Eden, kendine eder...

A -
A +

OS - 2866 Tuşları gıdıklayın! * TURKCELL, TELSİM VE AVEA'dan; "OS" yazıp boşluk bıraktıktan sonra mesajınızı yazıyorsunuz, "2866"ya gönderiyorsunuz... Çok bir şey değil; "4 SMS / 8 KONTÖR"... Hadi bakalım, pamuk eller cebe... > SMS BÜLTENİ... "-Oğlum Ömer Talha'ya Ahmet Cüneyt isminde bir kardeş geldi..." (...Ahmet Cemil) "-Makbule doğum günün kutlu olsun... Seni çok seviyoruz..." (...Anne, baban ve kardeşlerin) "-Güzellik sadece güzel olan şeylerde değil, güzel görmek istediğin herşeydedir..." (...Emre Ateş) > Temel'in yeri... Aşırı derecede duyma özürlü olan Temel Dede'yi dükkana çağıran tezgahtar, dışardan hiç farkedilmeyen bir duyma cihazını kulağına yerleştirdi... Bir hafta sonra Temel Dede, yeniden dükkandaydı... Tezgahtar "Nasıl" dedi, "Kulak cihazı iyi çalışıyor mu?..." "Harika" dedi Temel Dede; "Umarım ailenizde mutlu olmuştur" dedi satıcı... "Onların haberi bile yok" dedi Temel Dede; "-Bu aleti taktığımdan bu yana vasiyetimi iki kez değiştirdim..." > SÖZ'ün gelimi... (...Yeni Cem Uzan vaatleri) -Kurtlar Vadisi her kanalda izlenebilecek... -Ümit Karan her maçta eşit gol atacak... -Hülya Avşar magazine geri dönecek... -Herkes yiyerek zayıflayacak... -Ajdar-Alihan boks yarışması düzenlenecek... -Alex ve Tümer aynı anda oynayabilecek... -Bütün yetimlere lazerle tüy tedavisi yapılacak... > S.Ö.Z. der ki; "-Mutluluk seçeneği çoğaldıkça, mutlu olma imkanı azalır..." (...Nostaljiye özlemi anlattığı müthiş S.Ö.Z.leri) > Bizimkiler... (...Esma Çakıllı anlatıyor, Bizimkiler sayılır...) Yengemler bize oturmaya geldi... Elinde de güllaç var... Annem de bize getirdiler diye yengeme "Niye zahmet ettiniz" dedi... Yazık, yengem de ne diyeceğini şaşırdı, artık ne yapsın "Önemli değil" falan diye geçiştirdi... Tabii valide olayı sonradan çaktı ama iş işten geçmiş oldu... > Tuzaktan Kumanda... (...STAR - Telegol) TURGAY ŞEREN: Biz kendisini uyardık ama Volkan'ın bir kafasından girip öbür kafasından çıkıyor... *** (...SHOW - Uçankuş) NİHAT DOĞAN: Herkes beni örnek alıyor... Örneğin bu piyasada ilk deri mont giyen türkücü benim... > Kadınlar & Erkekler Kadının Günlüğü: Sevgili günlük... Bugün biraz garipti... Akşama bir kafede buluşup bir şeyler içmeye karar vermiştik... Akşama kadar arkadaşlarımla alış veriş merkezlerinde dolaştığım için kafeye geldiğimde 5-10 dakika kadar gecikmiştim... Sanırım buna canı sıkıldı ama bir şey söylemedi... Konuşacak pek bir şey bulamayınca, ona sessiz bir yerlere gidip konuşabileceğimizi söyledim... Kabul etti ama hâlâ dalgın ve ilgisizdi. Problemi olup olmadığını sorduğumda, "Yok" dedi... Eve dönerken arabada kendisini sevdiğimi söyledim, yalnızca gülümsedi... Neden böyle davrandığını anlayamıyorum... Acaba neden "Ben de seni" diye cevap vermedi?... Eve geldiğimizde onu kaybettiğimi hissettim... Öyle ki, benimle hiç alakası yokmuş gibi davranmaya başladı... Sadece oturup televizyon seyretti, soğuk ve ilgisizce... Bu sıkıntıya daha fazla dayanamayacağım için onunla yüzleşmeye karar verdim ama çoktan uyumuştu... Ağlamaya başladım, uyuyana kadar ağladım, ağladım... Ne yapacağımı bilemiyorum... Sanırım bir başkasına aşık oldu... Hayatım tam bir felaket... Erkeğin Günlüğü: Ula Beşiktaş yine kaybetti be... Ne yapacağız bu takımla bilmem ki?... (...opereysin) > Bugünün buluşu > İlk kez bir misafir aç olduğu halde yemeğe davet eden ev sahibine ayıp olmasın diye "Ben tokum siz yiyin" dedi...(...20.02.1932 - Burak Saygın'dan) > Bir yaş daha büyütenler Kapıkule Sınır Kapısı'nda uyuşturucuya geçit yok... Yurt dışına çıkış yapmak isteyen tabut yüklü bir TIR'da yapılan aramada, 29 tabutun içinde 400 paket halinde 202 kilo 970 gram eroin ele geçirildi... > Hayata dair... O'na kızgın olduğunu biliyorum... Neden şunu denemeyesin... Ona bir mektup yaz... Bütün duygularını dök... Öfkeni ve hayal kırıklığını anlat... Hiçbir şeyi gizleme... Sonra mektubu bir çekmeceye koy... İki gün sonra oku... Hala yollamak isteyecek misin?... Ben öfkenin ve pasta kıtırının iki gün sonra yumuşadığını öğrendim... (...H.Jackson Brown) > sanatik kritik "-Evet, sadakatli bir kadınımdır ve 'Aferin' derim kendime. Saygılıyımdır. Yaşlı bir garsona da, bir Yeşilçam starına da aynı hürmetim vardır. Benim için insan olabilmek önemli. Hayata bakışım bu, onun için zaten çok fazla bu renklerin içinde barınamıyorum..." (...İpek tuzcuoğlu) > politik kritik "-Yine geçen gün 'Bakan Koç, Başbakan'ı alkışlarken uyudu' yazmışlar... Uyurken alkış mı olur be?... Ertesi günü yine bir baktım, 'Bakan uyumamak için tespih çekti' diye yazmışlar... Ulen tespih çekilirken insan uyur mu be?... Ne yazacağınızı artık bilmiyorsunuz..." (...Atilla Koç) > sportik kritik "-Isınırken bir anda tribünler 'Deli İbrahim' diye bağırmaya başladı... İlk söylediklerinde ben anlamadım... Bir baktım herkes gel gel diye işaret yapıyor... Bir kere gittim, gidiş o gidiş. 'Deli' olarak kaldık... Rahatsız etmiyor, sonuçta iyi niyetle yapılan bir şey..." (...İbrahim Üzülmez) > söz market "genel kültür" bilgileri: bir beyine bakarak, onun bir kadına mı yoksa erkeğe mi ait olduğuna karar veremezsiniz, çünkü aralarında şeklen gözle görülür büyük bir fark yoktur. ancak her iki cinsiyetin beyinleri arasında ortalama bir büyüklük ve ağırlık farkı vardır. kadın beyinleri erkeklerinkinden yaklaşık yüzde 10 daha küçüktürler. ortalama yetişkin bir erkeğin beyninin ağırlığı 1.375 gramdır. burada unutulmaması gereken en önemli husus, kadınların vücut ağırlıklarının da erkeklerden yüzde 10'un üstünde bir oranla hafif olmasıdır. yani kadının beyninin vücuduna oranı yaklaşık yüzde 2,5 iken erkeğin yüzde 2'dir. sonuçta kadınlar vücutlarına oranla daha büyük bir beyne sahiptirler. insan beyninin hacim olarak büyüklüğünün zeka ile bir alakası yoktur. dünyanın en zeki bilim adamlarından biri kabul edilen Einstein'ın beyni ise ortalama boyutta bir beyindi. Eden, kendine eder... Vaktiyle bir hükümdar, iki de veziri vardı... Biri iyi kalpliydi, öteki kötü kalpli kıskanç... İyi kalpli olan; "Eden kendine eder" derdi sık sık... Onun için bu vezirini çok seviyordu... Öbürü onu çekemiyor, kıymetten düşürmek için fırsat kolluyordu... Bir gün hükümdarın kulağına fısıldadı; -O sizin aleyhinizde konuşuyor... -Yaa... Ne diyor?... -Ağzınız fena kokuyormuş... -Ama benim ağzım kokmaz ki... -İnanmazsanız bu akşam dikkat edin. Sizinle konuşurken eliyle burnunu tutacaktır... Sonra çıkıp, koştu iyi vezire. -Bu öğlen yemeği bizde yiyelim mi?... -Hayhay... Öğlen vakti eve gittiler... Kötü vezir yemeklere bol sarımsak koydurmuştu... İyi kalpli vezir yedi o yemeklerden... Akşam sultanın huzuruna gidince, mecburen bir eliyle hep ağzını tutuyordu... Hükümdar; -Tamam, o vezir doğru söylemiş diye düşündü... Hemen bir mektup yazıp verdi ona... -Al bunu, falan valiye götür. -Başüstüne efendim. Mektup şöyleydi; "-Bu mektubu sana getireni boğazla, derisini yüz. İçine ot doldurup bana gönder." Garip, o mektubu alıp çıktı. Yolda hasetçi vezire rastladı. Kötü vezir elindeki zarfı görünce sordu hemen; -Onu kime götürüyorsun?... -Filan valiye. Hasetçi bunun bir taltif mektubu olduğunu zannedip rica etti; -İstersen ben götüreyim. -Olur, sen götür. Vali mektubu açıp okuyunca, emretti adamlarına; -Tutun şunu. Öldürüp derisini yüzün ve ot doldurup sultana gönderin. -Başüstüne. Emir anında yerine getirildi... Ertesi gün hükümdar, iyi kalpli veziri sağ salim görünce çok şaşırdı. Huzuruna çağırıp sordu; -Sen benim hakkımda ağzı kokuyor diyormuşsun, öyle mi? -Estağfirullah sultanım. -Peki o akşam niçin burnunu tutuyordun? Vezir anlattı olanları. Hükümdar hakikati öğrenmişti. İyi kalpli vezirine sevgiyle baktı; "-Sen haklıymışsın vezirim... Eden kendine edermiş hakikaten..." *** (..."Şehriyaran"; Abdüllatif Uyan imzasıyla hazırlanan 36 kitaplık bir serinin ortak adı... Her birinde 40 tane, toplam 1440 ayrı menkıbenin bulunduğu, okunması çok kolay, 128'er sayfalık BİN EVLİYA MENKIBESİ... - Bilgi almak için: Cümle Yayınevi: 0212. 512 15 67)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.