Düzenlenecek yeni kampanyalar

A -
A +

ARABA ARKASI "-Dünyanın en pahalı benzini benim arabamda..." ... BİLGİSAYARDA "-Dünyanın en pahalı interneti benim bilgisayarımda..." ... HÜLYA AVŞAR'DA "-Dünyanın el kalabalık gazeteci ordusu benim peşimde..." ... KAYA ÇİLİNGİROĞLU'NDA "-Dünyanın en güzel saçı benim süpürgemde..." ... GÜLBEN ERGEN'DE "-Dünyanın en erken biçilmiş donu benim karnımda..." ... REHA MUHTAR'DA "-Dünyanın en geniş yeri, benim kalbimde..." ... RAFET EL ROMAN'DA "-Dünyanın en inatçı keçisi benim köprümde..." ... MAGAZİN KAMERASINDA "-Dünyanın en lüzumsuz görüntüleri benim objektifimde..." ... ORTADOĞU'DA "-Dünyanın en ucuz kellesi benim koltuğumda..." > Hayata dair... Savaşa gitmemiz buyruldu; "Toprak için aslanlar gibi dövüşün" diyerek, Toprak için... Ama kimin toprağı?... Söylenmedi bu... -Derebeyinin toprağı olsa gerek... ... Savaşa gitmemiz buyruldu; "Özgürlük adına" diyerek, Özgürlük adına... Ama kimin özgürlüğü?... Söylenmedi bu... Halkın özgürlüğü olmasa gerek... ... Savaşa gitmemiz buyruldu; "Bizden" dendi "yardım bekliyor müttefik uluslar", Ama en önemli şey unutuldu: Kimin cebine girecek banknotlar?... ... Savaş kimisi için hayatla ödenen bir fatura, Milyonluk kazançtır kimisine, Çoçuklar, daha ne kadar; Katlanacağız bu ağır işkenceye?... (...Demyan Bedniy) > Tuzaktan kumanda... (...NTV - Haber Bülteni) MUHABİR: Evet görüyoruz ki; bombaların atıldığı sığınakta defterler var... Enkazın içinde giysiler görüyorum... İnsanlara ait olduğu zannedilen ayakkabılar var... > temelin yeri... Kabadayı Temel, kahvehanede ahkam keserken birinin hapşırdığını duymuş... "Kim hapşırdı" diye sormuş... Cevap alamayınca, "Ön sıra" demiş ve adamlarına emir vermiş: Temel'in adamları ilk sıradakileri yaylım ateşine tutmuşlar... Temel yine sormuş: "-Kim hapşırdı?..." Yine cevap yok... Yine ateş emri... Kahvehanenin neredeyse tamamını halletmiş... Sonlara doğru arka sıralardan çelimsiz bir adam yerinden kalkıp korka: "-Ben hapşırdım Baba Temel... Çok üzgünüm..." Kabadayı Temel, aradığını bulmanın rahatlığı içinde: "Çok yaşa" demiş; "-Ben de 'çok yaşa' demek için arıyordum zaten..." > sportik kritik "-Bu maçı henüz hazırlık maçı olarak değerlendirebiliriz... Başa baş ve keyifli bir mücadele oldu, izleyenler keyif aldı... Ama sizden ricam yenilgiyi fazla abartmayın..." (...Eric Gerets) > bizimkiler... Fatih köşeye Nihat Doğan resmi girecek, arşivden arayıp arayıp bulamamış... Sonunda Turgay'a soruyor, "-Yav bu Nihat Doğan hangi takımda oynuyordu, spor arşivinde yok..." *** Talip, dudağında siyah siyah bir şeyler çıkan Ömer'e akıl veriyor; -Bu hastalığı biliyorum, kremi var, kullanmadan geçmez... Demir eksikliğinden oluyor, hiç et, balık falan yemiyor musun?... "-Pilot kalemi ısırdım ondan bulaştı..." *** Cem tatilden yine hasarlı dönünce sorduk "Alnına ne oldu" diye; Çekinmeden anlattı; "-Mağazada ürünlere bakarak yürürken dükkan bitiyormuş, ayna başlıyormuş..." > tebeşir tozu "-İstekli misiniz?... Hemen bu dakikayı kullanınız, yapabileceğinize inandığınız işe başlayınız..." (...Goethe) > kadınlar & erkekler (Yaşa göre erkekler, hangi trene benzer?...) > 20 yaşında erkek banliyö treni gibidir... Her istasyonda durur. ... > 30 yaşında erkek posta treni gibidir... Önemli istasyonlarda durur... ... > 40 yaşında erkek ekspres gibidir... Büyük istasyonlarda durur... ... > 50 yaşında erkek marşandiz gibidir... Sadece su almak için durur... ... > 60 yaşında erkek lokomotif gibidir... Boşuna gider gelir... ... > 70 yaşında erkek kaza yapan tren gibidir... Depoya çekilir. > 01.08.1978 > İlk kez bir zenci sanatçı için "Çikolata renkli sanatçı" değerlendirmesi yapıldı... > sanatik kritik "-Vücudumda bıçaklanmış bir yerim yok... Bir ara yoga öğretmek istediler, yaparken gülme krizleri geldi... 40 tane tilki dolaşıyor kafamda, ben nasıl yoga yapabilirim?..." (...Hülya Avşar) > S.Ö.Z. der ki; "-Delilik; bizim aklımızdan geçeni başkasının yapmasıdır..." (...İlla da bir şey için söylemek zorunda olmadığını anlatırken ettiği müthiş S.Ö.Z.leri) > politik kritik "-Hükümet bu ülkenin uluslararası ilişkilerdeki gücünü ülkenin çıkarlarını korumak adına değil, kendi siyasi konumunu korumak adına kullanıyor. İçler acısı bir manzara var..." (...Erkan Mumcu) > sağdan - soldan (...Antalya - Lokanta - Eser Gümüş) -ELİNDE KİTAPLA GELENE YÜZDE 50 İNDİRİM... -Türkiye'de olaylara kayıtsız kalana yüzde 150 zam... -HALK MÜZİĞİ-SANAT MÜZİĞİ DİNLEYENLERE YÜZDE 60 İNDİRİM... -Çevreyi koruyup kollamayana, ilgi göstermeyene yüzde 100 zam... -HER ŞEYE DUYARLI OLANA YÜZDE 70 İNDİRİM... -Savaşa hayır diyene bedava... > itiraf reyonu... (...isim: hosbi ...şehir: ankara ...yaş: yirmialtı) Arkadaşımın babası memur olduğu için ülke kazan memur kepçe dolaşıyorlar... Bundan 3 yıl önce bir kurban bayramında arkadaşım babasının görev yaptığı memlekete gider... Saçlarının arkası uzun ve kıvırcık olduğu için küçük memlekette biraz garip karşılanır... Arkadaşın babasına bayram tebriği için eş-dost civarda kaç kişi varsa gelir... Bir misafir zili çalar, arkadaş kapıyı açar karşısında 80-90 yaşlarında gözleri pek iyi görmeyen bir amcayı içeri alır... İşte babası ile hoş beş ettikten sonra saygı gereği saçları uzun olan arkadaş amcanın elini öpmek ister... Amca bayan sandığı arkadaşa elini öptürmez, hatta biraz sinirlenir... O günün başka bir vaktinde arkadaşım ve kardeşi bayram tebriği için birkaç yere uğrar... Evlerinin yanındaki benzin istasyonundakilerin bayramını tebrik etmeye başlarlar... İstasyondakilerden biri arkadaşı bayan sanarak oturduğu yeri ona verir... Ve aynı gün ziyarete gittikleri bir evin kızı, yine aynı gerekçe ile sarılıp "Hoş geldin" diye öpmeye başlar... Kısacası bir bayram, bir insana böyle zehir olur... > söz market "genel" protokol notları-son: çatalın ağzının yukarıda, bıçak ile yanyana paralel hale gelmesi "yemek bitti" demektir... kaşık sağ elle kullanılır... balığın önce kılçığı tamamen çıkarılır, sonra parça parça yenir... sağdaki içecekler, soldaki yiyecekler bize aittir... yemeği tadmadan tuz atılması çatal ve bıçağın peçete ile silinmesi görgüsüzlüktür... kravatın boyu, kemer tokasını kapatacak şekilde olmalıdır... ayakkabı, çanta ve kemer aynı renkte olmalıdır... süs mendilinde renk sınırlaması yoktur... alo diye telefon açılması anlamlı değildir... telefonu açan kendini tanıtmalı... "ben sana dönerim" denmemeli "sizi sonra arayacağım" denmelidir... sigara, sigara ile yakılmaz... mumdan da yakılmaz... çocuklu evlerde içilmez... resmi yerlerde kül tablası yoksa bu orada sigara içilmeyecek demektir... sigara yakarken el ele değmemeli... puro içe çekilmez... puro dudak ve parmak içindir... elde yakılır ve en az "kırkbeş dakikada" içilir... erkek, erkeğin purosunu yakmaz... Puro bir kerede içilmez... özel makasıyla kesilir, sonra tekrar içilebilir... bir bayana asla suni çiçek hediye edilmez... çiçegi elden götürüyorsak mesaj yazılmaz... başka biri ile gönderiyorsak yazabiliriz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.