E bebeğim eee...

A -
A +

Ben de yukarıdaki abilerim, ablalarım gibi ciddi şeyler yazmak isterdim. Ama niyeyse Meclis'teki "çiğköfte laubaliliği"ndeki herhangi bir konu, çıkacak bilmem ne yasa tasarısından daha çok ilgimi çekiyor. O yüzdendir ki; Turgut Özal'ın Semra Hanım'a "Aç radyoyu da kulaklarımızın pası silinsin" sözü, Kenan Evren'in botox'lu Hande Ataizi portresi, Deniz Baykal'ın kulaç atarken ne kadar su yuttuğu, Tayyip Erdoğan'ın, "Halı sahada maç varmış" diye Viyanalara gitmesi de öyledir. Hiç ama hiçbir şeyi, ne içerde, ne dışarda ciddi bir şekilde ele almayacaksın. -Yav sizin çocuklar bizim ülke aleyhinde film çevirmiş. "-Hee... Duydum... Yav kusura bakmayın, Necati'nin ağız spreyi kullanmaması Sharon Hanım'ı rahatsız etmiş..." *** Bana kalsa, ülkenin en önemli kararları, milletvekillerinin orta refüjdeki mangal partilerinde, galip gelinen bir maç sonrası soyunma odasında, "Nü koleksiyonumu göstereceğim, gelsene bana" buluşmalarında gerçekleşmeli. Evet ben öyle istiyorum ama, ben öyle istiyorum diye değil... Öyle olması, yıllardır olandan daha faydalı olacağı için. Yaşınız kaç olursa olsun; doğduğunuz yıla ait gazete arşivlerine bakarsanız, ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Ben baktım, anladım. *** Siyah-beyazdan renkli bir hayata geçmişiz... Gazetelerin fiyatları ve tarihleri değişmiş... Bugünün gazetesindeki boya kokusu, 1 Nisan 1972'nin gazetesindeki saman kokusunu bastırmış. Onun dışındaki her şey aynı... Her şey bugünkü tazeliğinde. "Yazık... Çok yazık" demek büyük hayıflanmanın tatmini olmayacak tabii. O yüzden ben ülkem için hep ciddi bir şey yapanları, ciddi bir şey yapıyormuş gibi yapanları sevmiyorum. -Abi pişmedi mi daha?. "-Pişti pişti, biraz daha kızarsın... Yarın şu ihale yasasında tatsızlık çıkmasın haa... Bak sana en iyi yerinden veriyorum..." Benim doğumuma rastlayan 1972 Nisan 1'inin gazetesinde; laiklik, başörtüsü, görüş ayrılığı, demokrasi, insan hakları, dış güçler dışında bir başlık daha yakaladım. Bebeklerin rahat uyuması için bir reçete verilmiş... Başlığı şöyle; "-Uyusun da büyüsün ninni..." ... (Yazının tamamı yeni haber sitesi "www.turkiyepost.com"da... Şöhret sınır tanımayınca yazdırıyorlar...) Hayata dair... Başlamak için en uygun zamanı beklersen, hiç başlamayabilirsin. Şimdi başla!.. Şu anda bulunduğun yerden, elindekilerle başla... ... Ben başkalarının acılarına iştirak ederim, fakat mutluluklarına değil. Başkalarının mutluluğunda garip bir sıkıcılık vardır. ... Bilimde ve güzel sanatlarda en üstün başarılar, tek başlarına çalışan kişiler tarafından elde edilmiştir. Hiçbir parkta bir kurul için dikilmiş bir anıt yoktur. ... Bundan 20 yıl sonra, yaptıkların değil, yapamadıkların için üzüleceksin. Dolayısıyla halatları çöz. Güvenli limandan uzaklara yelken aç. Rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet. (...Aldous Huxley) Temel'in yeri... Küçük Temel, evlerinin bahçesinde kazdığı çukuru kürekle kapatırken yan komşusu bahçe duvarlarının üzerinden bakarak, "Ne yapıyorsun orada Temel" diye sormuş... "Japon balığım öldü onu gömüyorum" diye cevap vermiş Temel... "Bir Japon balığı için çok büyük bir çukur değil mi o?..." Temel çukurun üzerine son toprağı atıp küreğinin tersiyle vura vura sıkıştırarak "Hayır" demiş, "-Çünkü minik balığım sizin açgözlü kedinizin midesinde..." bizimkiler... (*Hakan Ünsal'lı Lotto Medya Cup notları...) * "Topa sahip olma" istatistiklerinde TV-8'de oynayan Saffet Sancaklı, bizim yıldızımız Hakan Ünsal'a fark attı. Maç 11-1 bitti ve Saffet Abi tam 12 kez santra yaptı. (Biri de başlama vuruşu) ... * Şirin Abi'nin, kadroyu açıklarken, "Oturmuş kadroyu bozamam, sen kenarda bekle" dediğini Hakan'ın duymaması olası bir faciayı önledi. ... * Hakan Ünsal'ın kendisini izlemeye gelen seyirci sayısının, G.Saray'da oynadığı son dönemden fazla olması sevindirici bir gelişmeydi. ... * Ali'nin Hakan Ünsal'la tanışırken "NTV'deki yorumların çok güzel", maçta da "Abi sen solla da vurabiliyormuşsun" demesi herkes tarafından yadırgandı. ... * Onur'un bir saat top oynadıktan sonra onun Hakan Ünsal olduğunu anlayıp resim çektirmesi ve imza alması da görülmeye değerdi. Taşlamalar... Haşlamalar.. GELDİ BAHAR Görünce eriği dalda Yâri kolda Bil ki... Geldi bahar... ... Yar, yar, yar Beni kucakla Sımsıkı sar... ... Yar, yar, yar Hadi durma Geldi bahar... (osman.yavuz.inal) kadınlar & erkekler (...Kadınların nefret ettiği şeyler) > Erkeğin eve girerken sanki kendini bekleyen biri yokmuş da, tahsilat için bir firmaya giriyormuş gibi girmesi... > "Günün nasıl geçti sorusunu sormamaları. Sorsa bile bunu konuşacak bir şey kalmadığında yapması... > Bir konu hakkında konuşurken gazete, dergi falan okumayı sürdürmesi ve sadece "Hı hı" diye kafa ile onaylaması... > Çalışma arkadaşlarına davrandığı gibi davranması, hatta kendilerinden de iş arkadaşı gibi konuşmayı beklemesi... > Çiçek getirerek, yemeğe çıkararak, birkaç dakika sohbet ederek bonus puan kazandığını zannetmesi... > Kendi bakımsızlıklarına kadınları da ortak etmeye çalışmaları, hazırlanırken onları ışık hızı ile kapıda beklemeleri... > Gideceği bir yeri, yaptığı bir programı kadınlara bildirmemeleri ve kadının her adımından hesap sormaları... > Televizyon seyrederken sürekli kanallarla oynaması, onun seyrettiği programa razı olunsa bile birazdan onu da değiştirmesi... > Başkalarının basit esprilerine bile gülmeleri, ancak kendilerinin anlattığı hiçbir şeyin komik gelmemesi... Nostalji... Hoca fen bilgisi dersinde karıncaları anlatıyormuş; "Çalışırlarken kendi ağırlıklarından beş misli fazla yiyecek taşırlar" demiş, "Bundan nasıl bir ders çıkartıyorsunuz?..." "Bence", demiş öğrencilerden biri; "-Anlaşılan bunlarda sendika mendika falan yok..." S.Ö.Z. der ki; "-Zamanı gülerek geçirdik, ağlayarak geri getirmeye çalışıyoruz..." (...'Yazık etmişsin gönül sen' şarkısı eşliğinde dökülen müthiş S.Ö.Z.leri) 17.05.1945 > İlk kez bir çocuk komşuya gönderilerek, "Müsaitseniz annem size oturmaya gelecek" dedirtildi... tebeşir tozu "-Randevuya her zaman vaktinde gelmek, ötekinin gecikmesini onun yüzüne vurma sanatıdır..." (...Liverpool Echo) sanatik kritik "-Hayat bir oyundur. Kendimle dalga geçiyorum... Hayatımda annem ve kızım her şeyden önce gelir... Her akşamın bir sabahı vardır elbet... Her yeni günden mutluluk, güzellik bekliyorum..." (...Hülya Avşar) politik kritik "-Sezer'in Cumhurbaşkanlığı konusunda yapması gereken şey; topluma çok ciddi ve köklü bir uyarı yapmak... Çıkar, aklınızı başınıza alın der, inatlaşmayın der, tarihi bir çağrı yapar..." (...Deniz Baykal) sportik kritik "-Ben yanlış birşey söylemedim. Kimseyle de alay etmedim. Camiamıza moral vermek için böyle konuştum. Söz verdik ve sözümüzü tuttuk. Biz şampiyonluğu olunca kutluyoruz..." (...Adnan Polat)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.