bizimkiler

A -
A +
bizimkiler bizimkiler Yer: Cağaloğlu... Ortam: Yeni alınan bir CD seyredilmektedir... Söz: İlk yarısı bitti, çevirsene CD'nin arkasını... ... Yer: Holding Binası... Ortam: Futbol Extra'nın yeni sayısına başlanacaktır... Söz: 15 Eylül ayın kaçına denk geliyor arkadaşlar?... ... Yer: Sabah binası... Ortam: Televizyondan maç yorumu yazıyor... Söz: Kafa o kadar dalmış ki; TRT'deki "Nostalji Futbol"daki maçı yazmışım meğer... Temel'in yeri Dursun, arabasının yamulmuş kaportasına bakarken mahallenin gençleri takılmak için tavsiyede bulunmuş; "-Egzozdan üfle şişer orası..." Dursun eğilmiş egzozdan üflemeye başlamış, tam o sırada Temel gelmiş... Dursun olanları anlatınca, "Olur mu öyle şey" demiş Temel; "-Asla öyle bir şey olamaz... Baksana pencereler açık..." tebeşir tozu "-Birini taklit etmek, onu övmenin en samimi şeklidir..." (...Colton) *İğnelik... DEBİ Şiir bildim bileli, Ölçülü söz demektir... Vezinli kafiyeli, Ma'nâlı öz demektir! Mısraların terkibi, Anlamla düşerse denk... Hece aruz tertibi, Şiire verir ahenk! Kıvâmını bulursa, Şiir çağlar su gibi... Lirizmi de olursa, Vurur tavana debi! (...Sefa Koyuncu) kritik "-Oruç denilince niye akla Hakan Şükür gelsin ki?... Ben çocukken de tutardım, ama bunun bilinmesini istemedim... Bir erkeğin iki şeyi gizli olmalı; özel hayatı ve ibadeti..." (...Sergen Yalçın) kadınlar & erkekler Kadının biri yanına bir arkadaşını da alarak karakola gitmiş ve kocasının kayıp olduğunu bildirmiş... Komiser kadından kocasını tarif etmesini istemiş... Kadın "Tabii" demiş; "-35 yaşında, 1.85 boyunda, atletik yapılı, kahverengi ve dalgalı saçları, mavi gözleri, insanın içini ısıtan bir ses tonu ve çocuklara karşı inanılmaz bir sevgisi var..." Yanındaki arkadaşı şaşırmış, "Aaaa sen ne diyorsun?... Senin kocan 45 yaşında, 1.65 boyunda, şişman, kel, sesi çok kalın ve çocuklardan nefret eder..." Kadın hiç istifini bozmamış: "-İyi de, onu geri isteyen kim?..." (...Gökhan Aksoy'dan) tuzaktan kumanda (...LİG TV - Maraton) ERMAN TOROĞLU Burada bayağı bir defans hatası var hocam... Bu pozisyonda hakeme fazla bir bo... Fazla bir halt düşmüyor... ŞANSAL BÜYÜKA: Biple hoca biple... *** ŞANSAL BÜYÜKA: Colin Kazım'ın hafta içinde bazı açıklamaları olmuştu... ERMAN TOROĞLU: Şunu unutmasın burası İngiltere değil hocam. Orada Hyde Park'a girersin, Başbakan dahil herkese sallayabilirsin. Burada sallarsan içeri girersin... SÖZ'ün gelimi Son zamanlarda adres çubuğumuza yazdığımız bir çok linke erişimimiz, artan bir ivmeyle engellenmektedir. Teknolojideki bu gelişime duyarsız kalmak ancak kafasını kuma sokan devekuşu ile örneklenebilir herhalde... Her geçen gün bir takım bahanelere dayandırılarak ardı ardına alınan mahkeme kararlarıyla ket vurulan, aslında özgürlüklerimiz ve geleceğimizdir. İnternet, artık faydaları kenara itilen ve sadece zararları ön plana çıkartılan bir alan haline gelmiştir. Ne yazık ki dünyada milyonların bu sektöre kayıtsız kalmayıp ülke ekonomilerine bu yolla büyük katkılar sağladığını düşünecek olursak; ülkemizde internetin suçla özdeşleştirilmesine ve bu çaba içerisinde olanlara "Dur" demek istiyoruz. Tabii ki toplum için suç teşkil eden unsurların internetteki yansımalarına bir takım kısıtlar getirilmelidir. Fakat; yasaklama çılgınlığı öyle bir noktaya geldi ki, hazırlanan belirsiz ve gevşek kanun maddelerine dayanılarak alınan mahkeme kararları artık "suç unsuru" algısının kime göre olduğu sorusunu zihinlerde uyandırmaya başlamıştır. İki bakanlığın emrine verilen ve görevlerinden sadece birini oluşturan bilgi ve iletişim teknolojileri konusunu, yeni bir teknoloji bakanlığı kurularak ehline devredilmesini ve ülkemizde bu yönlü bir kalkınma hareketi başlatılmasını istiyoruz. İnternetin çok yönlü özellikleri dikkate alınmadan sadece basın yayın aracı olarak ele alınması ve buna göre düzenleme yapılması çok büyük sakıncalara neden olmaktadır. (...Miraç Palabıyıklar'ın endişeleri Hoca Nasreddin bir gün! Bu da düşünüyor Hoca alışverişe, Gider bir gün pazara. Küçücük ve rengarenk, Bir kuş görür bir ara ... Ancak kuşun fiyatı, Çeker çok dikkatini. Zira "oniki altın", İster ona sahibi. ... Hemen kendi kendine, Düşünür ki o anda: "Hayret, kuş fiyatları, Fırlamış ne kadar da. ... El kadarcık bir kuşun, Fiyatı buysa eğer, Bizim baba hindiye, Kim bilir ne verirler? ... Böyle fırsat, bir daha, Ele geçmez" der hemen. Oradan eve gelir, Hiç vakit geçirmeden. ... Koca baba hindiyi, Alarak bir eline, Koşup gelir tekrardan, Yine pazar yerine. ... Ancak evdeki pazar, Çarşıdakine uymaz. Hindiye, "on akçe"den, Bir fazla veren olmaz. ... (Yahu) der, (Bu ne iştir, Almıyor bunu aklım, El kadar kuşcağıza, Verirler nice altın. ... Halbuki bizim hindi, Ondan büyük kat be kat. Bu kuşa, üç beş akçe, Vermiyor kimse fakat.) ... Derler ki: (Ama Hocam, O kuş papağandır ki, Marifetli bir kuştur. Konuşur insan gibi.) ... Onların bu sözüne, Hoca kızar bu sefer. (O kuş konuşuyorsa, Bu da, düşünüyor) der. (...Serdar Uyan) Bir film diyaloğu! "-Aşkım duyduklarına inanma gördüklerinin yarısına inan..." (...The Truman Show filminden) S.Ö.Z. der ki; "- Çalıştığı işten para dışında bir şey almayanlar zarardadır..." (...Hayata bağlayan, motive eden, hırslandıran müthiş S.Ö.Z.leri) bizimkiler
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.