Büyükşehir çalışıyor...

A -
A +

Uzun ayrılıklar korkutmuştur beni hep... Gitmekten, gidip de dönmemekten değil; döndükten sonra bıraktıklarımın yerinde olmama ihtimalinden... Alıştığım çevreden ilk uzun ayrılığı askere gittiğimde yaşamıştım... İlk mıntıka temizliğini, "Döndükten sonra Boğaz Köprüsü'nü yerinde bulamayacağım" korkusuyla yaptım... İlk çarşı izninde "Maraş'ın caddeleri Eminönü'ne ne kadar da benziyor... Ama gidince Eminönü olmayacak ki" gibi hisler taşıyordum... -Askerlik bitince otogardan Fatih'e giden minibüs hatlarının yeni durağı neresi olacak acaba?... Ah İstanbul... Ben yokken değişme ne olur?... Değişmedi İstanbul... Hiç değişmedi... Yazının gidişatı size, "insan-şehir dostluğu"nun tatlı bir nostaljisi gibi geliyor değil mi?... Öyle değil halbuki... İstanbul ben istemedim diye değişmedi değil... Geçmişe bakın siz de benim gördüğümü göreceksiniz; Benim gözlerim bu memlekette hafta sonu eve giderken görmediği köprüyü, hafta başı işe giderken gördü ya; helal olsun onlara... Öyle ki; artık yanlış yapıldığını görse bile; bir şeyler yapıldığını görmek bile mutlu ediyor insanı... Nelere hasret kalmışız yahu?... > Tuzaktan kumanda... (...ATV - Santra) AHMET ÇAKAR: Fatih Tekke'yi mi alırsın, İtalya gol kralı Luca Toni'yi mi?... KAZIM KANAT: Fatih Tekke'yi?... AHMET ÇAKAR: Fatih Tekke'yi mi alırsın Henri'yi mi?... KAZIM KANAT: Henri'yi... AHMET ÇAKAR: Fatih Tekke'yi mi alırsın, Crespo'yu mu?... KAZIM KANAT: Fatih Tekke'yi?... AHMET ÇAKAR: Tuncay'ı mı alırsın Drogba'yı mı?... *** AHMET ÇAKAR: G.Birliği'ndeki zenci futbolcular ancak Afrika'da UNİCEF'in reklam filminde oynarlar... Bana kimse hikaye anlatmasın efendim... *** KAZIM KANAT: Ahmet Çakar, Ahmet Çakar... Dinle bi dakka... AHMET ÇAKAR: Bana kısaca Ahmet de... Ahmet Hoca da diyebilirsin... Beni harcadın bu gece Kazım... Sana kırgınım... Hem de kırgın kere kırgınım... KAZIM KANAT: Ruh sağlığın yerinde mi hocam?... Şekerin var senin?.. > Temel'in yeri... Temel yeni uzman olmuş ve kasabada muayenehane açmış... Birkaç gün sonra biri gelmiş, Temel'i doğuma çağırmış... Ertesi gün eve dönen Temel'i Fadime merakla karşılamış; -Nasıl geçti?... "-Ah sorma, iyi değil... Çocuk ters geliyordu... Forsepsle almak zorunda kaldım... Fakat bir türlü çıkmadı, parçalandı... Bir saat sonra da annesi öldü..." -Vah vah, zavallı baba kim bilir ne kadar perişandır?... "-O da öldü..." -Anlayamadım... Nasıl o da öldü?... "-Forsepse dayanmış, bütün gücümle çekiyordum... Çocuğun bacağı kopunca bütün ağırlığımla arkaya düştüm... Adamcağız arkada duruyormuş... Başı duvara çarptı, beyin kanamasından öldü..." Bir hafta sonra Temel'i yine doğuma çağırmışlar... Geç saatte yorgun argın dönmüş, Fadime sormuş; "-Doğum nasıl geçti?..." Temel cevap vermiş; "-Gelişme var karıcığım... Bugün babayı kurtardım..." > Ayaküstü... Bu da olmazsa, ben ne olayım?.. Milli Takım Ourelio'nun golüyle galip gelir: Gazeteler; "-Türk gibi kuvvetli: 1-0..." > Bizimkiler Gazetede robot tanıtım hikayelerini okuyunca aklıma geldi... Aldığımız referans doğrultusunda Mecidiyeköy'de bir demoya gitmiştik... Aletleri çıkardık ve evin içinde müthiş bir gösteri yapmaya başladık... Bir yandan da robotun özelliklerini anlatıyorduk... "Eee ne düşünüyorsunuz" diye sorduğumuzda amca şöyle dedi; "-Evladım kusura bakma ben görmüyorum... Oğlum şimdi gelir..." > 16.08.1958 * İlk kez rüzgarlı havada küller uçmasın diye peçete ıslatılıp kül tablasına konuldu... > politik kritik "-Halep ordaysa, çarşı, piyasa burada... IMF'ye verip veriştiriyorlar, daha önce alınmış borçlar var. 'Seni tanımayacağız mı' diyeceğiz... Biz ihtilal hükümeti değiliz ki, borçlarımızı ödemeyelim... Yol yürümekle, borç ödemekle tükenir..." (...Tayyip Erdoğan) > sportik kritik ."-Geçen hafta yenildik hiç hakemi tartışmadık, kalkıp tebrik ettik... Temiz bir maç yönetti gitti... Ama Cem Deda farklı... Adamın babası hakem, oğlu hakem, torunu hakem, kardeşi hakem, çete olmuş bunlar... Söylenecek başka bir şey yok..." (...Nuri Albayrak) > sanatik kritik Yok sanatmış, yok güçmüş, starlıkmış bilmem ne?... Valla benim şanla şöhretle ilgim yok... Ben size iyi geldiğimi hissettiğim anda kendimi mutlu hissediyorum hepsi bu..." (...Sezen Aksu) > ? Bugünün gündemi... > Tigana'nın teknik direktörlük kariyeri masaya yatırılacak... > Sergen, "Bensiz Beşiktaş'tan bi cacık olmaz" diyecek... > Beşiktaş idmanları ikinci bir talimata kadar basına kapatılacak... > Yönetimden, "Hocamızın ve kürdanının arkasındayız" açıklaması gelecek.. > S.Ö.Z. der ki; "-Mutluluk da aşk ve para gibi peşinde olmayanları arar bulur..." (...Köşe bucak kaçarken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) > ? tebeşir tozu Politika kansız savaş, savaş ise kanlı politikadır... (...Mao) > kadınlar & erkekler (Kedi nedir, ne değildir?...) -Kedi canı ne isterse yapar... -Kedi sizin sözünüzü pek dinlemez... -Kedinin ne yapacağı önceden kestirilemez... -Sizin yalnız olmak istediğiniz anlarda kedi oynamak ister... -Sizin oynamak istediğiniz anlarda kedi yalnız olmak ister... -Kedi her miyavladığında ilgilenmenizi ister... -Kedinin ruh hali çok değişkendir... -SONUÇ: Kediler yumuşacık tüylerin altına saklanmış kadınlardır...- *** (Köpek nedir, ne değildir?...) -Köpek evde gözüne bir yer kestirir ordan onu kaldırmanın imkanı yoktur. -Köpek içeriki odada bir cips pakedi açsanız sesi duyar, ama aynı odada siz ona bişey söylediğinizde duymaz... -Köpek aynı anda hem aptal hem sevimli görünebilir... -Köpek siz mutsuzsanız ulumaya başlar... -Siz oynamak istediğinizde köpek de oynamak ister... -Siz yalnız kalmak istediğinizde köpek yine de oynamak ister... -Köpek eşyalarını her tarafa bırakır... -Köpek sizinle tanışır tanışmaz hemen ilgi bekler... -SONUÇ: Köpekler yumuşacık tüylerin altına saklanmış erkeklerdir...- (...BluE_ClouD) > osman: alo... osman size bir titreşim gönderdi!... ana-lolani: artık çok geç... osman: ne için çok geç... ana-lolani: tost seçimi için osman: dünkü geçerlidir... bilgiler güncellenene kadar bir önceki geçerli... ana-lolani: gerçi dün ne yediğimizi de hatırlamıyorum ama kavurmalı söyledim işte... osman: tamam, oydu... geldi mi bari... ana-lolani: gelecek... tgrt'nin tostçuları hızlı... bu konuşmayı uzat biraz çerçeve yazısı lazım... osman: ercan burda çayları şimdiden söyledim... ana-lolani: albay'ın odada buluşalım, bir çeyrek de onun var... osman: aslında dünkü tost güzeldi, sen neli söylemiştin?... ana-lolani: kavurmalı tost aynı zamanda pul biberli olacak... albay'ın seçimi... osman: düz kavurmalı değil mi?... ana-lolani: ve domates galiba... osman: biber var mı içinde?... ana-lolani: yok... osman: niye yok?... ana-lolani: istemedik ki... osman: domates var biber yok enteresan...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.