timsah var..." -Aman yavrum niye korkuyorsun... O timsah uzun senelerdir orada yaşar, çok uysaldır, kimseye zararı dokunmadı... Sen öyle korkunca, o senden daha fazla korkmuştur muhakkak... Hadi, git de suyu doldur gel... "-Eğer o da benim kadar korktuysa, o kuyudaki suyu bir daha hiç kullanamayacağız demektir..." kritik "-Bir sabah programı teklifi aldım, düşündüm ve 'hayır' dedim... Çünkü 'maydanozları doğradık, nohutları da haşladık, şimdi de bilmem kim türküsünü söylesin'in ötesine geçmek istiyorum..." (...Gülben Ergen) "-İtalya'da 30 yıl boyunca Borjiyalar vardı... Yani savaş kıyım, cinayet... Ama Michelangelo, Leonardo ve Rönesans aynı dönemde var oldular... Oysa İsviçre'de kardeşlik, 500 yıllık demokrasi ve barış vardı... Ama ne üretebildiler?... Sadece guguklu saat..." (...Üçüncü Adam filminden) bizimkiler
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.