Çocukları eskiden okula göndermek kolaydı... Cebine üç-beş kuruş koyup, "Terli terli su içme" dediniz mi, velilik görevinizi yerine getirmiş olurdunuz... Şimdi depremi de düşünmek zorundasınız... Bu rehberi çocuklara öğretmeden evden çıkarmayın... Aman haa... H Sınıf başkanı seni tahtaya yazdığı zaman ve öğretmen tek ayak üstünde durma cezası verdiği zaman sakın ola ki havadaki ayağını duvara yaslama yavrum... Ne olur ne olmaz... H Alarm çaldığı zaman sıranın altına ilk giren kazanır yavrum... Çünkü bir sırada dört kişi oturuyor. Otururken sıraya sığılır ama altına girerken bir kişiyi zor alır... H Aman yavrum; koridorda yürürken, merdivenlerden inerken, tahtaya kalkarken parmak ucuna basarak yürü... Yere cetvel metvel düşürme... Hem kendini, hem arkadaşlarını düşün... H Yavrum gözünü seveyim; okulun duvarına dayanarak "uzun eşek" falan oynamayın... Saklambaçlarda sobelerken duvara hızlı vurmayın... Kaleyi duvar yaptıysanız ya iyi bir kaleci bulun, ya da uzaktan şutlarla gol aramayın... H Beslenme çantana düdük, el lambası, bisküvi falan koydum... 12 kitap, 7 defter, 1 atlas, boya takımı, patates baskısı, pergel ve kalem kutusu ile birlikte taşımak zor olacak ama, idare et yavrum... H Biliyorsun eskiden okulu kırdığın zaman çok kızardım sana... Ama şimdi dengeler değişti... Devamsızlık hakkını sonuna kadar kullan... Okulda ne kadar az kalırsan, ailemizin geleceği için o kadar iyi... H Yavrum ben milli eğitim, valilik, emniyet ve okul yönetimine dersleri Büyük Postane, Ayasofya ve Edirnekapı Surları'nın kenarında yapmanız için bir teklif verdim... Bu konuda diğer velilerden imza da topladım. Belki de yakında korkmamız gereken bir şey kalmayacak... H Haa bu arada... Gerçi o kadar önemli değil ama... Terli terli su içme yavrum... Zamane bedduaları... H Her gün tehdit alasın... Önce hüplet, sonra gümlet kutusunu saldırıya uğradım sanasın... Müslüm Baba olasın... H BBG evindeki yarışmacılığın, televizyonun kapalı olduğu döneme denk gele... Adın bile duyulmadan yarışma bite... H Sana hiçbir şey demiyorum... Cumhurbaşkanlığı'ndan onaylı bir evrak lazım ola... Köşk'ün yollarını aşındırasın e mi... AYAKÜSTÜ Elektrikler gidip geliyor... Halk tedirgin... Binlerce kişi asansör ve metrolarda rehin... Amerika her türlü ihtimali göz önünde tutuyor... Bakalım kabak hangi ülkenin başına patlayacak?... İbibik... Bu yaz sıcaklarında, kış soğuklarını düşünmek k-ömür törpüsü... Politikacılar, neden hep Al-kış uykusunda... Bush'un ülkesinde insanlar mutsuzmuş... GAM-ERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ... İSKİ denince akan sular durur... (İbrahim Ormancı Show) RAKAMLARLA SİGARA Türk halkı sigara ile kaç yaşında, hangi sebeple tanışıyor?... Â 5 yaşında, küllükte unutulan sigarayı yiyerek tanışıyor... (Yüzde 15) Â 15 yaşında "Bir taneden bir şey olmaz" diye tanışıyor... (Yüzde 45) Â 22 yaşında "Askerlik de bitti, erkekliğe son adım kaldı" diye tanışıyorlar... (Yüzde 10) Â 30 yaşında "Sigaraya başlarsam fazla kilolardan kurtulurum" diye tanışıyor... (Yüzde 30) Â 40 yaşında günün stresinden TEKEL'i zengin ederek kurtulacaklarını zannederek tanışıyor... (Yüzde 5) Â 50 yaşında "Bayramdan bayrama" diye tanışıyor, o günden sonra her günü bayram oluyor... (Yüzde 5) Türk halkı sigara ile kaç yaşında, hangi sebeple tanışıyor?... Â 5 yaşında, küllükte unutulan sigarayı yiyerek tanışıyor... (Yüzde 15) Â 15 yaşında "Bir taneden bir şey olmaz" diye tanışıyor... (Yüzde 45) Â 22 yaşında "Askerlik de bitti, erkekliğe son adım kaldı" diye tanışıyorlar... (Yüzde 10) Â 30 yaşında "Sigaraya başlarsam fazla kilolardan kurtulurum" diye tanışıyor... (Yüzde 30) Â 40 yaşında günün stresinden TEKEL'i zengin ederek kurtulacaklarını zannederek tanışıyor... (Yüzde 5) Â 50 yaşında "Bayramdan bayrama" diye tanışıyor, o günden sonra her günü bayram oluyor... (Yüzde 5) TEMEL'İN YERİ Temel doktora gitmiş... Muayeneden sonra doktor "Deniz kenarında bir ay tatil" demiş... Sinirli sinirli çıkmış hastaneden... "Ne oldu" diye sormuşlar... "-Bu doktor deniz kenarında bir ay tatil verdi... Ben zaten deniz kenarında oturuyorum... Başka bir doktora gideceğim, belki daha iyi bir şey verir..." O günden bugüne neler değişti?... Bilim adamları değişti Kafalar aynı... Genelge değişti Yasalar aynı İnsanlar değişti Tasalar aynı Müteahhitler değişti Kasalar aynı Okullar değişti Masalar aynı Hükümetler değişti Masallar aynı... BİZİMKİLER BİZİMKİLER'i nasıl tanırsınız? Â Adnan Abi; Kapıları mendille açar, asansörün düğmesine başkasının basmasını bekler... Kendi el çantasını bile peçete ile tutar... Serviste 10 kişi ayakta kalsa bile Adnan Abi, iki kişilik koltukta tek başına seyahat eder... Kimseyle, öpüşmez... Karşıdan karşıya geçerken önce sağa, sonra sola, tekrar sağa, yeniden sola, sağa sola, sağa sola, sağa sola bakıyorsa Adnan Abi'dir... Â Ahmet Abi; Her şeyi programlıdır... 10.00: işe geliş, 10.10: Gazeteleri kurcalama ve "Cık cık cık bu ne biçim haber" (Pek müşkülpesenttir) 11.10: "Sayfa maketleri gecikmesin ha!" hatırlatması, 12.00: Yemek, 12.30: Çay ısmarlayan yok mu?... 13.20: Haydi abicim çalışalım, 14.00: Bulmacadaki tashihlerin fırçası, 17.00: Küçük Söztutan, yazılar nerede kaldı?... Fizik olarak, gömleğin en üst düğmesi ilikli ve mevsim tanımaksızın yelek varsa o, Ahmet Abi'dir... Â Hayrettin Abi; Ayın 30 günü perhizdedir... Ama kalan bir günde, hepsinin acısını iki tencere makarna ile çıkarır. Karıncaların en emniyette olduğu yer Hayrettin Abi'nin çevresidir, incitmez... Bilinen en büyük özelliği girişte yazdığımız konu olup, fazla kilolardan bahsedince karnını içine çekişidir... Adnan Abi'nin dolmuşuna gelip, akupunkturla zayıflama fikrine meyillidir... (Not: Devam edecek... Gülenlere de bir gün sıra gelecek...)